• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

AB'le ilişkiler ve rasyonel olmak

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 07.02.2013, 00:00
Hayır, bana göre bu arızalı ilişki daha uzun süre arızalarıyla birlikte devam edip gidecek. Bunun tek bir istisnası var, eğer Başbakan Erdoğan yeni anayasaya başkanlık sistemini yerleştirir de Türkiye'nin ilk başkanı olabilirse, işte o zaman nelerin olabileceğini kimse öngöremez.
Ben Başbakan'ın Şanghay örgütüne girme konusundaki sözlerini bugün için çok gerçekçi görmüyorum ama şayet AB, Türkiye'ye dönük bu patolojik tavrını devam ettirirse ve Tayyip Erdoğan'da başkan olursa "yeni bir dünya kurulur ve Türkiye'de o dünyada yerini alabilir".
***
Böyle düşünmemin nedeni şu: Başbakan Erdoğan gibi tarihsellik kazanmış liderler arkalarında kendi mühürlerini vurdukları bir tarih bırakıp gitmek isterler. Bu arzu bazı zamanlar yüksek gradolu liderleri maceraya da sürükleyebilir. Nitekim tarih bize, arkasında geniş halk desteği ile ülkelerini çeşitli maceraların içine sokmuş ihtiraslı liderlerden söz ediyor.
Böyle liderler ve liderlikler beni hep korkutmuştur. Söz konusu olan Tayyip Erdoğan olunca aynı korkuya kapılmıyorum, zira on yıllık AK Parti yönetiminde öğrendiğim en önemli bilgi Başbakan Erdoğan'ın tarihe oynayan bir lider olduğu ama aynı zamanda yaşadığı ve yönettiği bütün süreçlerde "rasyonel" oluşudur.
Rasyonel olmak ne demektir? En başta duygusal saiklerle karar almamak demektir. Hesaplanmamış risk almamak demektir. Milli çıkar ile milli onur dengesini iyi kurabilmek demektir.
Başbakan Erdoğan'ın aldığı önemli kararlara bakalım: Bütün önemli kararlarında onu izleyenler duygusal gel-gitler yaşadığını, aldığı kararı ideolojik bir eksene oturtmaya çalıştığını zannederler. Oysa günün sonunda alınan kararın içinde ne duygusal bir etkinin ne de ideolojik bir prensibin olmadığı görülür.
Karar bütünüyle rasyoneldir, dünya gerçekleriyle uyumludur, toplumsal yapımıza, tarihin akışına, sosyal kimyamıza karşılık gelmektedir.
***
Bugün için içinde yaşadığımız tarih bizi batıyla yol arkadaşlığına zorluyor. Ancak, milli geliri 20 bin doları aşmış, genç nüfusu artış trendine girmiş bir Türkiye, Atlantik'ten Pasifik'e bir eksen kaymasının somut verilerini görürse ve kendisine bu yeni eksende bir konum belirlerse neden AB'nin küstah ve akılsız tavırlarına mecbur kalsın ki?
Mesele rasyonel olmaktır, dünya gerçekleri ile milli çıkar ve onur arasındaki gerçekçi dengeyi kurmaktır.
"Diklenmemek ama dik durmak" Tayyip Erdoğan'ın siyasi terminolojimize kazandırdığı bir "tutum" prensibidir.
Bu sözün tek kelimeyle anlamı "rasyonel olmak"tır.
Bizi rasyonel bir başbakanın yönetmesi ise en büyük şansımızdır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA