Üniversiteye girişte kız ve erkek sayısı eşitken, hatta bazı yerlerde kızların sayısı erkekleri geçerken, mezun olduktan sonra bu kadınlar iş hayatında niye yoklar? Üniversiteyi parlak derecelerle bitiren kadınlar iş kadını olmak yerine ev kadını olmayı mı tercih ediyorlar?
Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Erkut, bu sorunun yanıtını ararken üniversitelerdeki çalışan kadın oranına bakmış. Bizdeki kadın öğretim üyesi sayısı pek çok iş koluna göre oldukça fazla. Yüzde 40'larda. Bu oran AB ülkelerindeki orandan bile daha fazla.
Bunun nedenlerini "esnek çalışma" koşullarına bağlıyor Erhan Erkut. Üniversitede akademik kariyer yapmak isteyen birinin sabah 9.00'da gelip akşam 17.00'de gitmek gibi bir zorunluluğu yok.
ESNEK ÇALIŞMA KOŞULLARI
Önemli olan doktora ve profesörlük tezini hazırlaması, araştırmalarını yapması, kendisine verilen ve kendisinden istenilen görevi yerine getirmesi. Dersi yoksa öğlen gelip, geç saate kadar çalışabiliyor, dersi varsa ders saatlerinde gelip, sonrasında isterse gidebiliyor. Gün içinde esnek olduğu gibi yıl içinde de esnek. Kariyer planı yapıp uygun zamanda hamile kalıp, çocuk doğurabiliyor. Çocuğuna vakit ayırmak için kariyerini dondurup işine geri dönebiliyor.
Ayrıca kadınlar akademik kariyer yaparken başkalarından ziyade kendileriyle yarışıyor. Bu da onların hoşuna gidiyor. Kısa vadede verimlilik, kar oranını düşünmek yerine soruna uzun vadeli ve daha geniş açıdan bakma şansı bulabiliyor. Üniversitelerde takım çalışması yaygın. Ki kadınlar bu konuda daha başarılı.
KADINLARIN KATKISI
"Öyleyse" diyor Erhan Erkut, "Bu model başka alanlarda da değerlendirilmeli. Şirketler, kurumlar kadınlara kolaylıklar sağlayarak onlardan yararlanmak yoluna gitmeli." "Çünkü" diyor, "Kadınlar bir iş yerine, onun başarısına, verimliliğine, gelişmesine çok şey katıyor"
Yeri gelmişken rektör yardımcısının ve rektörle yardımcının asistanının da kadın olduğunu söylemeliyim. Prof. Dr. Şirin Tekinay, Araştırma ve Teknolojiden Sorumlu Rektör Yardımcısı. Rektör asistanlığını Derya Türker, rektör yardımcısının asistanlığını ise Pınar Saldatal üstlenmiş. Kısacası rektörün kadınlarla ilgili sözleri havada kalmıyor.
Darısı diğer kurumların başına. Bunun için belki de bir seferberlik gerekiyor. W.I.N'in (Women's International Networking) başlattığı 'Kadın Seferberliği Programı'nın amacı da bu zaten.
10 BİN KADIN GİRİŞİMCİ
Bu konu sadece kadınların değil, iş dünyasına yön verenlerin de gündeminde. Örneğin finansal hizmetler firması Goldman Sachs "10.000 Girişimci Kadın" projesini Mart 2008'de başlattı. 5 yıl süreli ve 100 milyon dolar bütçeli proje, dünyanın dört bir yanında 10.000 kadına girişimcilik ve yöneticilik eğitimleri vererek paylaşımcı ekonomik büyümenin güçlendirilmesini hedefliyor. Projenin uygulandığı 18 ülke arasında Türkiye de var.
Projeyi yürüten ise Özyeğin Üniversitesi'nin Girişimcilik Merkezi. Proje kapsamında 340 kadına bedelsiz olarak girişimcilik ve yöneticilik eğitimi verilecek.
Başvuru dönemi başladı bile. En az lise ve tercihen üniversite mezunu iseniz, işletme lisans ve yüksek lisans eğitimi almadıysanız, makul bir iş fikrine veya bir işe sahipseniz 10.000 Kadın Girişimci Programı'na başvurabilirsiniz. Detaylı bilgiyi www.10000kadin.org sitesinden alabilirsiniz.