• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Çalkaya’nın mutfağından... ERKİN USMAN

Çalkaya'nın mutfağından...

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.01.2011, 00:00
Siyasette gaza gelmemek önemli...
Belki de yaptıklarını, "gaza gelmeden" yapan ve duyuran; sessiz ve derinden ilerleyen kendi adıyla özdeş modeller yaratan bir isim Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya.
Dostları, Çalkaya'nın bu sessizliği ve mütevazılığının arkasında, "bellboyluktan komiliğe, garsonluktan genel müdürlüğe" mesleği olan otelciliğin her kademesinde alnının teriyle yükselmesini görüyor.
Gerçi Çalkaya'nın sesi bir haksızlık karşısında yükseldi mi, tam yükseliyor.
Duyanlar duymuştur...
Onun genel halindeki bu sessizliği, ileride siyaseten koparacağı fırtınaların mı habercisi, bilinmez!
Kim bilir?
Her şeyi zaman gösterecek; biz de göreceğiz.
***
Gaza gelmemekten söz etmişken, onun mutfak tutkusundan bahsetmemek olmaz.
Mehmet Ali Çalkaya'nın pazar günleri en büyük zevki, özel otomobiliyle pazara gidip tezgahlardaki en güzel otları toplamak.
Pazardan eve gelince de, eğer vakti varsa hemen, yoksa ertesi gün bu otları mutfakta keyifle pişirmek.
Çıntar, kuzu göbeği Çalkaya'nın tezgahlarda çok arayıp da bulamadığı yemekliklerden...
Mesela turpotu...
Başkan Çalkaya, önceki hafta özel yöntemiyle "gazından arındırarak" haşladığı turpotunu, bazı bürokratlarıyla öğlen yemeğinde afiyetle yemiş.
* * *
Başkan Çalkaya, Ankara yolculuklarında da "damak tadı tutkusunun" gereği olarak, çok sevdiği "kaburga dolması" gibi özel yemekleri yapan, öğrencilik dönemlerinden bildiği adreslere gidermiş.
Yine Çalkaya'nın dostları şöyle diyorlar:
"Gurme başkanlar sıralaması yapılsa, herkes iyi yemek yiyen başkanları sıralayabilir.
Ama halkın sofrasındaki yemeği paylaştığı başkanlar arasında, Çalkaya ilk sırada yer alır..."
* * *
Ancak biz biliyoruz ki, damak tadına ve yaşam kalitesine gösterişten uzak bir şekilde düşkün olan İzmirli, Çalkaya'nın bu mütevazı tavrına sempatiyle bakıyor.
Siyasette her şey değişken... Bir gün bir diğer günü tutmuyor...
Ama mutfakta damak tadı kalıcı ve unutulmuyor...
Belki Başkan Çalkaya'nın Balçova'da kısık ateşte pişirdiği lezzetli yemeklerin tadı, gün gelir tüm İzmir'e nasip olur.

ege'den
Niçin Salihli ve cevabı...

Son günlerde Hakkari'ye bağlı Yüksekova ve Cizre'nin il yapılacağı haberleri üzerine, bazı ilçeler il olmak için taleplerini ortaya koyarken, Manisa'nın son yıllarda ekonomideki gelişimiyle göz dolduran ilçesi Salihli'den de, "İl olmak istiyoruz" sesleri yükselmeye başladı.
* * *
Bu hareketin önderi konumundaki Salihli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Talat Zurnacı'ya sordum:
"Niçin Salihli..."
İşte yanıtından satırbaşları:
* Bir kere Salihli, İzmir-Ankara ile Denizli- Balıkesir karayolu ana arterlerinin kesişme noktasında.
* 100 bine yakın merkez nüfusunun yanı sıra belde ve köyleriyle nüfus yoğunluğu 160 bini aşıyor.
* Salihli Organize Sanayi Bölgesi'nde 5 yıl önce sadece 2 fabrika yer alırken, bugün bu sayı 27'ye ulaştı.
* Salihli'de tahakkuk eden vergi tutarı 10 yılda 8 kat arttı.
* İhracat 2004'te 3-4 firma tarafından yapılırken, bugün ihracat yapan firma sayısı 20'yi aştı.
* Bağlı olduğu Manisa il merkezine 70 km. uzaklıkta bulunuyor.
* Çevresinde bulunan Kula, Selendi, Demirci, Akhisar, Alaşehir, Sarıgöl ve Köprübaşı gibi ilçelerin merkezinde yer alıyor.
* Tarihte ilk parayı kullanan Lidya uygarlığı gibi pek çok medeniyetin beşiği konumunda bulunuyor.

laflama
* İki kişi konuşurken üçüncü kişiye, "Ortam inlemesi" yapmak mı düşer yoksa?
* Eeee aslan kediler arasında büyüdü, elbette "miyaaavvv" diyecek.
* Duayen politikacı imiş eskiden, şimdi herkes ona "bed-dua" okuyor.
* Yüksek atlamacı atletler aralarında tartışırken karar aldılar, "Çıtayı düşürmeyelim" diye.
* Kepenk kapatan dükkanlar artıyor, "batık cephesinde" yeni bir şey yok.
* "Kin tutmuyorum" diyorsun ama bakıyorum hep "kinayeli" konuşuyorsun.
* Nasıl haltercisin sen yahu? Onca ağırlığı kaldırıyorsun ama şaka kaldıramıyorsun?
İbrahim Ormancı'dan

küpe
Terbiyenin kökü acı ise, meyvesi tatlıdır.
Aristo

fıkra
Felaketler

Arkadaşları, İskoçyalı Macintosh'a sordular:
"Sen neden pazar günleri kiliseye gitmiyorsun?"
Macintosh cevap verdi:
"Üç sebepten... Önce din işlerinden hoşlanmam. Sonra oturup hep birlikte dua etmeyi sevmem. En önemlisi de, karımı kilisede tanımıştım da..."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA