Ahmet Diker iflah olmaz saf kan Karşıyakalı...
KSK sevdalısı, yeşil-kırmızı renklerin tutkunu...
KSK'nin geçmiş dönem yönetimlerinin vazgeçilmez asbaşkanı ve basın sözcüsü...
KARSAV Başkanı, Karşıyaka Belediyesi meclis üyesi...
Spor yazarı...
KSK'nin ilk belgeselini yapan adam...
Tabiri caizse on parmağında on marifet...
Ahmet Diker'in hayalindeki son proje "Direnişten Dirilişe, Kaf Sin Kaf Destanını Yazanlar" adını verdiği kitabı...
* * *
Bu kitap için yıllardır uğraştığını, iğneyle kuyu kazdığını biliyorum...
Heyecan verici araştırmasının sonuçlandığını ve kitabının çıkma aşamasına geldiğini duydum ve Diker'e sordum ne aşamadasın; söz sende...
Ahmet Diker'i dinleyelim;
"Erkin Abi, yaşantımın en güzel, en anlamlı belki de en heyecanlı günlerini yaşıyorum. Kaf Sin Kaf'ımın, yeşil-kırmızımızın kuruluşunu, o büyük kulübü kurmak için canını veren, kanını akıtan, esir düşen, kurtuluş savaşına katılan yiğitlerin, kahramanların hayatını yazarken gözlerim ağlamaktan kan çanağına döndü. Duygularıma gem vuramadım.
KSK'miz Türkiye'nin en büyük kulübü...
* * *
O, yiğitler var ya, o yiğitler Kaf Sin Kaf'ı kuran yiğitler yaban ellerinde göğüs göğse çarpıştılar, cepheden cepheye koştular, esir düştüler, sürgüne gönderildiler, köşkleri zorla ellerinden alındı ama bir gün, bir saniye bile vatan ve Kaf Sin Kaf sevdasından vazgeçmediler...
Bu kahramanların, KSK'nin kuruluş kararını verenlerin başında gelen kulübün iki numaralı üyesi, kurucu başkanı istiklal madalyası sahibi Kadızade İsmail Zühtü Işıl... Anavatanından milyonlarca kilometre uzakta Filistin'deki çarpışmalarda esir düştü, işkence gördü, yılmadı pes etmedi, direndi ve sonunda Filistin'deki Seyid-Ül Beşir Esir Kampı'nda yeşil kırmızı renkli formasıyla adını "Karşıyaka" koyduğu bir takım kurdu.
* * *
Kaf Sin Kaf'ımızın tarihsel yolculuğundaki öncülerimizin, kurucularımızın yaşamlarını belgeleyen kitabım yaşamımızdaki en büyük sevdamız KSK'mizin kuruluş yıldönümü olan 1 Kasım 2014 tarihinde çıkıyor."
hayattan
Güzelbahçe yolunda trafik anarşisi var
Hem de bütün acımasızlığı ile sürüp gidiyor. Bu yüklü trafiğin Zeytinalanı bölümü ise tam bir kanunsuzluk bölgesi.
Trafik tambaları yanmıyor, trafik kontrolu yapmakla görevli araçlar da bir kenara çekilmiş, öylesine duruyor.
Bu semtte oturunlardan biri de, eski bir gazeteci olan Hulusi Şenel. Aydın ve daha sonra İzmir'in çeşitli gazetelerinde görev yapan Hulusi Şenel 15 yıllık Avustralya macerasından sonra yurda dönüş yaptı ve Urla'ya yerleşti.
Şenel önceki gün, İzmir-Urla yolundaki trafik sıkıntısını dile getirirken ilginç bir gerçeği de ortaya serdi.
Şenel, "Bu güzergahta doğru dürüst trafik kontrolü yok. Lambalar yanmıyor. Araçlar kontrole çıkmıyor. 15 yıl Avustralya'da yaşadım. Orada, kurallara uymayan araçlardan sistem gereği toplanan para 10 milyon doları buluyor."
Hulusi Şenel, bir soru üzerine şöyle bir yanıt veriyor: "Bu cezanın önemli bölümünü Türkler ve Araplar ödüyor."
küpe
Zayıf ve kuvvetsiz insanların krallarla müşterek bir noktası vardır. Onlar hiçbir zaman mes'ut değildirler.
Shelley
günün fıkrası
Ne bilsin?
Güney Amerika'da bir diktatör, yeni yıl münasebeti ile halkına iyi dileklerini bildirecekti. Sarayın balkonu önünde muazzam bir kalabalık toplanmıştı. Fakat diktatör tam konuşmaya başlayacağı sırada, kalabalık arasından biri çok yüksek sesle aksırdı.
Diktatör öfkeyle sordu:
"Kim aksırdı?"
Çıt yok.
Diktatör emir verdi:
"Birinci sıradakileri kurşuna dizin..."
Diktatör yine sordu:
"Kim aksırdı?"
Diktatör bu sefer cevap alacağını ümit ediyordu.
Yine ses yok.
"Pekala, ikinci sırayı da kurşuna dizin."
Beşinci sıraya kadar bu böyle devam etti. En sonunda yaşlı bir adam çıktı.Boynunu büküp seslendi:
"Ben aksırdım efendim!.."
"Be adam. Biraz evvel söylemez miydin? Çok yaşa..."
laflama
* Ben yarime gül demem. O hep somurtur!
* Eskiden vatan kurtarıyorduk. Şimdi kurtarsak kurtarsak vaziyeti kurtarıyoruz ancak!
* Seher yeli çık balkona, mışıl mışıl uyu kendin için!
* Hadi hadi gel köyümüze geri dönelim. Fadime'nin düğününde çıngar çıkartalım!
* Elif'i görsem mertek sanır mıyım bilmem, Elif'in yanındaki kazmayı görsem merkep sanırım kesin!
İbrahim Ormancı'dan