CHP'de Parti Meclisi toplantıları istikrarlı bir biçimde yapılır. Bu partide Parti Meclisi önemli bir zemindir ve bu zemini üyeler en demokratik şekilde kullanılır. Her üye kendi pozisyonunu korkusuzca savunur, görüşlerini dile getirir. Genel başkanı veya herhangi bir parti yöneticisini eleştirecekse özgürce eleştirir. CHP'nin bu yanını her zaman çok beğenmişimdir ben. Gerçi demokrasi açısından çok ideal olan bu zemin batıdaki sosyal demokrat partiler gibi verimli çalışmaz. Bir tür meyve vermeyen ağaçtır CHP'de. Tamam, herkes bildiğini söyler, eleştirir, itiraz eder ama bir uzlaşma, bir tutarlılık üretmez ya da pek az tersi olur. Demokrasilerde yöntem kadar sonuç da önemlidir, zira demokrasi bir arada çözüm üretme yoludur.
***
Şimdi bu bahsi açmak nerden icap etti?
Geçen hafta CHP Parti Meclisi toplantısı yapılıyor. Toplantıda söz alan İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, "Kürtlere, Lazlara, göçmenlere Türk'üz dedirttik. Bu yöntem hiçbir sorunu çözmedi" ifadesini kullandı. Yüksel'in sözlerine İzmir Milletvekili Aytun Çıray itiraz etti. Çıray, "Ben de göçmenim ama hiç kimse bana zorla Türk dedirtmedi, kimse zorla Türklüğü dikte ettirmedi" dedi.
İşte tipik bir CHP klasiği daha size. Cumhuriyet'i kuran partinin iki milletvekili Türklük konusunda dahi bir uzlaşma sergileyemiyor. Oysa Türkiye'de bu konu siyasetin de anayasa yapım sürecinin de en temel tartışma konusu.
Bu tartışmada kim haklı sorusu bizim yazı konumuz. Alaaddin Yüksel kimdir, ben tanımıyorum. İzmir'in CHP'li milletvekilleri, bir kaçı hariç, tam bir siyaset baronu haline gelmişler. Bu adamların bilgisi nedir, birikimi nedir bilmiyoruz. Ancak basın aracılığıyla öğreniyoruz onların çapını. İşte Alaattin Yüksel. "Kürtlere, Lazlara, göçmenlere zorla Türk'üz dedirttik" diyor. Bu tezi neye dayanarak söylüyor, belgesi, bulgusu nedir, bilmiyoruz. Muhatabı Aytun Çıray bu konulara gerçekten kafa yormuş, hatta mesleği hekimliği kurban vermiş bir fikir adamı aynı zamanda. O da cevap veriyor ve sözlerine en sağlam kanıtı, kendisini gösteriyor: "Ben de göçmenim ve kimse bana Türklük dayatmadı."
Şu tabloya bakınca ne görüyoruz: CHP'li ama bir BDP'li gibi konuşan Alaattin Yüksel, merkez sağdan gelen ama CHP fikriyatına uygun bir bakış açısına sahip Aytun Çıray.
***
CHP'yi, CHP'nin tutarsızlıklarını bir yana bırakırsak, Alaattin Yüksel'in tarihimize ve devletimize attığı çamurun üzerinde durmak gerekiyor. Gerçekten bu devlet, en despotik dönemlerinde dahi, ki o dönemler CHP'li dönemlerdi, herhangi bir yurttaşına "sen Türk olacaksın" demiş midir? Devletin insanlara kendi etnik kimliklerini rahatlıkla ifade edebileceği, örgütleyebileceği bir ortamı sistematik bir biçimde engellediği, yasakladığı, hatta bunun için baskı yaptığı doğrudur. Ama Türkiye Cumhuriyeti, o CHP'li baskı dönemleri de dahil, ne zaman insanları "Türk" olmaya zorlamış ki? Bütün demokrasi sorunlarına rağmen Anadolu coğrafyasında herkes kendi alt kimliğiyle fitne olmadığı sürece, huzur içinde yaşadı. Sorun bakalım İzmir'e akın akın gelen Balkan göçmenlerine, Güneydoğulu Kürtlere, "Türk olacaksınız" diye bir baskı görmüşler mi?
CHP'li Aytun Çıray'ı kültür eksiği besbelli o milletvekiline gereken cevabı verdiği için tebrik ediyorum. Bu devleti eleştirelim, tarihimizdeki aptalca uygulamaları yerden yere vuralım ama bu devletin hiç yapmadığı eylemleri de bir bölücü ağzıyla ortaya atmayalım.
Çünkü bu kadar gerçek dışılık, bir noktadan sonra, tutarlılık meselesi değil, bir ahlak meselesi haline geliyor.