FED'in dün başladığı olağan toplantısı bugün de devam ediyor. Kararı gece geç saatlerde öğrenebileceğiz. Merak edilen FED'in tahvil alımı için ne kadar dolar ayıracağı. Piyasaların beklentisi 500 milyar doların üzerinde olması. Eğer 1 trilyon dolara ulaşır ya da yaklaşırsa değmeyin borsacıların keyfine. Yine coştururlar piyasaları...
FED'in kararının yanı sıra piyasaları yakından ilgilendiren bir faktör daha var; seçimler... ABD'de Temsilciler Meclisi ve Senato için ara seçimler yapılacak. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde seçimler çok önemlidir. Çünkü, siyasi ve bürokratik yapı kurumsallaşmadığı için siyasi iktidarlara göre sistem değişebilir. "Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır" atasözünden hareket eden liderler yönetimi belirler. Oysa, ABD gibi gelişmekte olan ülkelerde her yiğit yoğurdu kurallara göre yer, yiğide göre yeme tarzı değişmez. Ancak, küresel kriz ve çıkış süreci, gelişmiş ülkelerdeki dengeleri de biraz değiştirdi.
SENATODA DENGELER
2008'de kucağında krizle başkanlık koltuğuna oturan Başkan Obama, sosyal politikalara ve bazı yapısal reformlara ağırlık veren bir programı uygulamaya çalışıyor. Vergi politikaları, sağlık reformu Obama'nın gündeminin ilk sıralarındaki konular. Seçim sonrasında Senatoda Cumhuriyetçiler'in çoğunluğu ele geçirmesi ya da 10'dan fazla sandalye kazanması bile kompozisyonu değiştirecek. Aynı şekilde Temsilciler Meclisi de, 40'dan fazla sandalye kazanılması durumunda Başkan Obama'nın istediği mevzuatların çıkarılmasında engel olabilecek. ABD medyasından takip ettiğim kadarıyla, demokratlar çoğunluğu kaybetmemek için hem valilikleri hem de meclislerdeki sandalyeleri koruyabilmek için canla başla çalışıyor.
Hem FED'in alacağı kararlar hem de seçim sonuçları ekonomideki gelişmelerin temel belirleyicisi olacak. Kısa vadede piyasaların vereceği tepki çoğunlukla FED'in kararları üzerine odaklanacak. Parasal genişleme, faiz oranlarının düşük seyri FED'in politikalarının ana ekseni. Kritik soru tahvil alımı ile FED'in piyasalara vereceği likidite miktarının ne olacağı. Fed Başkanı Ben Bernanke geçen yıl yaptığı bir konuşmasında "hiç bir şey yapmamak seçenek değildir" demişti. Krizden çıkışta gerekli olan önlemlerin alınmasında ne kadar kararlı olduğunu ortaya koymuştu. Dolayısıyla, FED büyümeyi destekleyen ve kredi sisteminin yeniden sağlıklı çalışmasını sağlayan politikalarını sürdürecek.
DÜŞÜK ENFLASYON
FED'in resmi olmayan enflasyon hedefi yüzde 2. Tam olmasa da kısmen Japonya gibi sıfır enflasyon ama deflasyon olmayan bir ekonominin tüketimi teşvik edeceği varsayılıyor FED tarafından. Enflasyonun çok düşük olması faiz oranlarına baskı yapmadığı için, düşük faiz oranlarının tüketicilerin ve firmaların kredi almalarını kolaylaştıracağı, bu yüzden parasal genişlemeye ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Tabi, bu argümana karşı çıkan üyeler Japonya'nın iyi örnek olmadığını, ABD'de işsizliğin çok yüksek olduğunu ve sosyal güvenlik açıklarının olduğunu savunuyor.
ABD ekonomisi bugüne kadar 2010 yılının tüm çeyreklerinde büyüdü. Birinci çeyrekte yüzde 3.5, ikinci çeyrekte yüzde 1.7 ve son açıklanan üçüncü çeyrekte yüzde 2 büyüdü. Her ne kadar ekonomi büyüse de temel sorunların çözümü için yeterli seviyelere çıkamıyor.
Piyasalar FED'in saçtığı dolarlarla sürekli ralli olarak tanımladığımız yükselişi gerçekleştirdi bu yıl içinde. Dow Jones Endeksi son iki ayda yaklaşık yüzde 12.20 gibi yüksek oranda arttı.
Aynı şekilde İMKB 100 de 71 bini denedi. Şimdi, biraz dinlenmedeler ve yeni haberi bekliyorlar. Eğer FED beklentilere göre tahvil alımında bonkör davranırsa ralli olmasa da çıkış sürer. Tersi durumda belirsizlik algılamaları yükselir.