• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Piyasalarda sessiz bekleyiş CAHİT SÖNMEZ

Piyasalarda sessiz bekleyiş

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.03.2011, 00:00
2010'un Aralık ayından bu yana yabancı sermaye çıkışlarının yaşanması piyasaların tadının kaçmasına neden oluyor. Merkez Bankası'nın sıcak parayı soğutmak için aldığı önlemler doğal olarak yabancı sermayeyi rahatsız etmiş ve pozisyonlarının bir kısmını satışla kapatmalarını sağlamıştı. Aslında gelişmekte olan piyasalarda sıcak paraya karşı alınan önlemler "yabancı sermaye akımlarının" gelişmekte olan piyasalara olan yönünü biraz kaydırmış, genel olarak yabancı sermayenin iştahını azaltmıştı. Türkiye'de diğer gelişmekte olan ülkelere ek olarak yüksek cari açık sorunu da olduğundan bizim piyasalardaki kayıp daha fazla gerçekleşmişti.

İKİ TEMEL ORAN
Böyle bir sonuç karşısında Türkiye, diğer gelişmekte olan ülke piyasalarına göre cazip hale geldi. Morgan Stanley tarafından üretilen MSCI Endeksi de tezimizi doğruluyor. 26 gelişmekte olan ülke hisse senetleri piyasası performansına göre hesaplanan "gelişmekte olan ülke MSCI endeksine" göre MSCI Türkiye endeksi, yıl başından bu yana yaklaşık yüzde 12.6 geriden geliyor. MSCI Avrupa ve Ortadoğu endeksine göre de yüzde 22 kötü performans göstermiş Türkiye endeksi.
Aynı zamanda, hisse senetlerinin değerleri ile ilgili dikkate aldığımız "fiyat kazanç oranı" ve "piyasa değerinin defter değerine oranı" gibi iki temel göstergenin yükselen piyasaların altında seyretmesi de cazibe açısından kullanabileceğimiz veriler. İMKB F/K oranı yüzde 11.21. Gelişmekte olan ülke ortalaması ise 12 düzeyinde. Ülkeler bazında birkaç örneğe bakarsak, Hindistan'da 18.3, Çin'de 15.1 ve Meksika'da 16.5 gibi oldukça yüksek düzeylerde olduğunu görüyoruz. Her ne kadar gelişmekte olan ülkeler sıcak paraya önlemler alsa da, çok yüksek seviyede bulunan küresel likiditeye getirileri yüksek oldu. Şu an yabancı sermayenin yönünü belirleyecek iki temel faktör bulunuyor. Birincisi, küresel "itici güçler", ikincisi ise ülkelerin ekonomik performansına bağlı "çekici güçler."
Küresel sermayeyi iten ve ivmelendiren faktörlerin başında gelişmiş ülke merkez bankalarının uyguladıkları genişleyici para politikalarının sonucunda küresel likiditenin bolluğu geliyor. Aynı politikalara bağlı olarak faizlerin çok düşük seviyelerde tutulması da itici güç içinde yer alıyor.
Gelişmekte olan ülkelere özgü faktörler bir yerde o ülkelerin artıları diyebiliriz. Pozitif unsurlar doğal olarak yabancı sermayeyi çekiyor, risk iştahlarını artırıyor. Ülkelere özgü çekici güçler, hızlı büyümeleri, bu bağlamda şirketlerin karlı konuma gelmeleri, mali performanslarının iyi olması.... Son olarak, ikinci faktörle ilintili, risk algılamalarının iyimser olması.

YÖN BELLİ DEĞİL Mİ?

Merkez Bankası orta vadede yukarıda değindiğim çekici etki yapan faktörlerin etkili olacağını düşünüyor. Daha açık ifade ile yabancı sermaye girişleri için uygun iklimin varlığını sürdürdüğü, dolayısıyla, faizlerin de yukarı yönlü baskı altında olmasını da ekleyerek sermaye girişlerinin devam edebileceği gerçeğinin altını çiziyor.
Piyasa aktörlerinin bu aralar sessizce beklemelerinin nedenine gelelim...
Gelişmiş ülke merkez bankalarının bu yılın ikinci yarısı itibariyleı nasıl bir politika izleyecekleri konusu belirsizliğini koruyor. Yani, gevşek politikaya devam mı? Yoksa faiz artırım sürecine girecekler mi? Bu sorunun yanıtını şimdilik ne ekonomi yönetimleri ne de merkez bankaları verebiliyorlar. Haziran ayı sonunda FED'in "ikinci parasal genişleme uygulaması" sona eriyor. Eğer ekonomik toparlanma gelirse faizleri yükseltebilir FED. Ama düşük olasılık.
Sözün özü, piyasa aktörleri tenis maçı seyreder gibi bir gelişmiş ülkelerden gelecek makro ekonomik verileri izliyorlar, bir gelişmekte olan ülkelerin sıcak paraya yönelik aldıkları önlemleri... Bu yüzden, bizler de bir süre piyasalarda biraz yatay seyir izleyeceğiz gibi görünüyor.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI