"Türkiye eski Türkiye değil" sözü hükümete yakın çevreler tarafından çok kullanılan bir söz kalıbı oldu. Bu sözde elbette bir övünme, bir böbürlenme duygusu var; ancak hakikaten Türkiye hangi kritere vurursanız vurun eski Türkiye değil. Mesela Hafız Esat döneminde Suriye devleti tam yirmi yıl PKK'yı besledi, büyüttü ve semirtti, sonradan üstümüze saldı. Biz ne yaptık? Hiç bir şey! Sadece Şam'da bir bomba patlattık, onu da yanlış yerde ve yanlış zamanda patlattık.
Bir hatırlayalım, devlet organları PKK liderine suikast benzeri bir şey planlıyorlar, ancak daha bu harekattan devlet adamlarının haberi yokken Paris kahvelerinde PKK'lıların haberi oluyor.
Biz devlet içindeki bu kepazelikleri görmüş insanlarız ve o yüzden bugünkü devletin işleyişini kaçınılmaz bir biçimde beğeniyoruz.
Hiç olmazsa bu kepazelikler yaşanmıyor.
***
Böyle bir girişe neden gerek duyduğumu merak edenler olacaktır; sebebini hemen söyleyeyim: Hatay Cilvegözü Sınır Kapısı Türkiye ile Suriye arasındaki en önemli sınır kapısıdır. 910 kilometrelik son derece uzun bir sınırın ağırlıklı olarak yükünü bu kapı çeker. Suriye'deki iç savaştan dolayı da bu kapı çok aktif bir biçimde kullanılmıştır. Aslına bakarsanız son dönemlerde Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılar siyasetinden dolayı han kapısına dönmüş bir yerdir. Giren çıkan belli değildir. İşte böyle bir yerde iki gün önce o bildik Ortadoğu usulü bir bomba patlatıldı. Bombayı atanların çok sayıda insanın ölümünü amaçladıkları ve bu yolla da Türkiye'ye açık bir mesaj vermek istedikleri bellidir.
Şimdi o malum sorunun zamanı gelmiştir: Kimdir bu bombayı patlatan?
***
İlk akla gelen elbette Suriye'dir. Çünkü Suriye Türkiye'nin muhaliflere verdiği destekten çok muzdariptir. Türkiye'nin Suriye'ye dönük uzlaşmaz tutumu Beşar Esat yönetiminin politika üretip içinde bulundukları bataklıktan çıkmalarına engel olmaktadır. Çünkü Türkiye Esat'ın başında olduğu bir yönetimle asla pazarlık yapılmasını istemiyor. Zaten Beşar Esat daha önce de Türkiye'ye yönelik bazı taşeron saldırılarda bulunmuştu ve bunun içinde PKK'ya sipariş vermişti. Şemdinli saldırısı buna örnektir. Ancak bu saldırılar hem PKK için hem de Beşar Esat için hezimetle sonuçlanmıştı. Türkiye'nin bu denemelerinden sonra Esat'a ağır bedeller ödettiğini biliyoruz; onun için ben Esat'ın bu tarz saldırılar deneyeceğini sanmıyorum. Bu nedenle de Civegözü'ndeki bombanın Esat tarafından değil, bölgenin başka aktörleri tarafından patlatıldığını düşünüyorum.
Kim bu aktör? Hemen belirteyim; PYD'ye mensup Kürt unsurlardır o bombayı patlatanlar. Bu tahminde bulunmamı mümkün kılan bazı bilgiler var elimizde. Türkiye yakın geçmişte, PYD'li Kürt unsurların PKK ile müştereken bulundukları bölgelerde fiili durumlar yaratmaya tevessül etmelerinden çok rahatsız olmuştu. Uyarılar ve Kürt unsurların muhalif unsurlara katılması yolundaki telkinler kar etmeyince Türkiye bazı tedbirler aldı. Bu tedbirlerin en başında geleni, Kürtlere yakın bir bölgede yer alan büyük bir Arap aşiretini sıkı bir biçimde silahlandırmasıydı. Ve tabii Türkmenleri de... PYD bu süreçte Türkiye'nin yönlendirdiği bu unsurlardan ağır darbeler yedi.
Benim kanaatim odur ki, Cilvegözü'nde patlayan bomba PYD'lilerin "Bizi fazla sıkıştırmayın, terörize ederiz" mesajından başka bir şey değil.