Dünya gençliğini İzmir'de buluşturma hedefiyle yola çıkan Gediz Üniversitesi 3 yıl gibi kısa sürede büyük başarı elde etti. Şu an 51 ülkeden 260'a yakın öğrenci, Seyrek'teki kampuste lisans ve yüksek lisans eğitimi görüyor.
ABD'den Haiti'ye, Almanya'dan Endonezya'ya, Nijerya'dan Rusya'ya dünyanın dört bir yanından gelen gençler, iş dünyasının da dikkatini çekti.
İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, Manisa Organize Sanayi Bölgesi, Ege Serbest Bölge ve İzmir Serbest Bölge'de üretim yapan firmalar, Gediz'in yabancı öğrencilerini ihracatı artırma, yeni pazarlara açılma şansı olarak görüyor, onlara staj ve iş teklifleri yağdırıyor. Hatta bazılarına şimdiden disitribütörlük öneriliyor, "Mezun olup ülkenize döndüğünüzde temsilciğimizi üstlenin" deniliyor.
Rektör Prof. Dr. Seyfullah Çevik, sanayicilerin ve işadamlarının bu ilgisinin kendilerine büyük mutluluk yaşattığını söylüyor. Gediz Üniversitesi'nden mezun olan yabancı öğrencilerin Türkiye'nin hem ihracat hem de tanıtım ve kültür elçisi gibi çalışacağını ifade eden Prof. Dr. Çevik şöyle konuşuyor:
"Birkaç yıl içinde elde ettiğimiz bu sonuç, üniversitelerin bulunduğu bölgenin ve ülkenin ekonomisine nasıl katkı koyabileceğinin en güzel örneklerinden... Bu kazanımlar zamanla daha da artacak, hayal bile edemediğimiz boyutlara ulaşacak. Çünkü misafir öğrencilerimiz 4-5 yıl geçirdikleri Türkiye'yi ikinci vatanları, İzmir'i de memleketleri olarak görecek, bizimle aynı dili konuşacak."
siyasetten
CHP'deki mağluplar şimdi ne yapıyor?
Bazı eski milletvekilleri ve bazı parti yöneticilerinin CHP'ye yönelik eleştirileri gözlerden kaçmıyor.
Zaman zaman eleştiri sınırlarını da zorlayan bu davranışlar karşısında CHP Parti Meclisi Üyesi Hüseyin Saygılı, dayanamıyor ve şöyle bir değerlendirme yapıyor:
"Zaman içinde CHP çatısı altında belli makam ve görevlere gelenler, umduklarını bulamayınca partimize saldırıyor. Bu arkadaşların derdini anlıyoruz. Ama siyaset biçimlerine saygı duymakta zorlanıyoruz."
***
Hüseyin Saygılı, CHP'nin statükocu değil, aksine değişimden ve gelişimden yana bir sosyal demokrat parti olduğunu vurguluyor ve ekliyor:
"Her siyasi partide olduğu gibi CHP'de de yeri ve zamanı geldiğinde kadrolar ve görevler değişir. Siyaset uzun soluklu bir bayrak yarışıdır. Burada önemli olan önce ülkenin sonra partinin uzun vadede çıkarlarıdır. Bu durumu içine sindiremeyenler. Kişisel amaçlarına ulaşamayınca partiyi yıpratma ve daha kötüsü ihanete yönelebiliyorlar."
***
Son günlerde bazı eski milletvekili ve parti yöneticilerinin medyada boy göstererek, CHP'yi yıpratma yarışına girdiklerini belirten Saygılı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazı eski yönetici ve parlamenterlerimize önerim bu tutumlarından bir an önce vazgeçmeleridir. Çünkü takındıkları bu haksız tavırlar CHP'den çok kendi itibarlarına ve siyasi geçmişlerine zarar vermektedir. Bu arkadaşlara önerim, partimizi ve genel başkanımızı yıpratmaya yönelik tavırları bir an önce terk edip emekliliklerini sağlıklı ve onurlu bir şekilde sürdürsünler."
küpe
Kulübede aşk, gençlerin kuru bir hayalidir.
S. Maugham
günün fıkrası
Gariban
Zil zurna sarhoşun biri karakola alınmıştı.
Komiserin karşısına çıkartıldı. Komiser sarhoşu görünce:
"Gidin şunu ayıltın" diye emretti.
Sarhoş itiraz etti ve konuştu:
"Durun yaa... Ben bu kafayı bulmak için ne kadar para verdim, biliyor musunuz?"
geçmişten
Kırk yıllık ölü
Ünlü doktor Fahrettin Kerim Gökay, "İçkinin zararları" konulu bir konferans veriyordu. Bir ara:
"Rakının her kadehi, hayatımızı bir saat kısaltır" dedi.
Dinleyiciler arasında bulunan Neyzen Tevfik yerinden fırlayarak bağırdı:
"Eyvah yandık."
"Hayrola..."
"Hesap ettim, ben öleli tam kırk yıl olmuş..."
laflama
* Hak verilmez, satın alınır!
* Bir çocuğumun ismini Kadir bir çocuğumun adını Şinasi koydum. Yaşlanınca bana kadirşinaslık göstermedi keratalar!
* Vallahi yalana gerek yok. Beni bu güzel havalar mahvetmedi. Bu kötü havalar mahvetti. Üzerinize afiyet nezleyim durmadan!
* Akıl yaşta değil baştadır. Ama gelmişsin seksenine... Çapkınlığı bırak dede!
* Bir offf çeksen şöyle karşıki dağlar yıkılır yıkılmasına da... Gece gece komşuları sarma başımıza!
* Malımı mülkümü bitirip gittiiiiin. Nazende sevgilim yadıma düştüm yine... Offf ülennnn offfff!
* Allah kimilerine "Yürü ya kulum" demiş. Yürü dilberim de azıcık boyunu pustunu görelim!
İbrahim Ormancı'dan