Sarıgöl'deki Özel Nehir Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi, kanayan bir yaraya parmak bastı. Uyarıda bulundu. '' Engellilere ' deli ' demeyin ! ''
Kurumun müdür yardımcısı ve kurucusu Aşkın Nehir, işletmeci olmasının yanı sıra sosyoloji eğitimi görüyor. Köy köy dolaşırken eğitim sorunlarıyla sosyolojik birikimini harmanlıyor.Yaşanan sorunları saptayıp çözüm üretmeye çalışıyor.
Psikolojik danışman Hasan Efe ve öğretmen Recai Şeyhoğlu da, mesai dışında Sarıgöl köylerini dolaşarak öğrenci velileriyle aile görüşmeleri yapıyorlar, öğretiyorlar-öğreniyorlar.
Kurumda, mahallelerde ve köylerde yaşanan , tanık oldukları sorunları belirleyip çözüm konusunda proje geliştirmeye çalışıyorlar. Recai Şeyhoğlu'nun önceki yıllarda bir eğitim kurumunda halkla ilişkiler sorumlusu ve köylerde kütüphane açma konusunda yaşadığı tecrübeler de işlerini kolaylaştırıyor tabii ki ***
Yaşadıkları bir sorun onları çok etkilemişti. Öğrenme zorluğu yaşayan çocuklara ' deli ' denmesi yaralamıştı onları. Elele vererek bu sorunu çözmeye karar verdiler. Köylerde cami hocaları, ilçede müftülük bu konuyu ele almalı ve yurttaşları-çocukları bilgilendirmeli, bu yanlışın önüne geçilmeliydi.
Sarıgöl Müftülüğü'ne gidip durumu anlattılar, ricada bulundular. Pazar Camisi'nin müezzini Sait Sağlam , '' Buyrun , öğrencilerimize siz anlatın ! '' deyince mutlu oldular. DHA Sarıgöl Temsilcisi Vehbi Sarıhan, Recai Şeyhoğlu ve Hasan Efe kendilerini çok sayıda öğrencinin devam ettiği kuran kursunda buldular.
'' Bugün sağlam olan bizlerin yarın engelli duruma düşmeyeceğini kimse garanti edemez.Bu noktadan hareketle engelli bireylere yardımcı olmak, onlara saygılı davranmak hepimizin görevi olmalıdır.Unutmayalım ki onların hiçbiri isteyerek engelli olmadı.Gözleri az görüyor diye birine ' kör ' , ayağı sekiyor diye birine ' topal ' , bilgisi-becerisi yeterince gelişmemiş kişilere ' deli ' demek - onları aşağılamak - hiç de erdemli bir davranış değildir.Toplumumuzun yüzde 14 ' ünü oluşturan engelliler de Türkiye'nin bir gerçeğidir. Onları lütfen dışlamayalım. Güzel olmayan sözcüklerle onları yaralamayalım. Onlar tek bir şey istiyorlar bizden : SEVGİ ! Bunu, onlardan esirgemeyelim. ''
Pazar Camisi'ndeki bu konuşmanın müftülükçe de ele alınıp yaygınlaştırılmasını diliyoruz.
Geleneksel tavla şampiyonası...
Seneler çok çabuk geçti. Bir Tam bir sene geçti.Çok çabuk geçti.
Çeşme Deniz- 1 Tatil Sitese'nde bir, üç, beş derken... Bu tatlı heyecan bir daha yaşandı.
Bu turnuvanın organizatörü Aydın bey, katılımcıların isimlerini kaydederken:
"Bu sene altmışı bulduk" diyor ve karşısındakine soruyor:
" Devamlı buradasın değil mi?"
Bu sahneyi izleyen Ovi Nahmias da bastırıyor ve diyor ki:
"Adama bak yahu! Neredeyse savcılıktan iyi hal kağıdı isteyecek!"
Bir haftayı aşkın süredir devam eden müsabakalarda finale kalanlar şöyle:
Aydın Üçok, Metin Pelit, Süleyman Bayat, Cengiz Ertüre, Mustafa Aker, Ege Baydar, Ovi Nahmias, Hasan Hanyalı,Bülent Dai, Erol Bey, Murat Özgen
Sonunda turnuva başlıyor.Heyecan ve macera sonunda muhteşem dörtlü belli oluyor. 1- Metin Pelit, 2- Cengiz Ertüre, 3-Hasan Hanyalı, 4- Ege Baydar.
Hediye dağıtımı bütün sitenin katılımıyla.muhteşem bir törenle oldu.
küpe
Dünya aydınlık olsaydı, sanat olmazdı.
Albert Camus
fıkra
Aynı yol mu?
Olay bir hapishanede geçerb Mahkumlardan biri diğeri sorar:
"Sen niçik buradazın bakalım?"
"Ben mi?.. Avrupa Bankasını soydum da ondan. Ye siz?..."
"Ben de Avrupa Bankası'nın Müdürüydüm de ondan!"