• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

"İzmir'i çok özledim"

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.09.2010, 00:00
Bu sözler Fethullah Gülen Hocaefendi'ye ait. Onun İzmir özlemini, yanına giden gazetecilerden öğreniyoruz. Bu toprakların yetiştirdiği ve büyüklük ölçüsünü ancak tarihin belirleyeceği bir Türk'ün vatanından ve muhabbet duyduğu beldelerden ayrı kalmasına sebep olanlara, "yazıklar olsun" demekten kendimi alamıyorum.
Mensubu olduğu millete bin yıllık onur kazandıracak kadar büyük hizmetler etmiş olan bir gönül ehlini uzak diyarlarda muhacir ettik biz.
"Türkiye'yi özlüyor musunuz" diye soruyor gazeteci Serdar Turgut. "Özlemediğim bir gün bile yok" diyor. Fethullah Gülen'i tanıyanlar bilirler ki, bu Mecnun'a, "Leyla'yı özlüyor musun?" diye sormak gibi bir şey.
***
Gazeteci Cüneyt Özdemir gözlemlerini anlatırken, "Fethullah Gülen Hocaefendi'nin bir sözüyle Türkiye'ye hatta dünyayı etkileyen" biri olduğunu söylüyor. Türkiye'yi etkileyen biri olduğu çok açık. Peki dünyayı etkileyen biri olduğu tespiti nereden çıkıyor? Elbette Amerika'da gördüklerinden. Yani, geçen yıl benim gördüklerimden. Bugün dünyada yüzlerce Amerikalı ve batılı akademisyen Fethullah Gülen'in insanlığın bugünü ve yarınına ışık tutan fikirleri üzerine kafa yoruyor, eserler veriyor. O nedenle Fethullah Gülen artık sadece Türk milletiyle başlayan ve Türk milletiyle biten bir fikirler manzumesinin sahibi değildir. Bugün insanlık onun yaydığı "aura"yı hisseder hale gelmiştir. O, milliden evrensele doğru bir albatros kuşu gibi süzülen büyük bir insanlık değeridir artık. Biz ise ona kendi doğduğu topraklarda "criminal insan" muamelesi yapmakla meşgulüz.
***
Ben gazeteci arkadaşların bu görüşmeden çok etkilenmiş olmalarını anlıyorum. Çünkü, aynı yerde aynı duyguları bende yaşamıştım geçen yıl. İçinde bir gram riya olmayan o büyük tevazunun, o bilgeliğin deruni etkisinden kurtulmak imkansız. İnsan olan için imkansız. Müthiş büyüklükteki iktidarına rağmen, kendisini muhatabı karşısında bir karınca kadar küçültmeye gayret eden o masum adama atılan her iftiranın hasta ve yorgun yüzünde bir ışıltıya dönüştüğünü görüyorsunuz. Beni en fazla etkileyen husus, sadece Türk milletinin geleceği için dertlenmesi değil, milletinin geçmişine dönük de dertlenmesiydi. "Ahh!" diyordu, "şu Amerika'ya yüz yıl önce 1000 Türk gelse ne olurdu sanki" diye hayıflanıyordu.
***
Çok düşündüm geçen yılki seyahatten sonra; "Bu adamda bizi etkileyen şey ne?" diye. Sanırım buldum. Bir aşık o. İnsana aşık, yaradana aşık, milletine aşık, insanlığa aşık biri. İçinde aşk öğüten bir değirmen var sanki. Cehaleti aydınlatan her okul, Türk milletinin çıkarları için lobi yapan her organizasyon, Anadolu çocuklarının her küresel başarısı onun içindeki değirmenin öğüttüğü hammaddeyi sağlıyor. Bana göre aşkı öğütüyor ve o öğütüleni insanlığa bir kutsal ekmek gibi yeniden sunuyor. Aşkı çoğaltan, büyüten bir süreç bu. Bu devir daim her seferinde daha rafine daha sofistike ve daha büyük eserler ortaya çıkarıyor. O nedenle, bu mütevazı dervişi anlamakta hala zorlanıyoruz hepimiz.
Aşk bu, kolayca anlaşılmaz ki.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI