• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Babanın çocukla ilişkisi

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.09.2009, 00:00
Reha Muhtar, "Kimse benden çocuklarımın gazını çıkarmamı, altını değiştirmemi falan beklemesin, ben sadece onları severim, çünkü benim esas görevim onlara mama, bez, giyecek için gereken parayı bulmak, diğer ihtiyaçları karşılamak da annenin görevidir" anlamına gelen bir yazı yazdı geçenlerde.
Aynı gazetenin yazarı Mutlu Tönbekici de cevap verdi hemen, "O zaman çocuklarının kaçıncı sınıfta olduğunu, neyi sevdiğini bile bilmeyen, çocuklarıyla hiçbir iletişim kuramamış gelmiş geçmiş milyonlarca Türk babasından ne fakınız kalır?"
Yerden göğe kadar haklı Mutlu. Kadın hareketi yıllarca bunu sorguladı. Sadece kadınlar değil, psikoloji, pskiyatri, pedagoji bilimi de. Anneyle çocuk kadar babayla çocuk ilişkisini de inceledi, nasıl olması gerektiği üzerine görüşler bildirdi.
Elimde bu konunun uzmanı karı-koca Şule ve Yankı Yazgan çiftinin yazdığı "Çocuğunuz sizden ne bekliyor?" (Kapital Yayınları) adlı kitap var.

BABA OLMAK
Yankı Yazgan'ın kaleme aldığı "Baba Olmak" başlıklı bölümü birlikte okuyalım: "Babalar ne zaman baba olur? İki çocuk babası bir kişi olarak bu soruyu size iletirken biraz zorlanıyorum. Küçücüğüm şu anda dört aylık, büyüğü ise üç buçuk yaşında. (Kitap 2007 basımlı) İtiraf etmesi zor ama çocuklarıma eşimin duyduğu yoğunlukta bir sevgi duyamıyorum. Hele küçük olanı gördüğümde, en ufak bir kıpırtı bile yok içimde. Bu ne kadar normal bir durum, bilemiyorum. Onlara karşı görevlerimi yerine getiriyorum, onları için canımı bile vermeye hazırım ama eşim gibi değilim."
Yani babayla çocuk ilişkisi, anneyle olan ilişkiden çok farklı. Annelerin çocuğu dokuz ay karınlarında taşımakla başlayan yakın ilişkileri, emzirme, bakım gibi yoğun dikkat ve emek gerektiren ve tümüyle zamana dayanan tipte ilişkiler.
Bunda beynin algılama ve aktiviteleri yansıtma farkı da devreye giriyor. Anne ve babalar üzerinde yapılan bir deney, annelerinin beyninde doğumdan bir hafta sonra oluşan bir takım aktivitelerin, babalarda altı aydan sonra başladığını ortaya koymuş. Babanın duyguları çocukla yakınlaştıkça, ona vakit ayırdıkça, sabrettikçe değişiyor.

BABANIN GÖREVİ

Yani, "Biz erkekler böyleyiz, içimizden gelmiyor, doğamız böyle, ayrıca toplumsal rol dağılımımız da farklı, dolayısıyla kadın işi yapmak bizi bozar" demek yanlış.
Bence bir tek emzirmek annenin görevi. Ama biberonla mamayı baba da yedirebilir, büyük kardeş de. O anda bebeğin yanında bulunan herkes bu görevi üstlenebilir. Anne severek yapabilir ama şart değil. Ayrıca her annenin severek yaptığı da yanlış. Doğum sonrası depresyon diye bir durum var. İdeal olan babanın anneye maddi desteğin yanında manevi desteği de sağlaması. Onun ruh sağlığının iyi olması için elinden geleni yapması. Doğumdan önce ve sonra yanında olması, salt annenin yapması gereken işlerde yardımcı olması, birlikte yapılacak işleri paylaşması.
"Ben yapmam, yapamam!" derse yapacak birini bulması. Anneye destek şart çünkü. Eskiden bu görevi anne ve babanın yakınları/süt anneler/dadılar/yardımcı kadınlar/komşu teyzeler/ablalar görürdü. Şimdi de aynı yöntem uygulanıyor, imkanı olanlar profesyonel yardımcılar tutuyor.

BABALIK HALLERİ

Ama çocuğun gelişimi için anne kadar babanın da çocukla ilişki kurması gerekiyor. "Babam ve Oğlum" filmindeki durumu yaşamamak, dizilerde izlediğimiz duygusuz/sert/dinlemeyen/anlamayan/sadece parlayan ve döven babalara dönüşmemek için babalık hallerini öğrenmekte yarar var. Daha önce de bu köşede değinmiştim sanırım ama yinelemekte yarar var
Üç çeşit babalık tarzı olduğundan söz ediyor Yankı Yazgan: Sıvı, katı ve gaz. Sıvı; durup, beklemek. Ne olduğunu anlamaya çalışarak, ne yapılacağını belirlemek. Bebekten gelen sinyale göre hareket etmek.
Katı; ilk adımı bebekten beklemek, gelmediğinde de kılını kıpırdatmamak. Bu durumda bebekle babası karşılıklı öylece birbirlerine bakar, hatta sadece dururlar.
Gaz; sinyal-minyal beklemeden bodoslama bebeğin dünyasına dalmak. Kendisi canlı ve neşeliyse eğer, bebeğin de öyle olmasını bekler bu tip babalar.
Doğrusu tabii ki sıvısal babalık.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA