19. Yüzyılın ikinci yarısı ile 20. Yüzyılın ilk yarısı imparatorluklar için felaket çağıdır. İmparatorluk çağlarının büyük aileleri güç ve iktidarlarını bir bir kaybetmişler; kimi umutsuzca tahtlarını yeniden kazanma mücadelesi vermiş; kimi de Osmanoğulları gibi kaderlerine rıza göstererek mütevazı bir hayatı tercih etmişlerdir.
Avusturya-Macaristan, Almanya, Osmanlı İmparatorluğu ve Rus Çarlığı tasfiye olan büyük hanedanlıklardır. Bu devasa imparatorlukları asırlar boyu yönetmiş olan Habsburglar, Romanovlar, Burbonlar ve Osmanlılar ulus-devletler çağının sert rüzgarlarına dayanamadılar. Her birinin hikayesi hüzün vericidir. Askeri kışlalara gönderilen Çar ailesinin kadın ve kızlarının, Fransız devrimcilerinin giyotininde kesilen kral kafalarının ve gurbet ellerde padişah cenazesini içine koyacakları bir tabut dahi bulamayan Osmanoğlu ailesinin hikayesi gerçekten sarsıcıdır.
***
Bu büyük hanedan ailelerinin içinde hiç şüphesiz Osmanlı Hanedanlığının hem bizim açımızdan hem de dünya tarihi açısından çok özel bir yeri vardır. Bizim açımızdan özelliği şudur: Bu aile katıksız bir Türk hanedanlığıdır. Ve Türk milletine asırlar boyunca şan ve şeref kazandırmış bir ailedir. Ertuğrul Gazi'den başlayan silsile Yıldırımlarla, Fatih Sultan Mehmetlerle, Yavuz ve Kanunilerle, Abdulhamitlerle devam etmiş ve nihayet Osmanlı Hanedanlığına reislik yapan Şehzade Osman Ertuğrul Efendiye kadar gelmiştir. Bu temiz soylu Türk hanedanlığı Osmanlı İmparatorluğu namıyla büyük bir medeniyet kurmuştur.
Türkler Osmanlı ile tarihlerinin en büyük sınırlarına ulaşmışlardır ki, 10 milyon kilometre karenin üzerindedir. Osmanlı mülkünden 30'a yakın devlet çıkmıştır. Osmanlının yönettiği topraklarda barış vardı, şimdi ise kan ve barut kokuyor o topraklar. Dünya tarihi bakımından da hiç kopukluk olmadan en uzun süre devam eden hanedanlık özelliği taşımaktadır. Bu hanedanlığın hikayesine biraz kafa yormuş biri olarak yazmak zorundayım ki, Cumhuriyetten sonra Osmanlı Hanedanlığı ile ilgili söylenen şeylerin çoğu uydurma ve yalandır.
Bu hanedanlık son ferdine kadar her zaman ülkelerinin iyiliği için çalışmıştır. Hata yapmadılar mı peki? Çok hata yapan da var içlerinde ama bu kimseye onları tarihin önünde mahkum etme hakkı vermez. Sultan Vahdettin öldüğü vakit parasızlıktan yad ellerde cenazesi kaldırılamadı. Ki o İstanbul'dan ayrılırken sigara tabakasını bile "Hazine-i hassa'ya aittir" diye memurlara iade eden padişahtı.
***
Bu soylu Türk hanedanlığının en yaşlı ferdi Şehzade Osman Ertuğrul Efendi vefat etti. Dün dedeleri İkinci Mahmut ve Sultan İkinci Abdülhamit Han'ların yanına defnedildi. Neredeyse bir asırlık bir ömür yaşadı Şehzade. Hep onurlu yaşadı. Hanedanlığın diğer üyeleri gibi Cumhuriyete, Atatürk'e tek bir kötü laf etmedi. Başlarına gelenlerden dolayı kimseyi suçlamadı. Tüm hanedan üyeleri o temiz soya layık bir hayat sürdüler ve Türkiye için her vakit hayır dualarını eksik etmediler. Merhum Osman Ertuğrul Efendi Başbakan Erdoğan'ın girişimiyle Türk pasaportuna kavuşmuştu ve "memleketimde ölmek istiyorum" diyerek İstanbul'a yerleşmişti.
Zaten kendisi "Pasaport verilmeden önce de Türktüm, şimdi de Türküm ve Türk olarak öleceğim" diyordu ve dediği gibi de Osmanlı mülkünde, imparatorluk başkentinde bir Türk olarak öldü.
O bizim milletimizin, Türklerin Şehzadesiydi.
Allah mekanını cennet eylesin!