• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Erkeğin yittiği yerde!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.12.2009, 00:00
Profesör Zeynep Ergun'un uzmanlık alanı İngiliz edebiyatı. Yirmi iki yıl İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde öğretim üyesi ve bölüm başkanlığı görevini de üstlenen Ergun, emekli olduktan sonra Türk edebiyatına yönelip, son zamanların en çok satan ve konuşulan üç romanını inceleyerek bir kitap yazdı.
Ergun'un incelemeye aldığı kitaplar Elif Şafak'ın Baba ve Piç'i, Orhan Pamuk'un Kar'ı, İhsan Oktay Anar'ın Amat'ı. Aslında Ahmet Ümit'in Kavim, Latife Tekin'in Muinar, Murat Uyurkulak'ın Har adlı romanlarını da çalışmasına dahil etmek istemiş ancak sayfa sayısı giderek artınca son üç kitabı incelemenin dışında bırakmak zorunda kalmış.
Yazarın inceleme konusu ise "Erkekler". Toplumdaki erkek imgesi, erkeğin kadına bakışı, kadın korkusu, kadın düşmanlığı, kadını ve kadınsı olanı içinde bastırma ve yok etme duygusu, bunun üzerine kurulu olan erkek egemenliğinin erkek olmayı nasıl da imkansızlaştırdığı vs...

BABA FİGÜRÜ ÖLDÜ
Zaten kitabın adı da "Erkeğin Yittiği Yerde". Ergun, Akşam Gazetesi'nden Mine Akverdi'ye verdiği röportajda, "Türkiye ve dünyada yaşanan toplumsal travmalar beni böyle bir çalışmaya yöneltti" diyor ve ekliyor: "Benim görebildiğim kadarıyla şu anda bir erkekler çatışması yaşanıyor."
Yazara göre 18. yüzyıl'da da erkekler çatışması vardı. İngiltere tarihinde ilk kez bir İngiltere Kralı'nın (1. Charles) başı kesilmişti. Ardından Fransız İhtilali oldu. İhtilalden sonra İngiltere ile Fransa arasında çok uzun bir savaş yaşandı. Bütün bu olaylarla bata ve ata figürü ölmeye başladı.
Baba figürünü, "Erkeğin hem 'böyle olacağım' dediği hem de 'hiçbir şekilde bu olmayacağım' dediği bir model" Olarak açıklıyor Zeynep Ergun ve şöyle devam ediyor:

KADIN ÜZERİNDEN SAVAŞ
* Kralı, atayı, baba figürünü öldürmüş olmanın verdiği bir suçluluk var. Öte yandan bunun ardından yaşanan bir erk savaşı, erkeklerin savaşı var. Bu savaş ülkemizde hala yaşanıyor. Benim karşı olduğum da bu erk savaşı.
* Çatışmalar, devrimler ve karşı devrimler, tezler ve anti-tezler olarak görünüyor ama değişen bir şey yok. Çünkü ister Atatürkçü olsun ister İslam'a odaklanmış, ister post modern ister liberal, sesini duyurabilen kesimler paylaştıkları erkek merkezli doğrultudan ayrılmıyorlar.
* Erkekler savaşının Türkiye'yi ilgilendiren yanı, bu savaşın kadın bedeni üzerinden yaşanması. Kadın bedeni de bir savaş alanı oluyor ve adamlar kadının üzerinde tepinerek aslında birbirleriyle savaşıyorlar.
* Türban meselesi de, erk savaşının kadın üzerinden yürütüldüğünün bir göstergesi.
* Bu da, tipik erkek patoljisini, aslında erkeğin ne kadar acı çektiğini gösteriyor.

ERKEĞİN DURUMU İYİ DEĞİL
İşte Zeynep Ergun "Erkeğin Yittiği Yerde" adlı incelemesinde erkeğin acısını anlatıyor. "Erkeğin durumu hiç iyi değil. Erkek olma baskısı çok fazla ve erkek 'erkek' olmak için sırtına yüklenenlerin altından kalkamıyor.
* Çünkü erkek, erkek olduğunu sürekli kanıtlamak zorunda. Kanıtlamazsa 'erkek değilsin' deniyor. Bu büyük bir aşağılama erkekler için. Erkekler için hangisinin penisi daha büyük, hangisinin her anlamda iktidarı daha fazla olduğu büyük önem taşıyor.
* Sürekli bir erk arayışı var. Çünkü erkekler toplumda ötekine üstün gelmekle var ediliyor. Bir yandan sistem erkeği yaratıyor ama erkeğin erkek olması için de sistemin devam etmesi gerekiyor. Erkek bunun için de debeleniyor.
* Kadınlara yöneltilen vahşet de erkeğin nasıl bir çıkmazda olduğunu, şiddete dönüşen bir korkunun avucunda kıvrandığı kanıtlıyor.
Yarın bu konuya yeniden devam etmek istiyorum. hem kadınların durumunu irdelemek hem de başta sözünü ettiğim üç kitabın satır aralarında gezinmek için...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA