Halkapınar'a, Atatürk Stadı'na gidiyoruz, Alsancak Stadı'nın önünden geçiyoruz. Gündemimiz G.Saray-Atletico Madrid maçını izlemek ama, Göztepe'nin efsane olduğu dönemdeki zaferlerinin canlı şahidi olmanın mutluluğunu yaşayan ben, Zaman Tüneline girip 22 Kasım 1967'ye, 47 yıl öncesine ışınlanıyorum. O zaman da Atletico Madrid bir dev. Avrupa Kupa Galipleri Kupası Şampiyonu olmuş, İspanya Liginde Real Madrid'in 3 puan önünde lider. Ama Göztepe bir tarih yazıyor, deplasmanda 2-0 yenildiği Atletico'yu Alsancak'ta 3-0 yenerek Avrupa Fuar Şehirleri Kupası'ndan eliyor. Unutamadığımız Ali Artuner, Luis Aragones ve Jose Garate gibi yıldızların gollük şutlarında panterleşiyor, bombacı Halil Kiraz uzatmada 35 metreden füzesiyle rakibi bitiriyor. Kimileri ebediyete göçtü, kimileri rahatsız efsanelerin. Hayıflandım... Göztepe Kulübü, federasyon veya belediyeler, çağırsaydınız ya yaşayan efsaneleri, G.Saray-Atletico maçına. Ne güzel olurdu ama, vefalı davranmak yakışırdı, İzmir'in şanlı tarihine de altın köprü. Maça gelince... Öncelikle Galatasaraylı taraftarları takımlarıyla uzun süren hasreti giderirken Soma Şehitleri'nin ailelerine yaptıkları büyük katkıyı alkışlamalıyız. Galatasaray orta sahada ve defansta gayet başarılıydı. Ama gol bölgesinde Burak'a top atılamadı. Kaleci Muslera harika kurtarışlarıyla alkışlanırken Olcan Adın belliki Galatasaray'a büyük katkı yapacak. Ama siyah fırtına Bruma yaptığı drimpigle ve dalışlarla Prandelli'nin vazgeçemeyeceği bir isim olacak. Uzun süren sakatlıktan sonra görev alan Hamit aksamadı, burada sıkıntı çeken Galatasaray'a ümit verdi. Atletico'da gözler futbol elçimiz Arda Turan ve Beyern'den alınan Hırvat Manzugic'teydi. Arda, yine çalımlarıyla beğeni toplarken Manzugic'te Simone'yi umutlandırdı. Böylesine sıcak bir havada ve yüksek nem altında iki takımdan kaliteli futbol beklemek insafsızlık olurdu. Gol görmek için toplanan 45 bin kişi hayal kırıklığına uğradı.