Bu ülkenin tarihinde çok olaylar oldu ama böylesi hiç görülmedi. CHP'liler ve İP'liler illegal bazı örgütlerle birlikte Silivri Mahkemesini bastılar.
Lafı dolandırmaya hiç gerek yok; bu kim yaparsa yapsın vahim bir olaydır ve bu olayda işlenmiş vahim bir suç vardır. Hatta şu kadarını ifade edeyim: Silivri Mahkemesini basmak, yargının yargılama işlevini engellemek isteyenlerin işledikleri suç Silivri cezaevinde yatan darbecilerin işledikleri suçtan daha az değildir.
Dün savcılığın mahkemeyi basanlar hakkında soruşturma başlattığı haberi geldi. Mustafa Balbay'ın özgürlüğünü kazanması için açıkça mücadele eden bir kişi olarak buradan savcılara sesleniyorum: bu soruşturmayı hızla yapın ve bu baskını yapanlara en ağır cezayı isteyin.
Çünkü Silivri mahkemesini basanlar kim olursa olsun bizim geleceğimiz için en tehlikeli insanlardır.
***
Hiç kimse mürailik yapmasın, bu vahim bir olaydır. Bu ülkenin hukuk devleti kimliğine açık bir saldırıdır. Bir mahkemeye saldırmanın mazur görülebilecek hiçbir tarafı yoktur. Mahkeme kararını eleştirmek bana göre herkesin hakkıdır ama mahkemeye saldırmak, hçalışmasını etkilemek, mahkeme basmak suçtur. İki gün önce Silivri'de yaşanan baskın Amerika'da yaşansa o saldırganların hayatı kararır, biliyor musunuz?
Böyle düşünüyorum tabi ama bu arada bir başka hususa da takılmış durumdayım: nerden çıktı bu baskın? Üstelik mahkemeyi basmak!
Üniversitelerde başlayan olaylarla bu baskının senkronize olması tesadüf müdür?
Ve devletin temeline yapılan bu kadar vahim bir saldırı neden birçok çevre tarafından adeta destekleniyor?
Söz gelişi nerede bu İzmir Barosu?
Nerde Aydın Barosu?
Mahkemeyi basan eylemcileri destekliyor musunuz, desteklemiyor musunuz?
Hukuk tarihimizin bu en ağır saldırısı hakkında söyleyeceğiniz tek bir kelime yok mu?
Baro musunuz, "boru" musunuz?
***
Aslında Silivri Mahkemelerinin tarihini bilenler bu saldırının altında Ergenekon artıklarının olduğunu biliyorlar. Zaten o nedenle savcılık bu işin üzerine gitmelidir. Bu iş üç-beş şaşkın CHP'linin ön ayak olduğu bir saldırı değildir. Bunun altında başka bir tezgın varlığı görülecektir.
Silivri'den adam alma işi daha önce Demirel-Cindoruk ve Deniz Baykal üçlüsünün koordineli siyasi hamlesiyle denenmişti. Akıllarınca CHP ve ele geçirdikleri DP'yle Silivri'yi siyasi olarak kuşatacaklardı.
Ama ne olayların akışı arzuladıkları gelişmeleri sağladı ne de nefesleri bu işi başarmaya yetti. Kısa bir süre sonra Demirel, Süleyman Soylu'nun elinden aldığı DP'ye sırtını dönüverdi. Deniz Baykal ise kaset vurgunuyla etkisizleşti.
Son Silivri baskını siyaset yoluyla başarılamayan Silivri'yi boşaltma girişiminin şiddet kullanarak yeniden denenmesinden başka bir şey değildir.