• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Krizden çıkışta yol ayrımı CAHİT SÖNMEZ

Krizden çıkışta yol ayrımı

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.06.2010, 00:00
Kanada'nın Toronto kentinde yapılan G-20 toplantısından "Eşgüdüme son" kararı çıktı. Yani, artık her ülke yol haritasını kendi çizecek ve bu yolda ilerleyecek. Önceki yazımda ABD'nin mali politikalarını sıkılaştırmak istemediğini, çıkış sürecinin desteklenmesi gereğinde direndiğini yazmıştım. En kötüsü, bu fikrin uygulanması için diğer ülkelere telkinde bulunması idi.
2008 krizi ile mücadelede gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden oluşan G-20'den hep ortak hareket kararı çıkmış ve kısmen uygulanmıştı. Kısmen diyorum, çünkü korumacılığın engellenmesi olmak üzere bazı konularda eşgüdüm kaybolmuştu. Diğer önlemlerde ise kolektif adımlar atılabilmişti. Artık deyim yerinde ise, her ülke kendi başının çaresine bakacak, ekonomisinin iç dinamiklerine uygun politikalara başvuracak.

EK MALİYET
Görüş ayrılığı yaratan konuların başında bütçe açıklarının dizginlenmesi geliyor. Aynı zamanda, gelişmiş ülkelerin bankalarının zehirli kğıtlar yüzünden bozulmuş bilançolarının düzenlenmesine yönelik önlemlerin de ülkeler bazında değerlendirilmesine karar verildi.
Aslında, yukarıda saydığımız konular açısından baktığımızda her ülkenin kendine özgü çözüm yolları benimsemesinin daha doğru olacağını söyleyebiliriz. Şu aşamada bankacılık sektörleri için mali yapılarının güçlendirilmesini sağlayacak Basel III kurallarının uygulanmasında zamanlama farklılıkları bulunuyor.
Bu konuyu biraz açmak istiyorum. Avrupa ülkelerinde bankacılık kesiminde henüz kredi mekanizması sağlıklı çalışmıyor. Dolayısıyla, böyle bir süreçte bankalardan sermaye koymalarını istemek hem belli bir mali yük getirecek ki tahminler 5 milyar doların üzerinde bir finansmanı işaret ediyor, hem de kredi plasmanında kullanacakları kaynakları sınırlayacak. Bu yüzden, Avrupa bankalarının bilçolarını güçlendirecek ve sermaye yeterlilik rasyolarını yükseltecek aksiyon almaları için zamanlama uygun görünmüyor. Eğer, uygulanan politikalar meyve vermeye başlarsa, seneye bu önlemleri devreye sokabilirler.

İKİ ÖNEMLİ AVANTAJ
G-20 Toronto toplantısında gündemin ilk sıralarında yer alan konularda en azından kısa vadede Türkiye ekonomisi sorun yaşamayacak bir konumda bulunuyor. Bütçe açıkları ve borçların çevrilmesine yönelik göstergeler diğer Avrupa ülkeleri ve ABD ile karşılaştırıldığında oldukça iyi.
2001 krizinden önemli dersler çıkaran bankacılık sektörü hem varlık kalitesi hem de sermaye yeterlilik rasyoları açısından makul seviyeler üzerinde faaliyetlerini sürdürüyor. Tabii, bu başarıda düzenleyici otorite Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun (BDDK) hakkını da verelim...
Bundan sonra her ülkenin kendi yoluna gitmesinin avantajlarına değindik... Ama bir de madalyonun diğer yüzü var. Ülkelerin eşgüdümü terk etmeleri krizin asıl sorumlusu olan "İktisadi sistemin" sorgulanmasını ve bir yerde revizyonunu geciktirecek. Ben de sanki ülkeler sistemi sorugulamak istiyorlarmış varsayımı ile biraz iyimser bakıyorum olaya galiba...
Ne dersiniz?
Diğer bir dezavantaj ise yapısal reformların uygulanması. Kollektif adımlar isteksiz ülkelerin ellerini taşın altına koymasını sağlıyordu. Eğer, zirvelerden belli konularda ortak reform uygulamaları kararı çıkmaz ise hiç kuşkusuz minder dışına kaçan ülkeler olacaktır.
Sonuç olarak, zirveden küresel ekonomilerin geleceğini kurtaracak, diğer bir deyişle, olası ikinci bir dipi engelleyecek konulara değinildi. Lakin somut kararlar çıkmadı. Artık herkez kendi yoluna gidecek...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA