Dün Yeni Asır'daki köşemde Yargıtay'ın Balyoz Davası'yla ilgili kararının aşağı yukarı nasıl şekilleneceğine dair öngörülerimi sıralamıştım. Tahminlerim doğru çıktı. Yargıtay, Balyoz Davası'nın ana iddia formunu bozmadan karar verdi. Davanın darbe karargahını oluşturan sanıklara alt mahkemenin vermiş olduğu cezaları olduğu gibi onadı. Çetin Doğan, İbrahim Fırtına gibi generaller doğrudan doğruya suçlu bulundular. Sanıklara ceza veren 10. Ağır Ceza'nın Başkanı Ömer Diken, "Yargıtay haklılığımızı teyit etti" açıklamasını bu nedenle yaptı. Öyle ama diğer yandan da Yargıtay, mahkemenin esas ve usulden hatalarını titiz bir biçimde ayıkladı. Öyle olmasaydı 100'ün üzerinde sanık beraat ve tahliye işlemine tabi tutulur muydu?
Güzel olan da budur zaten, hukuk devletinde yargı süreçleri yapılmış bir haksızlığı mutlaka giderir.
***
Balyoz Davası hala çok tartışılacak bir davadır. Çünkü siyasi tarihimizde ilk kez hukuk iradesini önleyici bir şekilde devreye sokmuş ve darbe hazırlığında olan bir askeri topluluğu mahkeme karşısına çıkarmıştır. Bu davada yargılananların içeride ve dışarıda çok güçlü lobisi olduğu çok açıktır. Aslında bu lobi kamuoyu zihninde belirli oranda istifam da yaratmış durumdadır. Ancak davaya temel oluşturan hukuki delil durumu o denli güçlü ki, hiçbir ciddi mahkeme ortada durup duran delilleri görmezden gelip o malum lobinin etki alanına giremez. Bir an için böyle bir gelişmenin olduğunu düşünelim, bu açıkça hukukun bitişi olurdu.
Ben bu dava sürecinde savcı ve mahkemelere hep güvendim. Gün oldu televizyonlara çıkıp aynı heyeti yanlış tutumlarından dolayı eleştirdim. Bütün bunlar bu davanın haklı gerekçelerini ortadan kaldırmıyor.
Aslında dava süreci henüz bitmedi, söylediğim gibi davaya ilişkin tartışmalar da bitmeyecektir. Bu sürecin bundan sonraki durağı karar düzeltme işlemleri ve Yargıtay ceza kuruludur.
***
Bu arada şu hususun altını çizmekte fayda var: Evet, 50 sene üzerinde üniforma taşıyan generallerin belki de ömürlerini cezaevinde tamamlamalarına neden olacak cezalar alması insanı rahatsız ediyor. Ama unutmayalım onların taşıdığı darbeci zihniyet bu ülkeye çok kötülük etmiştir. Bugün milletçe başımızdaki musibetlerin hangisini kaldırsanız altından darbeler çıkar. Balyoz Davası'nda aldıkları cezalardan dolayı üzüldüğümüz insanlar bu ülkede darbe planladılar, hukuk yakalarına yapışmasaydı belki bugün askeri rejimle idare edilen bir Ortadoğu devleti halinde hayatımızı sürdürecektir.
Bu dava her şeyden önemlisi rejimin karakterinin ne olacağını tescil etmiştir: Türkiye yoluna demokratik bir hukuk devleti olarak devam edecektir.
İktidar mücadeleleri silahın gölgesi olmadan yaşanacaktır.
Ve patron her halükarda milletin kendisi olacaktır.