• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

CHP'nin bir "Güven Partisi"ne ihtiyacı var!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02.02.2012, 00:00
1960'lı yılların sonunda CHP'de bazı yeni arayışlar partiyi zorluyordu. Bunu gören Genel Başkan İsmet Paşa "ortanın solu" tezini ortaya attı. Partinin genel sekreteri olan Bülent Ecevit, "ortanın solu" kavramına sahip çıktı. Etrafında, içinde Deniz Baykal'ın da olduğu ve siyasi tarihimize "Mülkiye cuntası" diye geçen genç ve yetenekli insanlar vardı ve bu ekip yeni fikri açılımlar geliştiriyorlardı. Ecevit örgütteki hakimiyetine de dayanarak yeni fikirleri hızla yayıyordu. Sonunda 12 Mart oldu. Bu gelişme CHP'de derinleşen farklılıkları ayrışma noktasına taşıdı. Ecevit, darbe yönetimine başbakan ve bakan veren İsmet Paşa'ya rest çekti. 1972 yılında yapılan kurultayda da İsmet Paşa'yı tasfiye ederek CHP Genel Başkanlığı'na oturdu.
***
Bu arada, bugüne de ışık tutacak çok önemli bir gelişme oldu o günkü CHP'de. CHP'nin ağır toplarından Kemalist siyasetçi Prof. Turan Feyzioğlu, "ortanın solu" tezini kabul etmeyerek partiden ayrıldı. Öyle şaka maka değil, yanına da CHP'den 47 tane senatör ve milletvekilini aldı götürdü. Yeni bir parti kurdu Feyzioğlu. 12 Eylül darbesine kadar yaşayacak, zaman zaman hükümet ortağı dahi olacak bu partinin adı Cumhuriyetçi Güven Partisi'ydi. Neydi bu partinin özelliği? Tek kelimeyle söyleyecek olursak, ful Kemalist ve katıksız ulusalcı olmaları. Sonunda ne oldu? Feyzioğlu ve Kemalist aşırılar CHP'yi terk ettiler ve kendi partilerini kurdular. Ecevit, CHP'nin başına geçti ve İsmet Paşa'yı evine gönderdi. Nitekim 1973 yılında girdiği ilk seçimde yüzde 33, 1977 seçimlerinde ise yüzde 42 oy almayı başardı. O, 10 yıllık dönemde Türkiye'de bir "Karaoğlan" fırtınası estirdi ve CHP'yi iki kez iktidar koltuğuna oturttu Ecevit. Elbette kendisini ve CHP'yi o eski Kemalist, ceberut, devletçi-ulusalcı çizgiden ayrıştırarak başardı bunu.
***
Yukarıda özetin özeti kabilinden aktardığım CHP geçmişi, bugün CHP'de yaşanan tartışmalar bakımından şaşırtıcı düzeyde benzerlikler taşıyor ve aynı zamanda içinde ilham verici çağrışımları barındırıyor. Yaşlanmış ve CHP'yi 1972 yılında savunduğu kendi fikirlerinin de gerisinde bir fikri çizginin üzerine oturtmuş olan Baykal'ın yerine genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin gündemine bazı yeni fikirler, yeni yaklaşımlar sokmak arzusunda. CHP'nin siyasi iddialarını sürdürebilmesi için değişmesi gerektiğine inanıyor. Zaman zaman zikzaklar çizmesine rağmen kafasında esaslı bir değişim planı olduğunu artık biliyoruz. Girdiği ilk genel seçimde partisinin oyunu hatırı sayılır biçimde artırmasına rağmen, partideki o ulusalcı-Kemalist çizgiyi asla memnun edemiyor. Tuhaf bir biçimde Baykal kaseti meselesi yeniden gündeme getiriliyor ve adeta herkesin "o kaset olayının arkasında Kemal Kılıçdaroğlu var" diye düşünmesi isteniyor. Hiç kimse mesela şunu sormuyor: "Tamam, diyelim ki kaset olayında bir komplo var, peki Baykal'ın koynuna eski sekreterini de bu komployu yapanlar mı koydu?"
Sözün özü, CHP'de tarih tekerrür ediyor. İnönü, Ecevit ve Feyzioğlu arasında yaşanan kavganın neredeyse tıpatıp benzeri Baykal, Kılıçdaroğu ve Önder Sav arasında yaşanıyor. Bütün bu kavga, geçmişin verdiği ilhamla da düşününce, ancak CHP'nin ulusalcı-Kemalist kanadının partiden ayrılması ve kendi partilerini kurmalarıyla CHP açısında verimli ve iktidar kapılarını açan bir fırsata dönüşebilir.
Bence CHP'nin içinden acilen yeni bir "Güven Partisi" çıkarmaya ihtiyacı var.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA