Uzun bir söyleşiden sonra söz sırası CHP'nin, "Karanlıklar Prensi"ne geldi:
İşte dinleyenlerden kabul gören yorumu:
"Tavuk mu yumurtadan, yumurtamı tavuktan çıkar. Bu soruyu siyasette iki konuda sorabilirsiniz. Birincisi, milletvekilleri kendilerini zora sokacak dokunulmazlıkları niye kaldırsınlar. Bunu yapabilecek tek organın Meclis olduğunu liderler bilmiyor mu?
Milletvekili de bir daha seçilebilmek için lider sultasından memnun.
İkincisi ise, tam anlamı ile gerçek demokrasinin uygulamaya konulması. Türkiye'de Kürt sorunu, alevi sorunu, işsizlik sorunu, adil gelir dağılımı sorunu, fırsat eşitliği sorunu ve onlarca sorun yok mu? Var."
***
İşte bu soruların cevapları...
"Bunlar nasıl çözülebilir?. Gerçek bir demokratik yapı ile. Bunun için ne gerekiyor. Siyasi Partiler Yasası'nın değiştirilmesi. Bunun için önce partiler bu sınavı kendi içlerinde vermeli ve parti içi demokrasiyi sağlamaları gerekiyor. Dokunulmazlıkların kaldırılmasını savunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, parti içi demokrasi için işaretini verdi. Milletvekilleri ve parti örgütü seçimleri için "tüm üyelerle önseçim" yapılacağını açıkladı. Bu gelişme Meclis ve partilerdeki lider sultasını yıkacak Siyasi Partiler Yasası'nın yapısını değiştirecek bir adımdır. Gerçek demokrasinin anahtarı ön seçimdir."
sanat
Filiz Pelit'in Düş Yorgunları
Filiz Pelit'in "Düş Yorgunları" adlı resim sergisi, Prof. Dr. Türkan Saylan Alsancak Kültür ve Sanat Merkezi'nde devam ediyor.Filiz Pelit, 1985 yılında Buca Eğitim Fakültesi Resim bölümünden mezun oldu. Rusya, İsviçre, Kıbrıs, Almanya, Fransa, İngiltere, Dubai ve Türkiye'de çeşitli kurum ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunuyor. Birçok katalogda da yer aldı. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) üyesidir. SNBA (Societe National des Beux-Arts) Türkiye delegasyonu sanatçılarındandır.
Pelit, "Düş Yorgunları konseptli resim sergimde 59 tablom var. Son iki yılın çalışmaları sonunda oluştu bu sergi. Teknik olarak resimlerimi akrilik ve su bazlı yağlıboya olarak kullanıyorum. Figürlerimde stilize edilmiş kocaman gözlü kız çocukları ön planda. Masallar en çok çocuklara yakışır. Bizler büyüdükçe hayal gücümüzü, masalların o renkli dünyasını kaybediyoruz. Aslında bu resimler umudun resimleri... Hayatın zorluğuna bir tür karşı koyuş. Resimlerimde su damlaları, kuşlar, balıklar kimi zaman sembol olarak karşımıza çıkıyor. Renklerin zenginliği ve çeşitliliğinde masallarla aynı paralelde. İzleyicinin de bu sergiyi gezerken, kendi masalını yaşamasını diliyorum. Le Carbusier'in, 'Her resim birileri ile konuşmak ister ama ancak ona seslenirseniz sizinle konuşur' sözü durumu özetliyor. Gelin, gezin, seslenin resimlere... İki yıllık emeğimin karşılığını 15 günlük gösterimde tüm sanatseverleri bekliyorum."
laflama
* Sora sora Bağdat Caddesi bulunur.
* Bak postacı geliyor, bir sürü fatura getiriyor.
* Ehhh! Has Adanalıyık, "Dürümden Vazife çıkarırız" eyvallah...
* Turizm bacasız sanayi belki ama bacaklı sanayi de var abi. Hele şu Nataşaların bacakları.
İbrahim Ormancı'dan
küpe
En kötü savaş, en haklı savaştan daha iyidir.
M. Cicero
fıkra
Aşk olsun
Komşusu Zeynel Usta, Hoca'dan eşeğini istemiş ve Hoca'dan, "Eşek yok" cevabını almıştı.
Tam o sırada eşek anırmaz mı?
Komşu, "Aşkolsun Hoca, eşek yok dedin ama bak hayvan içeride işte..." demiş.
Hoca buna fena halde bozulup çıkışmış:
"Asıl sana aşk olsun. Benim sözüme inanmıyorsun da, eşeğe mi inanıyorsun ha?"