• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Kutsal İzmir Belediyesi

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 06.05.2011, 00:00
Hayatımda ne böyle bir şey gördüm, ne de böyle bir şey duydum. Böylesine dünyanın, herhalde, hiçbir yerinde rastlanamaz. Olay şu: İzmir Belediyesi'nde yolsuzluk yapıldığına dair ihbarlar yapılıyor. Esasen bu iddiaları belediye genel sekreteri de bir süre önce seslendiriyor. Sonra, Türkiye Cumhuriyeti savcıları konunun üzerine gidiyor. Polis araştırmaya başlıyor. Kamera kayıtları, dinlemeler filan derken, yolsuzluk yapıldığına dair belli deliller bulunmuş olmalı ki, savcılar hakim kararıyla soruşturmayı başlatıyorlar. Buraya kadar anlatılanda bir yanlışlık var mı? Hayır, yok. Peki, bu soruşturmayı desteklemek lazım değil mi? Hem evet, hem hayır. Evet, çünkü yolsuzluk kul hakkı yemektir, yapanın yanına kalmamalıdır. Diğer yandan, uzunca bir süredir devam eden bir inceleme seçimden sonraya bırakılabilirdi. Efendim, hukuk bekler mi? Evet, söz konusu olan milletin iradesinin kusursuz ortaya çıkması ise, hukuk hem de esas duruşta bekler, bekler ve yine yapacağını yapar.
***
Buraya kadarki anlatımım benim görüşüm. Gelelim şimdi işin tuhaf kısmına. Olayla ilgili gözaltılar oluyor. Elbette savcı emriyle. Birden, belediyenin önüne binlerce, benim "CHP'li köle seçmen" dediğim cinsten, insan yığılıyor ve olayı protesto ediyorlar. Bu belediyede yolsuzluk var mı yok mu, iddialar doğru mu değil mi, umurlarında değil, "arsenikli suyu sek içeriz" dedikleri gibi, gözaltına alınanları peşinen masum ilan ediyorlar. Çünkü onlar CHP'li. Çünkü Aziz Kocaoğlu bir "aziz".
Onlar asla yanlış bir şey yapmaz. Sanki İSKİ Genel Müdürü Ergun Köknel CHP'li değildi. O Ergun Köknel ki, adı hatırlanınca hala insanların kokudan burnunun direği kırılıyor. Bir başka tuhaf durum da Başkan Aziz Kocaoğlu'nun tavırları. Kalabalığa nutuklar atıyor Kocaoğlu. Sanki belediyesi düşman işgaline uğramış. Oysa bu sadece bir hukuki soruşturma ve haklarında iddialar var. "Gözaltındakileri derhal bırakın, arkadaşlarımı değil beni yargılayın, her şeyin sorumluluğunu kabul ediyorum" gibi kabadayılıklar, hukuka ve kendisine inançsızlığın bir tezahürü değil midir? Ya kefil olduğu adamlarının bir dolu kanıtlı suçu çıkarsa ne yapacak Aziz Kocaoğlu? Burada beni asıl rahatsız eden şey, CHP'nin İzmir Belediyesi'nin sanki dokunulmaz kutsal bir mekanmış gibi gösterilmesi. Bir belediye başkanı "arkadaşlarımı bırakın" diye hukuku sürece posta koyuyorsa, ya onun çok güvendiği bir şey vardır, ya da CHP'nin seçilmeyi garanti etmesinden kaynaklanan bir şımarıklık hali içindedir. Her ikisi de tuhaftır.
***
Gelelim meselenin siyasi boyutuna. Bu işi AK Parti'nin yaptırdığına inanan varsa o kişi kafasında bir beyin değil, sünger taşıyor demektir. Bu iş en fazla AK Parti'yi rahatsız etmiştir. O kadar ki, CHP'lilerin hukuka karşı yaptıkları tuhaflıkların bir benzerini bu konularda çok dikkatli olan Ertuğrul Günay da "rahatsızım" diyerek sergilemiştir.
Konsolos Yılmaz Özdil köşesinde ilk kez doğru bir "kripto" yazdı: "Bu işin gerçek mağduru AK Parti" dedi. Gerçekten de öyle.
Bekleyelim bakalım ne çıkacak.
İzmir Büyükşehir kirli mi, temiz mi?


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA