• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Aleviler ne istediler, ne isterler

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 28.11.2011, 00:00
Aleviler huzur ve barış istediler, isterler. Onların zihin dünyasına yönelik bir inceleme, tarihte yaşadıklarını artık bir daha yaşamak istemediklerini kuvvetli bir şekilde arzu ettiklerini ortaya çıkarır. Dün de yazdım, Alevilerin demokrasiye geçtikten sonra DP'ye oy vermelerinin, 27 Mayıs'tan sonra ise hırpalanan demokrasi yerine laiklik ilkesini güvence olarak görmelerinin ve o kavram etrafında huzur aramalarının sebebi bu barış özlemidir. CHP'ye yönelişin ardındaki temel neden de bu güvence arayışıdır. Çok ilginçtir, Dersimliler geçmişte başlarına gelen felaketin Atatürk'ün bilgisi dahilinde gerçekleştiğini pekala bilirler; ancak bunu bildikleri halde Atatürk'ü baş tacı ederler. Bu benimseyişin altında, her şeye rağmen, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyetin ve onun devletin nizamı hale getirdiği laiklik ilkesinin kendilerine güvenli bir hayat sağlayacağına dair bir inanç vardır. Tekrar etmekte fayda var, Aleviler askeri darbelerden sonra laikliği demokrasiden daha dokunulmaz bir ideoloji olarak görmüşlerdir. Diğer bir ifadeyle, hiç şüphe yok ki 27 Mayıs darbesi olmasaydı bugün Aleviler demokrasinin en sadık savunucuları olmaya devam edeceklerdi.
***
Evet, Aleviler bu topraklarda hep huzur ve barış istediler. Kendileri için de güvenli bir hayat tabii ki. Zaten bunun içindir ki başta Dersim katliamı olmak üzere başlarına gelen onca trajediyi neredeyse unutturmaya çalıştılar. Bu acıları bir kin ve öfke ideolojisine tahvil etmediler. Dünyada bana göre eşi benzeri görülmemiş bir olgunluk ve feraset örneğidir bu. Oysa başlarına gelenler üzerinden çok etkili siyasi çıkışlar yapabilirler, "seçilmiş travmalar" yaratabilirlerdi. Bunun hiç birini yapmadılar. Sadece kendilerine saygı duyulmasını, eşit yurttaşlar olduklarının kabul edilmesini beklediler. Esasen demokratik hayata geçildikten sonra Aleviler toplumsal hayatın her şubesinde yerlerini aldılar. Kimliklerini serbestçe ifade edebildiler. Ancak demokrasi ve çoğulculuğun gelişmesiyle birlikte Alevilere yönelik hoyrat davranışlar da görünür olmaya başladı. Bu arada kitle iletişim araçlarındaki hızlı gelişmeler Alevilerle ilgili yanlış algıları da hızla değiştirdi. Bugünün Türkiye'sinde herhangi bir Alevinin kendini ifade özgürlüğü bir başka toplumsal gruba mensup birinden daha az değildir. Zaten mesela Kemal Kılıçdaroğlu gibi Alevi kökenlere sahip birinin CHP'ye genel başkan olmasının toplumun her kesiminden olumlu sinyaller alması Aleviliğe bakışta birçok şeyin temelden değiştiğini gösteren iyi bir örnektir. Ama gelinen bu süreç en fazla barışçı Alevilerin eseridir, bunu bilmek gerekir.
***
Aslında Dersim meselesi etrafında siyasi kutuplaşmalar oluşmazsa, yaşadığımız süreçler sağlıklıdır. Alevilerin demokratik haklarıyla ilgili ilk kez kapsamlı çalışmayı yapan AK Parti hükümeti olmuştur mesela. Dersim katliamının kapağını açan da Sünni ağırlıklı bir partinin başbakanıdır. Bu gelişmeler yukarıda ifade ettiğim Alevi iyi niyeti ve barışçılığı ile çakışmalı ve ülkemiz yararına bir sonuç doğurmalıdır.
Unutmayalım ve bu meseleye soğukkanlı bakalım: Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları da, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP gibi belirleyici bir siyasi kurumun başında oturması da Türkiye için çok değerlidir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA