Balığı çok, mevsimi soğuk, geceleri uzun ve harflerinden rakı yazılabilen tek ay olan "Aralık" ayının ilk haftasında kutlanmaya başlanan, "Dünya Rakı Haftası" yarın başlıyor.
Bu nedenle, yerli, yabancı, tüm rakıseverler kadehlerini aynı anda kaldırmak için bir araya geliyorlar.
***
"Dünya Rakı Günü" 2006 yılında ilk kez kutlanmaya başladı.
Birbirine karafını, bardağını, 70'liğini hediye etmeyen, böyle bir gecede içmeyen, muhabbet etmeyen, en çok da bilmeyen o an itibariyle ayıplanmaya başladı. Bu özel gün hem tarihi hem de manası itibariyle hep bir "yeni yıl"ın şenlikli bir provasını yapmak gibiydi.
Rivayete göre, rakıcıların piri Bekri Mustafa'da Aralık ayının ilk cumartesi günü doğmuştu.
Dünyanın ilk ve tek rakı portal'i Buyukkeyif.com'daki binlerce rakıseverin coşkulu katılımıyla başladı serüven...
2007 yılında, Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi'nde, 2008 yılında ise Çiçek Pasajı'nda hediyelerle, sohbetle, cümbüşle kutlandı; derken yıl 2010'a vardı.
Dediler ki, Meksika'nın "Tekila", Brezilya'nın "Kakaça" ve İspanya'nın "Sangria" festivalleri varken, bizimki nasıl olmaz?
Kutlasın tüm dünya, sakilere iş çıkaralım zevk-ü sefa ile...
Rakıname
İçmesini bilene zevk-u sefadır.
İçme'yi bilmeyene cevr-ü cefadır rakı.
Bir münasip mikdarı, muhabbet anahtarı
Kaçırırsan ayarı, can'a ezadır rakı.
Ne dert kalır, ne keder, içeni mes'ut eder.
İçebilirsen eğer, ruha ciladır rakı
Ham ervahsan yanaşma, arif'sen ondan şaşma,
İç ama, haddi aşma ferahfezadır rakı.
Yarattığı ahengi, ne saz verir ne çengi,
Terbiyenin mihengi, dense sezadır rakı.
Beyaz peynir, domates, yanına bir kavun kes,
Çiğ köfteyle ne enfes bir iptiladır rakı.
Biraz tuzlu leblebi, kadehin billur leb'i,
Dudakları öpmeli, yoksa hebadır rakı.
Ehli kemal olana zevkle hem'hal olana,
Sohbette tad bulana, yar'ı vefadır rakı.
Dost bezminde sohbette, neşe-i muhabbette
Her manevi lezzete, bir vasıtadır rakı.
Nükte, cinas anlayan, ahengi-i bezm'e uyan,
İçip zırvalamayan, işte o'nadır rakı.
Eşek içince zırlar, köpek içerse hırlar
Kedi içse tırmalar, insanlar'adır rakı.
bir rakı geyiği
Rakının ve insanın sulusu
Ali Ekber Çiçek'in ağzından Neyzen Tevfik'e dair küçük bir anektod dinliyoruz: "Bir akşam Neyzen'le Beşiktaş'ta meyhaneye gittik. Uzak masalardan birinde bir başçavuş, iki polis oturmuş. O kadar gürültülü konuşuyorlardı ki, sesi bizim masada bile çınlıyordu. Kalktı yerinden Neyzen Baba, gitti o masaya oturdu. Adamlar ona da rakı koydular. Garsonu çağırıp rakısına su ekletti. Bir süre sonra o masadaki sesler alçaldı. Yanımıza geldi. "Siz de rakıyı sulu için. Ben rakının sulusunu severim, insanın değil" dedi.
siyasetten
Cengiz Bulut ile ayaküstü
Kısa metraj keyifli bir söyleşi.
İzmir siyasetinin renkli simalarından biridir Cengiz Bulut.
Sohbeti çekilir, esprileri de cuk oturur.
Bir dönem İzmir milletvekilliği yaptı, bunu Bornova Belediye Başkanlığı izledi.
Cengiz Bulut en son Genç Parti'de göründü.
Sonrası hep yön arayışı ile geçti.
Cengiz Bulut, İzmir milletvekillerinin önemli bir bölümünü eleştiri yağmurunu tutuyor.
"En çok takıldığım nokta şu... Bu milletvekilleri İzmir'i bilmiyor, İzmir'e gelmiyor. Şu sokaktan istediğiniz bir adamı veya hanımı çevirelim. 'Bize üç İzmir milletvekilinin adını say' diyelim. Cevap alamazsınız.
İşte bu sırada muzip Süleyman Sağat sordu:
"Abi sen sayar mısın?"
Cengiz Bulut, "Elbette..." dedi ve saymaya başladı:
"Ecevit'in koruması, Uğur Mumcu'nun karısı, Edirne'nin Kalkan'ı."
küpe
Yaşam kaliteniz, kusursuzluğa olan bağlılığınızla doğru orantılıdır.
V. Lombardi
fıkra
Sekreter
Sekreter çok alımlı çalımlıydı, çok da güzeldi. Ama doğrusu büyük işadamının pek işine yaramıyordu. İşine geç geliyor, erkenden çıkıyor, kaytarıyordu.
Bir gün yine dosyaları karıştırıp, işleri allak bullak etmişti. Patron, o kadar kızdı ki, sekreterin ğöğsünün iki tepe noktasına öfkeyle iki fiske vurdu:
"Ah! Ne olurdu. Şunlar beyin olsaydı..." dedi.