Akay özetle şöyle demişti:
"AK Parti'nin kuruluşundan sonra bizi toplantıya davet ettiler. O dönemde aktif ticareti bırakma aşamasındaydım. 'Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç senin il başkanı olmanı istiyor' dediler. Kabul edemeyeceğimi söyledim. Benden sonra İsmail Katmerci görüşmeye girdi. Heyet Ankara'ya döndüğünde rapor yazmış, 'İzmir'de il başkanı aranıyorsa Ömer Cihat Akay olur' diye. İsmail Bey yolda beni aradı. 'Kolları sıva beraber çalışacağız' diye konuştu. İzmir'e dönünce düşüncesini değiştirdi. 'Seni yönetimimde düşünmüyorum' dedi. İsmail Katmerci beni o zaman il başkan yardımcısı olarak alsaydı, iddia ediyorum AK Parti İzmir'de çok daha farklı bir konumda olurdu."
* * *
Bu görüşler karşısında İsmail Katmerci'nin cevabı şöyle oldu:
"Akay'ın sözleri gerçeği yansıtmıyor. Hiç alakası yok. O süreçte Ömer Cihat Akay'ın ismi cismi bile geçmedi. Öyle bir şey olmadı. İl başkan yardımcılığına ayıracak zaman buluyordu da neden il başkanlığını istemedi?"
* * *
İşte bu aşamada, kuruluşundan bu yana AK Parti'de çeşitli görevler üstlenmiş bir siyasetçi sahneye çıkıyor ve şöyle konuşuyor:
"40 yıllık kadim dostum olan Ömer Cihat Akay ile birlikte o süreci beraber yaşadık ve İsmail Katmerci, il başkanı atanıp da yanında Hasan Dayhan olduğu halde karayolu ile Ankara'dan İzmir'e gelirken bizzat Ömer Cihat Akay'ı arayıp birlikte çalışma önerisinde bulunmuştu ve bu telefon görüşmesi benim de olduğum bir anda ve bizzat Akay'ın işyerinde olduğumuz esnada gerçekleşmişti. Yanımızda bir eski dostumuz daha vardı. Olaya o da şahittir. Katmerci kardeşimiz doğruyu söylemiyor."
* * *
Kaldı ki, il başkanlığı önerisini kabul etmek başka bir olay, yönetimde görev almak başka bir olay. Birbirine karıştırmamak lazım.
İşte burada maalesef bazı yanlışlıklar var ve bu yanlışlar biraz fazla ileri derecede.
Bir kere, o dönemde ismi en ağırlıklı olarak geçen kişi Ömer Cihat Akay idi.
Zira Milli Görüş'ten gelen misyonu, o zamanın siyasi atmosferinde çekirdekten gelen bir siyaset, cemiyet ve sosyal hayat içerisindeki faaliyetler bakımından işin ta göbeğindeki bir kişi olması ve İzmir'de kuruluş çalışmalarını sıfır noktasından itibaren beraber götürdüğümüz MÜSİAD İzmir Şubesi'nin Kurucu İl Başkanı olması ve hasebi ile o göreve en yakın en layık kişi olarak kendisine önerilmiştir.
Sayın Bülent Arınç'ın talimatı rahmetli Ruhan Erhan'ın İnciraltı'ndaki Türkevi'nde bir pazar sabahı benim organize ettiğim ve Ankara'dan görevle gelen milletvekili arkadaşlarımız Eyüp Fatsa, Ramazan Toprak, Kurucular Kurulu Üyesi Mehmet Tekelioğlu, Selim Yaşar, Emin Kılavuz, Ömer Cihat Akay, Sait Aktuğ'la yaptığımız çok özel toplantıda İsmail Katmerci'nin adı hiç yoktu... Ki o tolantının ana konularından biri de görevin Selim Yaşar'a da teklif edilmesi idi."
hayattan
Işık Söğütlü sergisi izlenir
Çalışma azmi ve güzellikleri yaratma yetisi İzmirli sanatçı Işık Söğütlü'de doruğa ulaşmış. İlk sanatsal eğitimini Almanya'da stilistlik konusunda alan Söğütlü, 1982'de Almanya'da "Yılın stilisti" seçilmiş ve çalışmaları Avrupa'nın en ünlü gazete ve dergilerinde yer almış. İlk gençlik yıllarındaki resim tutkusunu şimdi yoğun biçimde sürdüren sanatçı 2009 Monastır (Tunus) Sanat Festivali'nde resim dalında 3.'lük kazanmış. Şimdi de Konak'taki İzmir Devlet Resim Heykel Müzesi ve Galerisi'nde "Işıkla Aydınlanan Mekanlar" isimli bir resim sergisi açtı. Sergi 2 Ekim'e kadar sürecek. Görülmeye değer bir sergi...laflama
* Sermayeyi gerçekten kediye yükledim. Kedi maması işine girdim.
* Gelin canlar bir olalım denilir de, gelin Canan'lar birlikte gezelim niye denilmez!
* Ayda 3 bin TL'ye köpek gezdiriliyormuş, hani köpekten korkmasam diyorum!
* Kral çıplak, çıplaklar kampında! Kral çıplak olsa kaç yazar, halk "baldırı çıplak" olduktan sonra!
* Ordu'nun derelerine de, hidro elektrik santralleri mi kuruldu acep?
İbrahim Ormancı'dan
küpe
Adalet kuvvetli, kuvvetlilerin de adil olması gerekir.
Blaise Pascal