Cemil Ağabeyi (Devrim) bundan 3 yıl önce toprağa vermiştik. Bir acı haber daha geldi basının sembolü aileden. Eşi Şenol Abla da (Devrim) ebediyete göçmüştü.
Şenol Devrim basının duayenleri, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin kurucularından, Yeni Asır Gazetesi'nin İmtiyaz Sahibi Şevket Bilgin'in kızı, Sabah Gazete Grubu'nun Kurucusu Dinç Bilgin'in de ablasıydı.
1955 yılında Yeni Asır'da yazılar yazmaya başlayan Şenol Devrim, Basın Şeref Kartı sahibiydi ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nce 2010 Hasan Tahsin Onur Ödülü almıştı.
* * *
Şenol Abla'nın biz çalışan gazeteciler arasında ayrı bir yeri vardı. Dertlerimizi dinler, yönetim katında çözmeye çalışırdı ve kimsenin haberi olmazdı.
Gençlik çağımızın getirdiği bütün haylazlıklarımızı kaldıran o engin sabrını şimdi minnetle anıyoruz.
O'nun kaybı İzmir ve Türk basını için de önemli bir kayıptır. Yeni Asır'ın bizim gibi emektar çalışanları Şenol Devrim Ablamızı hiç unutmayacağız.
Nur içinde yatsın...
siyasetten
CHP'yi halktan kopardılar
Konu, Bostanlı Yasemin Cafe'de üniversitede görevli doçent, asistan ve CHP'li partililerden oluşan 33 kişilik bir grubun tartışma olayı idi.
Katılanların çoğunluğu vizyonu olmayan CHP yönetimini eleştirirken, azınlıkta kalanlar CHP'nin içinde yine de bir seçenek olduğu görüşündeydiler.
3 saat süren tartışmada CHP'deki "Karanlıklar Prensi" Ahmet Kadıbeşegil de vardı.
Gençliğinin önimli bir kısmı Ankara kulislerinde geçen bu siyasetçi-gazeteci karışımı CHP'li diyor ki:
"CHP TÜrkiye'nin önemli bir markasıdır. Bu hiçbir yönüyle tartışılmayan bir gerçektir. Bu markayı marka yapan ise onun şemsiyesi altında olan ve onu daha ileriye ve yükseğe taşıyacak, halkın buna katkısını sağlayacak yöneticilerdir. Partiiçi demokrasiyi sağlayacak tüzük değişikliğini yapmayıp, tabanın söz sahibi olacağı kurultayı erteleyerek, sadece kendi geleceklerini düşünen bir yönetim anlayışı ile bunu sağlamak mümkün değildir."
* * *
"Karanlıklar Prensi"nin sık sık alkışlanan görüşlerinden satırbaşları...
* Aynı yaklaşım yerel politikalar için de geçerlidir. 2014 seçimlerinde belli koltukları hedefliyerek, kişisel gelecekleri için politikalar yapanlar, CHP'yi halktan koparmışlardır.
* Dünyanın 82 ülkesinde, sol söylemleri öne çıkartıp "Biz yüzde 99" diyenler, küresel ekonomiyi sorgulayıp ülke yöneticilerinden hesap sordukları bir dönemde alternatif politikalar üreterek, halka "umut verme" durumunda olanların bunu yapmamaları "acaba CHP'nin misyonu bitti mi?" sorusunun sorulmasına neden olmaktadır.
* * *
"Karanlıklar Prensi"ni dinlemeye devam:
"CHP, Türkeyi'nin önemli olgusu ve markasıdır. Bunu bir vakıf haline dönüştürecek bugünkü yaklaşımlar bırakılıp, evrensel gelişmelere paralel politikalar üretip halka umut verecek, tabanın da etkin olacağı ortam yaratılmalı, tıkatılan yollar bir an önce açılmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği için bu kaçınılmazdır. Geçmişini bilmezsen, geleceğini kuramazsın. Bu, her koltuk sahibi için geçerli olgudur."
kentten
Dıgıl'cılar yarın toplanıyor
Dıgıl Sanat ve Sivil Toplum Platformu'nun düzenlediği "Cumhuriyet'imizin 88.yılı Ata'mıza Saygı Sosyal Toplum Buluşması"yarın 16.00 da Bostanlı'da...
Yer: Demokrasi Meydanı...
Dıgıl Kültür Sanat Platformu'nun sözcüsü Tayfun Pezek "Bu toplantıda Ata'mızın sanata ve sanatçıya bakış açısı dile getirilecek" diyor.
Bu toplantıya destek veren kuruluşların yöneticileri yarın 14.30'da Zübeyde Hanım Kabrine çelenk koyup saygı duruşunda bulunacak.
***
Dıgıl Buluşması'nın konuşmacıları şöyle:
Atilla Sertel (İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı),
Sancar Maruflu (İzmir'i Sevenler Platformu Dernekleri Başkanı), Murat Bayar (Kabidad 2. Başkanı), Okan Yüksel (Gazeteci- Yazar). Nurşen Görşen (A.D.D Karşıyaka Şubesi Temsilcisi), Tayfun Pezek (Dıgıl Sanat Sorumlusu).
küpe
Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak da bir sanattır.
Goethe
fıkra
Kime bıraktı?
Hayatının geç bir vaktinde şuh bir bar kızı ile evlenen milyonerin vasiyeti okunacaktı. Bütün aile noterin yazıhanesinde toplandı.
Hukukçu, müteveffanın şu veya bu akrabasına sıralarken, uzak akrabalardan yirmi yaşlarında bir yeğen, siyahlar içinde büsbütün güzelleşen tehlikeli sarışından bakışlarını ayırmıyordu.
Noter, sonunda önündeki dosyayı kapayarak, "İşte bu kadar..." dedi.
Tam o sırada genç adam dalgınlığından sıyrılarak "Bir dakika" dedi ve sesini yükseltti:
"Çok önemli bir noktadan hiç bahsedilmedi... Dul karısını kime bıraktı?"