Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mart ayına ait hanehalkı işgücü verilerini açıkladı. Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarının başında gelen işsizlik TÜİK'in açıkladığı rakamlara göre Mart ayında gerilemiş. Geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık 1.5 milyon yeni istihdam yaratılmış. Bunların 957 bini tarım dışı sektörlerde işe başlamışlar. Böylece yıllık bazda işsizlik oranı da yüzde 13.7'ye inmiş oluyor.
Genel olarak verilere baktığımızda mutlu oluyoruz işsizlik azaldığı için. 2009 yılında yüzde 15'in üzerinde olan işsizlik oranı bu yılın Mart ayı itibarıyla yüzde 13.7 seviyesinde gerçekleşmiş. Ancak verilerin detaylarına indiğimizde ilginç bulgularla karşılaşıyoruz.
Mart ayında yeni istihdam edilen işgücünün Sektörel dağılımı aslında işsizlik sorunsalında fazla bir değişimin olmadığını ortaya koyuyor. 2009 yılının aynı ayına göre tarım sektörünün istihdam edilenler içindeki payı 1.3 puan yükselmiş. Yani artıştaki aslan payı tarım sektörüne ait. Malumunuz tarım sektöründe işgücü istatistiklerinin nasıl kabaca oluşturulduğunu biliyoruz. Aile işçisi statüsüyle aile fertlerinin bir kısmının, çalışsın veya çalışmasın istihdam edildiği varsayılıyor. Yani, kırsal kesimde bir haneye para giriyorsa tamam deniyor.
SANAYİ DEĞİŞMİYOR
Gelelim ekonomik performansın göstergesi olan sanayi sektörüne... Sanayi kesiminin istihdam edilenler içindeki payı sadece 0.2 puan artmış. Üstelik geçen yılın Mart ayına göre... Krizin en şiddetli hissedildiği, işten çıkarmaların en yoğun olduğu döneme göre 0.2 puanlık bir fark. Bir yerde sanayi kesimi istihdam verisinin yerinde saydığını söyleyebiliriz. Aynı şekilde inşaat sektöründe de benzer tablo ortaya çıkıyor. Bu sektörün tüm istihdam edilenler içindeki payı 0.3 puan yükselmiş.
Hizmet sektöründe ise gerileme var. Hizmet sektörünün payı ne yazık ki, 1.7 puan azalmış. Tüm verileri yan yana getirdiğimizde işgücü verilerinde belirginleşen düzelmede "tarım kesiminin" etkisinin olduğunu, diğer sektörlerin halen tam anlamıyla bir katkı yapamadığı gerçeğini gözlemliyoruz. Tabii bir gerçeği eklemeyi de unutmayalım... Son birkaç aydır gelen ve göze hoş görünen verilerde güçlü baz etkisi söz konusu olmakta. Daha açık bir ifadeyle, krizin en şiddetli geçtiği ve dip yaptığı aylarda açıklanan ve tam anlamıyla yerlerde sürünen rakamlarla karşılaştırılan göstergeler yayımlanıyor. Önümüzdeki aylarda gelecek temel veriler çıkış sürecindeki rakamlarla kıyaslanacak. O zaman baz etkisinin azaldığı gerçekçi verilere sahip olacağız.
TARIM AĞIRLIKLI
Yine detayda gizli birkaç gerçekle devam edelim... Aslında en ürkütücü detay yaptığı işten dolayı sosyal güvenlik sistemine kayıtlı olmayanların oranı. İşsizlik bir taraftan azalırken, sosyal güvenliğe tabi olmayanların oranı da yükseliyor. Mart ayında sosyal güvencesiz çalışanlar 0.8 puan artışla yüzde 42.1'e tırmanmış. Şimdi dikkatinizi çekiyorum... Tarım kesiminde sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı ise yüzde 84.1'den yüzde 85.1'e çıkmış. Sadece yüzde 15 gibi çok düşük oran sosyal güvenliğe tabi tarım sektöründe.
Gelelim diğer gerçeğe... Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilere göre işsiz sayısında artış görülüyor. Şubat ayında işsiz sayısı 3.265 iken Mart ayında 3.276'ya yükselmiş. Zaten mevsimsellikten arındırılmış işsiz oranı yüzde 12.7'de kalmış.
Genç nüfusun ve üniversite mezunlarının maruz kaldığı işsizlik sorunu ile sonlandırayım yazımı. Her dört gençten birisi işsiz. Üniversite mezunlarının istihdama katılma oranı ise ortalama yüzde 80'lerde. Ancak, mezun olduğu bölüm ile ilgili bir işte mi çalıştığı belli değil.