• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ŞEBNEM BURSALI

Devlet krizi mi?

sebnem.bursali@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.02.2012, 00:00
MİT-yargı-polis-hükümet-Meclis arasında süren çok ama çok ilginç gelişmeler, bana 14-15 yıl önceki Ankara'yı hatırlattı. 28 Şubat döneminde, devlet kurumlarının birbirlerine yönelik güç göstergesi olarak sayılan hamleleri, dönemin zayıf hükümetleri yüzünden, post-modern darbe denilen sürecin yaşanmasına sebep olmuştu. Bunun sonunda "kurdurulan" hükümet, milli iradenin yok sayıldığı zorlama bir iktidar ve nihayetinde 2002 seçimlerinde sandıktan çıkan "tokat gibi yanıt" ile son bulmuştu.
Peki bugünkü durum ne? MİT Müsteşarı Hakan Fidan, İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı tarafından ifadeye çağırılır. Hükümetin de dahil olduğu süreç, Meclis'i de kapsayan şekle, bir milletvekilinin MİT'in ilgili maddesinin değişmesini isteyen yasa teklifi vermesiyle gelişir. Ve son olarak dün, soruşturmayı yürüten özel yetkili savcının, Başsavcı tarafından soruşturmadan alınması, devlet içindeki bu ruh halini yeterince gözler önüne seriyor.
Günlerdir, bu kafa karıştırıcı süreci takip etmekten hem canınızın sıkıldığını hem de kavram kargaşası yaşadığınızı çok iyi biliyorum. Yıllarca Ankara'da bu olayları izlemiş, yazmış ve analiz etmiş bir gazeteci olarak, benim bile bazı koordinatları yerine koyarken diken üstünde durduğum oluyor. Ama, ben sizin bu güzel Pazar gününüzde fazla canınızı sıkmadan, en yalın haliyle olayı bir kez daha analiz etmeye ve naçizane önerimi sunmaya çalışacağım.

HEDEF BAŞBAKAN

15 yıl süren Ankara gazeteciliğimin deneyimiyle çok açık söylüyorum ki, bu sürecin özeldeki hedefi Başbakan Tayyip Erdoğan'dır. 10 yıllık Başbakanlığı süresince, ezber bozmaktan çekinmeyen ve bugüne kadar dokunulmaz görünen kişi ve kurumları, olması gereken konumlarına çekilmeleri yönünde bazen sert bazen de olağan adımlar atan Başbakan "derin" dediğimiz devletin bazı kurumlarınca hedef haline getirilmiştir.
Gelelim bu tablonun geneline... Ankara'nın bu tür güç savaşlarına alışkın olduğunu ve buradan kısa veya orta vadede mutlaka bir olumlu sonuca gidileceğini söyleyebilirim sizlere. Ve, yolun sonu diye görünen bu gibi durumların, çok doğru adımlarla sonuçlandığını defalarca gördüm.
Gerek CMUK 250, gerek MİT 26 ve artık son günlerde iyice tartışılır olan özel yetkili savcılık kurumunun yetkilerini belirleyen ilgili kanunun değişeceği, Ankara kulislerinde artık belirgin oldu. Ama, ben buradan çok olumlu bir adım daha atılacağını düşünüyorum. O da, tutuklu yargılamaları süren 3 milletvekilinin de dışarı çıkmasını sağlayacak yeni bir düzenlemenin de bu süreçte Meclis'ten geçeceğini düşünüyorum.

SÜREÇ BALBAY'A GÖTÜRÜR MÜ?

Milli iradenin temsilcileri CHP'li vekiller Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve MHP'li Engin Alan'ın, tutuksuz yargılanmalarının, önümüzdeki günlerde Meclis'e gelecek yargı paketinde olacağına dair olumlu sinyaller alıyorum. Hatta, bir adım daha ileri giderek, artık Türkiye alehine yurt dışında kampanya konusu yapılan uzun tutukluluk süreleriyle ilgili bir maddenin de bu çözüm paketine gireceği ve böylece 2 ila 3 yıldır tutuklu yargılamaları süren 3 gazetecinin, tutuksuz olarak yargılanmalarının sağlanacağını düşünüyorum. Buradan da, iktidarıyla muhalefetiyle bugün çok karmaşık görünen bu sürecin aşılmasında demokrasi adına "dik" duruşun birlikte sergilenmesi çağrısında bulunuyorum.

EGİKAD ve İzmir'in kadınları
Aslında ben size bugün dün sabah birkaç saat geçirdiğim birbirinden harika 15 kadından söz etmek istiyordum. 55 üyesi bulunan Ege İş Kadınları Derneği'nden (EGİKAD) 15 başarılı işkanıyla kahvaltıda buluştuk dün Ege Palas'ta. Işın Yılmaz başkanlığındaki EGİKAD'çı kadınlar, aileleri veya kocaları değil, kendi yaptıkları işlerle öne çıkıyorlar.
Tekstilden sanata ve turizme, hukuktan, ağır sanayiden, inşaata kadar sektörleri öyle hiç de yabana atılır cinsten değil. Ya firmanın sahibi ya da hissedarı ama mutlaka bilfiil çalışan kadınlar. Huriye Binçiçek, Pelin Meriç, Halime Küçükören, Burcu Dereci, Yeşim Arıkan, Şahika Aşkıner, Duha Baran, Sevgi Özyurt, Serap Kervan Küçük, Eylem Gürbüz, Müjde Kurtaral, Banu Vardar, Gülşah Birman, Mehtap Turley, Senem Sabuncu, Yeşim Arıkan ve Yıldız Gürgün.
Bu kadınların isimlerini mutlaka not edin. Herbiri birbirinden başarılı ve pek yakında artık sizin notlarının dışına çıkıp, rakibiniz ve lideriniz olacak kadınlar. Ama 8 bin 500 yıllık geçmişinde, Amazonların kurduğu bu kentin ruhunda var olan kadın gücünü zaten sizler biliyorsunuz.
Hiçbirini atlamak istemiyorum ama İş Kadınları Konseyi'nde Asuman Nardalı Tokuş'un liderliğindeki kadınlarla zaman zaman biraraya geldiğimde dinlediğim hedefleri hayal etmek bile öyle her babayiğidin harcı değil.
Berkay Eskinazi'li Liyakat kadınları ile her yönüyle hayran olduğum İTB ve VOB Başkanı Işınsu Kestelli ve daha ismine burada yer veremediğim ama ilerleyen günlerde daha çok yer vermeye çalışacağım İzmir'in bu güçlü kadınlarının önünde saygıyla eğiliyorum..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA