Çarşamba akşamı Romanya takımı Cluj'u kendi sahasında 3-1'lik net bir skorla deviren Galatasaray'ın teknik patronu Fatih Terim maçtan sonra açıklama yapıyor. Söyleyeceklerini söyledikten sonra sözü ezeli rakibi Fenerbahçe'ye getiriyor ve şu cümleyi kuruyor:
"İnşallah Fenerbahçe de Avrupa'da oynayacağı maçta başarılı olur".
Fatih Terim bu dileğini o kadar içten duygularla söylüyor ki siz o sözlerde onun sağlam karakterini, ülke sevgisini, rakibine duyduğu saygıyı görüyorsunuz.
Benliğini aşıp, en mutlu gününde, bir zafer anında, rakibinin iyiliğini isteyen Fatih Terim ismi, hiç şüpheniz olmasın, sadece bu ülkeye kazandırdığı spor başarılarıyla değil, bu sağlam karakteriyle de nesiller boyu gönüllerde ve hafızalarda yaşayacaktır.
***
Salı akşamı dünya çok önemli bir seçimi yaşadı. ABD yeni başkanını seçti. Geçen dönemin başkanı Obama yeniden başkan oldu. Seçim kampanyası boyunca zaman zaman sert sözlerle birbirlerini hırpalayan iki politikacı, seçim sonuçlarının hemen ardından dünya siyasetine ve siyasetçilerine örnek davranışlar sergilediler.
Obama hemen seçimin mağlubu Romney'i aradı ve "aslında çok başarılı bir kampanya yaptığını, kendisini tebrik ettiğini, en kısa zamanda ziyaret edip yeni dönemle ilgili olarak fikirlerinden yararlanacağını" söyledi.
Ne kaybetti ABD'nin kudretli başkanı Obama?
Hiçbir şey, bütün insanlığın gözünde daha da büyüdü.
Ya rakibi mağlup Mitt Romney ne yaptı?
Kendisini destekleyen üzgün taraftarlarının önüne çıktı ve şunu söyledi:
"ABD'nin yeni başkanının başarısı için hepimiz Tanrıya dua etmeliyiz".
Bütün dünya Romney'i bir şahsiyet olarak alkışladı.
Romney bu sözleriyle ülke sevgisini, güçlü şahsiyetini sergilemiş oldu.
***
Çok değil, bu olaylardan birkaç gün önce yaşandı şu yazacaklarım.
İstanbul'da kadınlarla ilgili bir toplantı yapılıyor.
Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Fatma Şahin katılımcı kadınlarla güzel bir çalışma yapıyor.
Zaten Fatma Şahin birçok farklı çevreden kadın tarafından takdir edilen bir isim.
Bu arada CHP İstanbul Kadın Kolları Başkanı Yüksel Çavuşoğlu kadın Bakana, "Sizi çok beğeniyorum, keşke başkanımız siz olsanız" diyor.
"Başkanımız siz olsanız" sözünden kastettiği de "başbakanımız siz olsanız" mış.
Sonra...
Kadıncağızı bir hemcinsine takdir duygularını ifade etti diye ertesi günü, barbarca paket ettiler ve görevinden istifa ettirdiler.
Şimdi hemcinsi bir kadına basit bir nezaket ve takdir cümlesi söyledi diye bir kadın politikacıyı siyaseten imha eden bir partiye hükümet ve devlet idaresi teslim edilebilir mi?
Herkes şu olayı bir saniyeliğine bir düşünsün?
***
Yukarıda anlattığım vaka zaten CHP'nin nasıl bir garip fırka olduğunu gösteriyor ama şimdi yazacaklarım, daha doğrusu CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun tüm Türkiye'ye yaşattıkları daha vahim.
Bilindiği gibi uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu FITCH Türkiye'nin kredi notunu yükseltti.
Kılıçdaroğlu, böyle bir gelişmenin olacağını hiç hesap etmeden gazetelerin ekonomi müdürlerini çağırarak aynı gün "Türk ekonomisinin nasıl battığını" anlattı.
FITCH kararı açıklanınca da açığa düşen Kılıçdaroğlu'nun durumu Başbakan Erdoğan tarafından "çölde kaybolmuş bedevi" şeklinde alaya alındı.
Başbakan doğru mu yaptı?
Hayır, yanlış ifadeler bunlar. Başbakan rakibini daha yaratıcı sözlerle eleştirebilirdi. Ama Başbakanın sözlerinde "ayıp" diye nitelendirilecek bir unsur yoktu en azından.
Ya Kılıçdaroğlu'nun bu sözlere verdiği cevaplar?
Tek kelime ile korkunç, tek kelime ile akıl dışı, tek kelime ile siyasi pornografi...
"Çöl bedevisi ve kutup ayısı" diyor Kılıçdaroğlu. Bu fıkranın ne kadar pornografik bir fıkra olduğunu bilenler biliyor.
Ya "Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan" diye "söyleyip geçtiği" söze ne demeli?
"Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan çıkar" sorusunu merak eden varsa bir zahmet Güniz Sokağa gitsin ve Süleyman Demirel'e sorsun. Demirel bu fıkrayı, ben de dahil, en az yüz bin kişiye anlatmıştır ve insanlar "horozun ne yaptığını" Demirel'den çok veciz! bir biçimde dinlemişlerdir.
Siyasette etik ve estetik kalmayınca işte ortaya CHP lideri gibi siyasi pornografiden medet uman politikacı tipleri çıkıyor.
Benim CHP liderinden hiç umudum kalmadı ama yine de kendisine Nejat Muallimoğlu'nun "Politikada Nükte" ve Yüksel Bölük'ün "Siyasetçinin El Kitabı" kitaplarını tavsiye ediyorum.