• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Fuarın buruk hüznü ERKİN USMAN

Fuarın buruk hüznü

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.09.2010, 00:00
Genelde giden, arkasında hüzün bırakır. Ancak bu hüznün şekli önemlidir. Bazen mutlululukla karışık tatlı bir hüzündür, bazen acı bir hüzündür, bazen de buruk bir hüzündür.
İşte fuarımızın ardında bıraktığı hüzün, buruk bir hüzün...
* * *
Ahmet N. Karakaya eski bir İzmirli...
Türk Telekom Bölge Müdürlüğü'nde uzun yıllar başmüfettiş olarak görev yapmış bir bürokrat.
Karakaya, "buruk hüzün"ü şöyle açıklıyor:
"Neden mi? Uluslararası düzeyde bir fuardan, panayıra dönmüş, avamlaşmış da avamlaşmış bir fuara (panayıra) şahit olmam."
Ahmet N. Karakaya, 20 - 30 sene önceki fuarları düşünüyor, birkaç dönüm kapalı veya açık alanda kıyasıya rekabete girişmiş Amerika - S.S.C.B. pavyonları, en son teknolojileri bizlere sunan Almanya - Japonya temsilcilikleri, şık şık hanımlar, beyler...
Kıyasıya rekabete girişen gazinoları düşünüyor.
Kıyasıya rekabet, "Ben Zeki Müren'i getirdim", bir başkası "Biz de Barış Manço ile Kurtalan Ekspresi'ni..." diyor. Biraz ötede de "Emel Sayın'ın yanında Zeki Alaysa - Metin Akpınar da bizde..." diyenler.
* * *
Karakaya'yı dinlemeye devam:
"Bu yıl ki fuarı aslında düşünmek bile istemiyorum. Buram buram avamlık kokan sergi-tezgah türü pavyonlar, ilgisizlik nedeniyle sadece broşür, afişlerle tanıtım yapan yabancı ülke pavyonları, çığırtkanlık yapan, gelenin geçenin yakasına yapışan firma pazarlamacıları, köfteciler, kokorecçiler, kebapçılar, dumanlar, dumanlar..."
Çeşitli köşelerde, taklit eşya satımı...
Pierre Cardin, Vakko, Adidas, Nike, Rolex, Giorgio Armani, Fenerbahçe, Omega gibi markaların taklit ürünlerinin satışı."
Ve bu kıdemli bürokrattan son tespit:
"Taklit eşyaların sergilenip satıldığı bir fuar asla uluslararası saygınlık kazanamaz. Bu tür fuarlar, gittikçe kabuk değiştirip panayıra dönüşmeye mahkumdur. Nitekim, öyle de oluyor."

hayattan
Opera Projesi ve mimarlar

Mavişehir'de inşaatı planlanan Opera Binası için proje yarışmasının sonuçları, Mimarlar Dünyası'nda tartışmalara yol açtı.
Dereceye giren projelerden bazılarının tartışmaya açık olduğunu savunan Aslı Gezer'den bir görüş.
Bir İzmirli yüksek mimar olan Aslı Gezer, "Mimarlık sitelerine bir göz gezdirirseniz, benim gibi düşünen mimarların hiç de az olmadığını görürsünüz" diyor.
* * *
İşte o mektuptan satırlar:
"Ben konuyu uzatarak polemige girmek istemiyorum. Bu konuda bilirkişi olduğumu da iddia etmiyorum. Bu ülkede her mimarın, hatta her vatandaşın yapması gerektiği gibi sadece 'demokratik' haklarımı kullanarak fikrimi söyledim. Herkes şehrinin en iyisine sahip olmasını ister. Ben de ODTÜ mezunu, 20 yıla yakındır saygın firmalarla yurtdışı ve yurtiçinde mesleğimi yapmış, 35.5 Karşıyakalı bir mimar olarak, Karşıyaka'nın ve İzmir'in özgun bir esere sahip olmasını gönülden diliyorum. Şunu da belirtmeliyim, mimarlik sitelerine göz gezdirirseniz benim gibi düşünen mimarlarin hiç de az olmadığını görürsünüz."

kentten
Dernek hastaneyi ihya ett
i
Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi çalışanlarının kurduğu "Spor Derneği"nden ilginç bir atılım.
Spor Derneği, işlettiği kantin ve lokalden elde ettiği gelirler ile İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne katkı sağlıyor.
Dernek Başkanı Adem Yücel bakın neler anlatıyor:
"Hastanenin her türlü tıbbi cihaz alımı, tadilat ve tamir işlerinde destek oluyoruz. Buca Seyfi Demirsoy kantininde elde ettiğimiz kazançlarla Gaziemir Semt Polikliniği'ne röntgen cihazı, Bozyaka Hastanesi'ne 237 adet hasta karyolası aldık. Hastanemizde hizmete giren Yanık Servisi'nin de açılmasına destek olduk."
* * *
Spor Derneği, hastane servislerinin ve personelin ihtiyacına göre kanepe, buzdolabı, klima gibi ihtiyaçları da karşılıyor. Son 4 yıldır derneğin hastaneye 1 milyon TL'nin üzerinde bağışı oldu. Derneğin bir de Yardımlaşma Sandığı var. Bu sandıktan, üyelere faizsiz kredi veriliyor.

günün fıkrası
Öğüt

Dilencinin biri, kapıyı çaldı ve açan kadına:
"Şu zavallıya verecek bir şeyiniz yok mu hanımefendi" dedi.
"Bekle yiyecek bir şey vereyim."
Dilenci suratını astı:
"Yiyecek mi, boşuna zahmet etmeyin. Çünkü komşunuz az önce bir parça pasta verdi."
"Ya öyle mi? Öyleyse ben size hemen meyve tuzu getireyim."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA