Aziz Kocaoğlu rakibi Binali Yıldırım'a çağrıda bulunuyor:
"Özel İdare Malları konusunda bana yardımcı ol".
Tipik bir taşra kurnazlığı bu.
Bekliyor ki Binali Bey bu davete icabet etmeyecek ve Aziz Bey İzmirlilere Binali Bey'i şikayet edecek.
Oysa Binali Bey kurnaz bir adam değil, hatta içi dışı bir saf bir adam.
Ama herkes bilir ki çok akıllı, çok zeki birisi.
Şimdi Aziz Kocaoğlu'nun bu taşra kurnazlığıyla sözüm ona kurduğu tuzağa düşer mi?
Tabi ki düşmez.
Dönüp Aziz Kocaoğlu'na diyecektir ki, "Beyefendi, başka illerin belediye başkanlarının kolayca yönettikleri bir süreci sen niye krize dönüştürdün?
Sen bu işi başaramamışsın, o vakit sen gideceksin, biz geleceğiz ve o meseleyi halledeceğiz, o nedenle başka kapıya".
***
Bir itirafda bulunayım, ben Aziz Kocaoğlu'nun taşra kafalı, yetenekleri sınırlı bir yerel yönetici olduğunu İzmirlilere arsenikli su içirdiği günlerden beri biliyorum.
Ancak sadece bu şekilde kategorize edilecek biri değil Aziz Kocaoğlu.
Bana göre üzerinde master ve doktora yapılması gereken bir yerel yönetici.
Pekçok yönüyle çok uygun bir denek.
Eski kafa, eski model bir yerel yöneticinin beyin lopları karar alma süreçlerinde nasıl çalışır?
Hangi kelimelerle tetiklenir?
Öfke ve sevinçleri nasıl ortaya çıkar?
Estetik kaygıları bastıran duyguları nasıl teşekkül ediyor?
Bu karakter İzmir'in ihtiyaç ve taleplerine ne kadar cevap veriyor?
Mesela niçin bu kadar çok küfür ediyor?
Bütün bunlara Aziz Kocaoğlu tipolojisi üzerinden cevaplar aransa eminim ortaya sadece "mufassal" bir Aziz Kocaoğlu analizi çıkmış olmayacak; ideal bir belediye başkanının nasıl "olmaması" gerektiği konusunda da sağlam bir veri tabanı oluşacak.
***
Gayri ciddi bir öneri değil benim ki; bir belediye başkanı düşünün ki başarısızlığı genel bir kanaate dönüşmüş ama hala kendisini şehrin sahibi sanıyor.
Kendisini seçen insanlara "vurdukça yalakalık yaparlar" diyebiliyor.
Kendi partisinin milletvekiline "seni milletvekili yapanın..." şeklinde galiz küfürler edebilmekte..
İzmirlilere arsenikli su içirdiği ortaya çıkmasına rağmen bir özür bile dilememekte.
Kendi şehrinin Valisi'yle kavgalı...
Esnafıyla kavgalı...
Kendi partisinin milletvekilleriyle kavgalı...
Kendi partisinin ilçe belediye başkanlarıyla kavgalı...
Aday adaylarıyla kavgalı...
Hizmet üretmeyi sevmiyor, kendisi dışında üretilen hizmetlere tepkisel refleksler sergiliyor. (metro ve iki stat)
Ve yönettiği şehrin her tarafı dökülüyor.
Ve bu kişi üçüncü kez halktan destek istiyor.
Bu gerçekten bir araştırma konusudur ve bol miktarda da malzeme mevcuttur.