• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Siyasette "İsrailiyat"

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.06.2010, 00:00
Yıllar önce, entelektüel heyecanlar içinde koşturduğumuz günlerde Dr. Mustafa Çalık'ın koordinatörlüğünde önemli hocalardan özel dersler alıyorduk. Ders aldığımız hocalardan birisi de Prof. Dr. İlber Ortaylı idi. İlber Hoca bir dersinde, Ortadoğu'yu anlatırken, sözünün bir yerinde, Musevilik ile İslamiyet arasındaki benzerliğe dikkat çekerek "Kur'an, Tevrat'ın tamamlanmış halidir" deyiverdi. Benim hayatta tanıdığım "mütebahhir" adamlardan biri olan Mustafa Çalık hemen atıldı ve yarı şaka yarı ciddi "Hocam, bizi imandan mı edeceksiniz siz" dedi. İlber Hoca'da iki din arasındaki bağlantı noktalarını uzun uzun anlattı. Tabii, bizim gibi Musevi dünyaya mesafeli toplumsal kesimlerden gelmiş insanları ilk başlarda oldukça sarsan bir bilgiydi bu. Bu konuyla biraz ilgilenince, İlber Hoca'nın ne demek istediğini anladım. Elbete Tevrat ve Kur'an semavi dinlerin kitaplarıydı ve temel naslar arasında bire bir benzerlikler vardı. Ancak, bu gerçekten ayrı olarak, birde bugün İslamiyet'e girmiş olan ve Müslümanların gündelik hayatta din diye yaşadıkları pek çok şey Musevi inancından Müslümanların dini uygulamaları içerisine karışmış ritüeller vardır ve buna "İsrailiyat" denmektedir. Yalnız "İsrailiyat" benim yazımda kullandığım anlamdan ibaret bir kavram değildir. Çok geniş bir konudur ve birçok boyutları vardır. Ben yazıma uygun anlamını ve algıyı köşemde kullandım, konuyu bilenler için hatırlatırım.

ÇİLLER'DE "İSRAİLİYAT"
"İsrailiyat" sadece Müslümanlığı etkilemiş bir güçlü gelenek değildir. Zaman zaman, bilerek veya bilmeyerek, siyaseti ve siyasetçileri de etkilemiş bir kavramdır. Örneğin Tansu Çiller. Pot kırması ile zihinlerde yer etmiş olan Tansu Hanım siyasi hayatının en büyük potunu İsrail konusunda kırmıştır. Olay şudur: 1994 yılının Kasım ayında bir İsrail gezisi yapıyor Tansu Hanım. Bu önem verilen bir gezidir. Zira o dönemlerde "İsrail'e kendini sevdirirsen işlerin yolunda gider" inancı her seviyedeki Türklerde pek yaygın bir anlayıştı. Başbakan Çiller o seyahatte bir konuşma yaptı. Konuşmasının içerisinde kullandığı bir cümle hem Türkleri hem de İsraillileri şok etmişti. Bir Türk başbakanı ne söylüyordu böyle? Peki ne söylüyordu? Şunu: "Arz-ı Mev'ut ülkesine ziyarette bulunan ilk Türkiye başbakanı olmanın gururunu duyuyorum." Bu söz Müslüman bir ülkenin, en başta da Türkiye gibi bir ülkenin başbakanının bırakın söylemeyi, düşünmemesi gereken bir sözdü. Zira, Tevrat'ta arzı mevut, yani vaat edilmiş topraklar şöyle geçer: "O günde Rab Abram'la ahdedip dedi: Mısır Irmağı'ndan Büyük Irmağa kadar, bu diyarı senin zürriyetine verdim. (Tekvin Bölümü, 16-18) Yani Türkçesi, "Nil'den Fırat'a kadar İsrail toprağı" olmaktadır bu ayete göre.
Bu metnin Çiller'in eline yazılıp verildiği bilindiği için fazla üzerine gidilmedi. Bu sözü Çiller'e söyletenin büyükelçi Yalım Eralp olduğu söylenir ama bu doğru değildir, zira cin gibi bir adam olan Yalım Eralp'ın böyle bir fahiş hatayı yaptırması imkansızdı. Ben gerçeği söyleyeyim: O malum arzı mevut konuşmasını hazırlayan, benim de selefim olan ve Başbakan Çiller'e danışmanlık yapan Jay L. Kriegel isimli bir Yahudiydi. Bu satırları o metne bilerek mi koydu, bilmeyerek mi koydu, artık günahı boynuna. Ama bu olaydan Türk siyasetçisi bir ders çıkarmalıdır: Yabancı danışmandan uzak duracaksın, İngiliz kaşığıyla Fransız nanesi yemeyeceksin.

KILIÇDAROĞLU'NDA "İSRAİLİYAT"
CHP'nin çiçeği burnunda Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nda "İsrailiyat" izleri yakın zamanda görülmeye başlandı. Mavi Marmara Gemisi'nin Gazze'ye insani yardım götürürken İsrail ordusu tarafından vurulması iç politikada gündemi belirledi. Başbakan Erdoğan bu gelişme karşısında İsrail'i en ağır ifadelerle suçluyor ve aslında İsrail üzerinden dünyaya seslenen başarılı bir iletişim sürdürüyordu. Bir konuşmasında İsrail'i etkili bir argümanla, Tevrat'tan alıntılarla vurdu. Meşhur On Emir'de yer alan "Öldürmeyeceksin" ayetini konuşmasında dile getirdi. O günlerde Keşan'da miting yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bırakın bir parti liderini, bir ilkokul çocuğunun yapmayacağı bir hatayı ve bir gafı yaptı. Başbakan Erdoğan'ın Tevrat'tan alıntılayarak İsrail'e yaptığı eleştiriye cevap verdi Kılıçdaroğlu. Dediği şuydu: "Başbakan Tevrat'ın 6. emrini söylüyor, yani "öldürmeyeceksin" diyor. Bu Tevrat'ın bir de 8. emri var, orada da "çalmayacaksın" diyor, Sayın Başbakan!" Evet, işte baltayı taşa vurmak buydu herhalde. Tayyip Erdoğan böyle bir gafı kaçırır mı? "Benimle İsrail ağzıyla konuşma" deyiverdi. Kılıçdaroğlu her zaman ki yaptığını yaptı tabii ki, ortadan kayboldu. Şimdi benim merak ettiğim şey şu: Kılıçdaroğlu'nun dibine de bir Yahudi danışman mı yanaştı acaba?
Evet, bizde "İsrailiyat" ciddi bir meseledir, üzerinde durmak gerekir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA