• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

"Hedef koyan kadın kazanır"

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 02.08.2010, 00:00

21 yıllık geçmişi olan İMKB'nin yönetim kurulu üyeliğine seçilen ilk kadın yönetici olan Dr. Berra Kılıç, Sermaye Piyasası Kurulu'nda başladığı kariyerini, pek çok kuruluşta genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak sürdürdü

Halen Turkish Yatırım A.Ş'de Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yapan Berra Kılıç, kadınların en büyük eksiğinin kendilerine hedef koymamaları olduğunu söyleyerek, "hedef koyan kadın kazanıyor" diyor.

Parlak bir öğrencilik geçmişi var Berra Kılıç'ın. Her sene sınıf birincisi olarak lise eğitimini bitirdikten sonra, Boğaziçi gibi üniversitelere girebilecek puan tutturmasına rağmen, Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü'nü tercih ediyor. Mezun olur olmaz Boğaziçi Üniversitesi'nde master yapmayı düşlerken, yeni kurulan Sermaye Piyasası Kurulu'nda çalışmaya karar veriyor. İşletme mezunu olarak bunun iyi bir kariyer fırsatı olacağını ve "Yeni bir alanda yer almanın kendisi için en iyisi" olacağını düşünüyor çünkü. "Doğru zamanda doğru yerde olmak çok önemli. Ben bunu hem meslek seçimim, hem de sonraki adımlarda iyi değerlendirdim" diyen Berra Kılıç, haklı olduğunu Başbakanlığa bağlı bir kamu kurumu olan SPK'nın ilk elemanları olarak büyük deneyim kazandığı zaman anlıyor.

DOĞRU ZAMAN DOĞRU KARAR
Piyasaları düzenleyen tarafta yer alarak, yasalar ve yönetmeliklerin hazırlama sürecinde bulunuyor. Bir yandan da A.Ü, SBF'de işletme ve doktora mastırı yapıyor. Uzmanlık alanı olarak özelleşmeyi seçen Kılıç, "Özelleştirme ve Özelleştirmenin Serbest Piyasalar Üzerine Etkileri" konulu bir de çalışma hazırlıyor. Sermaye Piyasası Kurulu, bu tezi kitap olarak basıyor, Milliyet Gazetesi teze ödül veriyor ve bir gün bir arkadaşından öğreniyor ki kitabı Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın masasında! "25 yaşında yazdığım bir çalışmayı yıllar sonra Türkiye'de özelleştirmenin mimarı olan Cumhurbaşkanı'nın okuması beni çok mutlu eden olaylardan biridir" diyen Kılıç, iş hayatında zamanlamanın önemine değinerek şunları söylüyor: "Doğru alana yönelmek, olmayanın üstüne gitmek, iş hayatında size pek çok kapıyı açar. Doktora tezim, bireysel emeklilik idi. Özelleştirme diye bir şey henüz yokken özelleştirme konusunda kitap yazdım. Bireysel emeklilikle ilgili henüz bir kanun yokken bu konuyu tez konusu olarak seçtim. Türkiye'de nasıl olmalı ve yapılanmalı konusunda bazı savlar ortaya koydum" diyor. Ödülünü de pek çok kuruluşa eğitim vererek alıyor.

ÖZEL SEKTÖR
Sekiz yıllık kamu deneyiminin ardından özel sektörün peşinden koştuğu isimlerden biri oluyor ve genel müdür yardımcısı olarak başladığı özel sektör yaşamında genel müdür ve yönetim kurulu üyesi olarak çalışmaya devam ediyor. 4 yıl boyunca İMKB Uyuşmazlık Komitesi üyeliği yapan Kılıç, 1996'dan beri Takasbank A.Ş. Denetim Kurulu Üyeliği ve 2007'den beri İMKB Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini sürdürüyor. İstanbul Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Sermaye Piyasalarında Kurumsal Yapı ve Enstrümanlar adlı MBA dersini veren Kılıç, sivil toplum kuruluşlarında da aktif yöneticilik yapıyor. (TÜGİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri olarak görev yapan Kılıç, Aracı Kurum Yöneticileri Derneği ve Türkiye Finans Yöneticileri Vakfı-Finans Kulüp'te de Yönetim Kurulu Üyesi.

KARİYER VE ÇOCUK
* Çok çalışıyorum diye iyi anne olmadığım, çocuklarımı ihmal ettiğimi kimse söyleyemez.
* Ben ilk çocuğumu doğurduğumda 37, ikinciyi doğurduğumda 39 yaşındaydım. Ve ilk çocuğum doğduğunda 18 yıllık evliydim.
* Erken evlenmeme rağmen çocuk sahibi olmayı erteledim çünkü kariyerim için yoğun çalışırken anne olmayı dengelemekte zorlanabileceğimi düşündüm.
* Ve nihayet, kariyerimde gelmek istediğim yere geldikten sonra çocuk yaptım. O noktadan sonra vaktinizi daha esnek ayarlayabiliyorsunuz. Dolayısıyla kariyerimi tamamlayıp öyle çocuk yapmak doğru bir karar oldu.
* Çok iyi bir anne olduğumu düşünüyorum, çocuklarıma çok vakit ayırıyorum çünkü aklımda başka bir şey yok. Onlar doğana kadar Türkiye'nin neredeyse tümünü gezdim, dünyanın pek çok yerinde seyahatlere çıktım. Yani içimde "Şunu da yapmadım, eksik kaldı" dediğim bir şey olmadı. Ben artık çocuklarımla birlikte olmanın keyfini sürüyorum.

RİSK ALMAK

"Zaman zaman risk almayı bilmek lazım, ama kişinin kendini tanıyor olması da lazım. Kişi, yeteneklerine uygun riskler almalı. Mesela ben hiçbir zaman girişimci olmadım. Her zaman bu sektörde profesyonel ve yönetici oldum, halbuki kendi aracı kurumuma sahip olmak için çok fırsatım oldu. Ben bu şekilde iyiyim, kurumsal organizasyonlarda büyük işleri yönetmek konusunda iyiyim. Defalarca aracı kurum satın alma yada ortak olma fırsatım olmasına rağmen yapmamayı tercih ettim ve bunun da çok doğru bir karar olduğunu düşünüyorum."

KADIN OLMAK
* Bankacılık ve finans alanında çalışan pek çok kadın var. Ancak yukarı doğru çıkarken, yönetici seviyelerinde kadın sayısı çok az. Örneğin bizim sektörde yüze yakın aracı kurum var, 8 tane kadın yönetici ancak çıkar.
* Halbuki çok da başarılı kadınlar var. Sorun, ev-aile-iş kıskacında. Annelik ve ev işleri, onları arkada tutuyor, kendilerine, kariyerlerine biraz daha az yatırım yapmalarına neden oluyor. Hedefleri yönetim ve üst kademeler olmuyor. Kadınların kendilerine daha yüksek hedefler koymaları gerektiğine inanıyorum.
* İş hayatında ciddi bir erkek dayanışması var. Bunu kırabilmek kolay değil. Bu, bilinçli bir dayanışma değil, ama aynı ortak ilgi alanları nedeniyle ortak organizasyonlar yapıyor, birlikte hareket ediyorlar. Mesela Fenerbahçe locasında maç izlerken iş bağlıyorlar.
* Kadınlar arasında böyle bir dayanışma yok. Böyle alanlarımız yok. Spor gerçekten çok önemli oldu iş insanları için. Biz kadınlar genellikle işten sonra eve, çocuklarımızın yanına gidiyoruz. Kendimize yeni alanlar yaratmalıyız.

BAŞARIYA GİDEN YOL

* Dünyayı, yayınları, trendleri takip eder, çok okurum.
* Eğitim devam eden bir süreçtir, antenlerimi hep açık tutarım.
* İş hayatında, "Bitti, ben oldum" gibi bir nokta yoktur. "Ne olabilir, başka ne yapılabilir? Dünya nereye gidiyor? Bizde ne eksik var?" diye sürekli sorgulamak gerekir.
* Ben çok sorgulayıcıyımdır, olmuş olanları veri kabul etmem. "Daha değişik olabilir, şu eksik" diye düşünürüm.
* Var olanı kabullenmektense "Başka türlü nasıl olabilir, nasıl dönüştürebilirim?" diye düşünürüm.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA