İnsanlar niye evlenir? Diğer nedenler bir yana, cinselliği rahatça yaşamak için değil mi? Evliliğin ana temellerinden biri cinsellik ama günümüzdeki evliliklerin büyük çoğunluğunun bu temelden yoksun olduğu da ortada.
Geçtiğimiz hafta bir televizyon programına katılan genç bir kadının evlilik terapistine derdini anlatmasına tanık oldum örneğin. 21 yaşında genç kadın. 19 yaşında evlenmiş. Öyle çok kayınvalide baskısı olmuş ki çocuk konusunda sonunda hamile kalmış. Ve de aşılama yöntemiyle.
Hamilelik bütün düzenini bozmuş. İlk aylar düşük olur endişesiyle, cinsellikten uzak durmuş. Sonrasında da hamilelik nedeniyle istememeye başlamış. Sürekli uykusu geliyormuş çünkü. Hep yatıyormuş, çok hassaslaşmış, en ufak bir eleştiride ağlıyormuş vs...
Sonunda kocası, "Bu böyle devam edemez, konuşmalıyız" demiş. Yani, "Benim cinsel ihtiyaçlarım var, sen böyle yatarsan, kendine bakmazsan, olmaz!" demiş.
YAPILAN YANLIŞLAR
Yanlışlar o kadar çok ki bu küçük örnekte. Birincisi, erken evlilik. Evlendiklerinde kadın 19, erkek 22 yaşındaymış. Büyük hata. Bu yaştaki gençlerden bir evliliğin sorumluluğunu taşımalarını beklemek yanlış olur. Onlar ancak flört ederler, gezmek, eğlenmek isterler.
İki yıl sonra bile olsa çocuk sahibi olmaya kalkışmak ikinci yanlış. Burada büyükler, özellikle erkek annesi devreye giriyor ve kendi egosu/arzusu nedeniyle gençler üzerine baskı kuruyor. Genç kızın anlattığına göre her ay telefon edip soruyormuş, "Regl oldun mu?" diye.
Evlilikler niye sorunlu deniyor? Bir anne çocuklarının evliliğine böyle karışırsa sorun çıkmaz mı? Sana ne çocukların ne zaman ne yaptıklarından? Ama bizim kadınlarımız, özellikle erkek anneleri çocuklarının evliliklerine karışmayı kendilerine iş edinmiş durumdalar. Erkek, onların çocukları diye böyle bir üstünlükleri var sanıyorlar.
İŞGÜZAR ANNE
Ve bu örnekteki işgüzar annenin ortalığı nasıl karıştırdığına bakar mısınız? Annenin torun isteği yüzünden genç karı-kocanın arası açılmış durumda. Belki birkaç sene daha çocuk düşünmeyeceklerdi, yaşları da küçük olduğu için evliliğin tadını çıkaracak, kendilerini tanıyacak ve hayattan ne beklediklerini tartacaklardı. Ama şimdi aylar süren tedavi sonucunda oluşan bir hamilelik var. Tedaviyle oluşan hamilelik süreçleri hiç de kolay değil. Kadına bir sürü hormon ilaçları, iğneleri yapılıyor, bu hormonlar da kadının bütün düzeninin bozuyor. Vücudunda olan bitenle haşır neşir şu anda. Cinsellik istemiyor.
Bu gelişmelerin farkında olmayan koca ise, haklı olarak başka şeyler istiyor. Bulamayınca da sinirleniyor. Genç kadın da kendisini anlamayan kocanın tavrına sinirleniyor. Evlilik terapisti de, kadına öğütler veriyor; öyle sürekli yatma, kendini bırakma, eskisi gibi giyin süslen, seksi ol, kocanla ilgilen vs...
Yine kadından bekliyoruz evliliği kurtarmanın formülünü. Kocaya, "Karını anlamaya çalış" diyen yok. "Koca cinsellik ister, karşılanmazsa bu isteği başkasına gider" öğütleri veriliyor.
Zaten hep yeni nesil kadına kızılıyor. Beklentilerinin yüksek olması erkekleri zorluyormuş. Baskıya, özellikle de cinsel performanslarının kıyaslanmasına gelemiyorlarmış uzmanlara göre. Böylece kadınlar erkekleri cinsellikten soğutmuş oluyorlarmış. Bütün suç yine kadınlarda yani!