İzmir için zorlu bir süreç.
Seçimler öne alınacağına göre, yeni başkanlar önce EXPO sonucunu görecek. Ondan sonra da yoğun bir çalışma.
Elbette sonuç İzmir lehine olursa...
Bakıyorum da, herkes EXPO konuşuyor da, taşın altına elini koyan yok denecek kadar az. Yapanların bazıları da şov derdinde. Yoksa yaptığı ciddi bir iş yok.
* * *
Oysa geçen hafta İzmir adına güzel iki gelişme yaşandı. Üstelik EXPO için de iki ciddi ümit ışığı. Konak'ın bakan özellikli Başkanı Hakan Tartan, bir 'nefer' gibi EXPO mücadelesinde.
Bastırdığı 'İzmir'in gizli cevherleri' bir harika. Her gören çok beğeniyor.
BIE delegelerine de gönderilen bu kitap, İzmir adına somut ve güzel bir koz. Aynı zamanda Hırvatistan'ın Süleyman Demirel'i kabul edilen deneyimli siyasetçi ve eski Cumhurbaşkanı Stjepan Mesic ile geçen hafta bir araya gelen Hakan Tartan, geçen oylamadaki gibi Hırvatistan'ın oyunun İzmir için olması için kulis yaptı ve söz aldı.
Bir başka ciddi çaba da İzmir'e Ekonomi Üniversitesi gibi önemli bir değeri katan İTO Başkanı Ekrem Demirtaş'tan geldi. İtalya'nın sevilen başbakanlarından Romano Prodi'yi üniversite açılış programına davet eden Demirtaş da, İzmir adına ciddi bir kulis sergiledi. Sözler alındı.
Ne demeli, yüreğinize sağlık. Sadece laf üretenlere de ders olsun!
seçime doğru
Anketler sırayla
Yerel seçimlerle ilgili geri sayım başlarken, siyasi partilerde de başta büyük kentler olmak üzere aday arayışları yoğunlaştı.
Elbette gözler hep İzmir Büyükşehir'de. Aziz Kocaoğlu, Büyükşehir CHP Grubu'nda, "Herkes aday olabilir, ama benim milyonda bir adaylığım bile sözkonusu değil" açıklaması yapmıştı.
* * *
Aziz Başkan bir süre sonra, "Kararımı seçime 6 ay kala vereceğim" demişti. Bir ara da galiba "Yüzde 90 adayım" değerlendirmesinde bulunmuştu. Ancak Aziz Kocaoğlu aday olsa da, olmasa da ismi geçen siyasetçiler var. Bunlar arasında güçlü olan da var, reklamını yapan da. İsimler yeni yılda netleşir. Ancak siyasi partiler yoğun bir şekilde anket çalışması yapıyor. CHP resmen başladı, AK Parti'nin de çalışmaları var. Halka soruluyor, 'Nasıl bir büyükşehir belediye başkanı istersiniz?' diye.
Çıkan sonucu özet olarak sunayım:
"Genç ve dinamik, çalışkan ve başarılı, dürüst ve iyi eğitimli, uzlaşmacı ve devlet deneyimli."
Özü bu. Halk bunu istiyor. Partilerin işi o kadar zor mu?
Alsınlar kalemi kağıdı ellerine. Bu tanıma uyanları yazsınlar. 2 kişi mi, üç kişi mi?
Eee, o zaman zorluk nerede? Akıl, halkın sözünü dinlemede... Çözüm de...
hayattan
Neşet Ertaş ve kaçan fırsat
Bir grup üniversiteli öğrenci, kafede oturmuş keyifli bir muhabbet tutturmuştu.
CHP'nin "Karanlıklar Prensi" de oradaydı.
Ahmet Kadıbeşegil'i Ankara'daki gazeteciliği günlerinden bilirim. Bu tür toplantıları kaçırmaz hiç...
İşte o toplantıda "Karanlıklar Prensi" Neşet Ertaş'ı anlattı.
"Onu ilk tanıdığım gün 1973 yılının Mart sonuydu. Kırşehir'e 10-12 km. uzaklıkta, Özbağ'da bir ağaç altında mangal başındaki keyfi anlatılamaz. Üstat, ilerleyen saatlerde kendi isteğiyle sazı ele aldı 'Gesi Bağları'nı dile getirdi, sonra söylediği söz ise 'Anadolu hiç kimsenin kendine alet edemiyeceği kadar büyük ve akıllıdır' oldu. Daha sonra bir kaç kez beraber olduk. Evrensel bir dünya hazinesi olarak kabul edilen Neşet Ertaş'ın cenaze törenine katılanlar şu soruların cevabını verebilirler mi?
- Neşet Ertaş niye 20 yıl Almanya'ya gitme zorunluluğunu hissetti?
- Borcu varmıydı? Telif hakları ne oldu?
- Ve en önemlisi cenazesi cem evinden devlet töreniyle kaldırılsaydı Türkiye'nin önemli bir sorunu ortadan kalkarmıydı?
'Garip' üstat, olayı ortaya koydu, fırsatı siyasetçiler kaçırdı. Sağlığında ona sahip çıkmayanların, cenaze töreninde 'timsah gözyaşları' dökerek söyledikleri ise laf-ı güzaftır."
 foto şaka "Bize her yer Trabzon!" |
Kime derler?
Öğretmen, Pol'a sordu:
"İki yüzlü kime derler?"
Çocuk cevap verdi:
"Okula güler yüzle gelen öğrenciye derler, öğretmenim..."
geçmişten
Trafik cezası
Şarlo, şöhrete ulaştığı yıllarda fazla hız yüzünden bir trafik cezasına uğramış ve yargıç karşısına çıkarılmıştı.
Yargıç:
"Sizi bir yerden gözüm ısırıyor" dedi.
Yargıcın, kendisini filmlerden görmüş olacağını düşünen Şarlo, biraz gururlu bir tavırla gülümseyerek konuştu:
"Olabilir"
Kaşlarını çatan yargıç devam etti:
"Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Siz bir sabıkalısınız."
Ve Şarlo o gün trafik cezalarının en yükseğini ödedi.