• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Çalışmak beni hayata bağlıyor

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.08.2010, 00:00
Kocabaş: Ben kendimi çalışır gibi hissetmiyorum. İşime keyifle geliyorum. Buradan kurtulayım, emekli olayım diye bir düşüncem yok. Her gün ajandamda birçok konunun olması beni mutlu ediyor, hayata bağlıyor

Turkcell İş ve Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Selen KOCABAŞ, Türkiye Personel Yönetimi Derneği PERYÖN'ün de başkanı. İnsan kaynakları konusunda 20 yıla yakın bir tecrübeye sahip olan Kocabaş, bu koltuğa aday olan ve başkan olan ilk kadın. Çok erken yaşlarda çalışma hayatına başlayan Selen Kocabaş, çalışmaktan değil, boş oturmaktan, sonuç alıp, çözüme ulaşamayınca yorulan biri. Kocabaş, "Çalışmak benim için yaşam biçimi" diyor.
- Çalışma hayatına ne zaman başladınız?
- Okul döneminde, Fransızca-İngilizce dersleri vererek başladım. Sen Boneaut mezunuyum. Okulda o gelenek vardır; ablalar kitaplarını, ders notlarını satar, ders verirler. Bayağı para kazandım. Okulun düzenlediği Bodrum turuna, ailemin sıcak bakmamasına karşın, 'Ama kendi paramla gideceğim" diyerek ikna edip gittim.
- Para kazanmanın gücünü o yaşta öğrendiniz?
- Aynen öyle. Üniversite döneminde de çalıştım. Ekonomi okudum. Hem ders vermeye devam ettim hem de turizm şirketlerinde, kongrelerde çalıştım. Ciddi bir deneyimdi benim için. Yabancı dilimi geliştirdim, ikili iletişimlerde deneyim kazandım ve 'net-work'ümü geliştirdim. Yaz dönemlerinde de staj yaptım. Satışta, finansta, her alanda çalıştım. Aslında o stajlar neleri yapacağımı değil ama neleri yapmayacağımla ilgili bilgiler verdi.

SORGULAYAN YÖNETİCİ
- Neyi sevmediniz?

- Okurken finans konusunda çok başarılıydım. Hatta arkadaşlara bile ders verirdim ama finans alanında çalışamayacağımı anladım. Akademisyen olmayı da düşünmedim. Çalışma hayatının rengi ve dinamikliği beni daha çok cezbetti. İnsan kaynakları yeni bir alandı. Koç'ta organizasyon bölümünde çalışmaya başladım. Projeyi gerçekleştirmek için Arçelik'e geçtim. Önce yetiştirme elemanı olarak devam ettim, sonra uzman olarak çalışmaya başladım. Çok şey öğrendiğim bir dönemdi.
- Çalışmayı seviyorsunuz?
- Evet. Zaten verilenle yetinen değil, daha fazlasını isteyen, sorgulayan biriyim. Daha sonra bizden giden bir yöneticinin teklifiyle Marshall'a geçtim. Ailem Koç'tan emekli olmamı beklerken, büyük suda yüzmek yerine daha küçük bir yerde büyük işler yapmayı seçtim. Karışıklığı, düzen yaratmayı seviyorum. Şirket satılacaktı, insan kaynaklarını hazırlamak gerekiyordu. Güzel projeler yaptık. Misyonumu tamamlamıştım ki karşıma başka fırsatlar çıktı. Ben içlerinden Danone-Sa'yı seçtim. Yine hareketli, yeniden yapılanmanın olduğu bir yerdi. Biri su, diğeri süt alanında iki şirketin olması, yerli ve yabancı ortaklık, herkese raporlar hazırlamak bana enteresan geldi. Yine cefasını çekip, sefasını sürecekken Turkcell'e geçtim.
- Bambaşka bir sektör...
- Öyle. Çok hareketli ve değişken bir yapıyız. Hiçbir sene tekrar eden bir iş temposuyla geçmedi. Sıkılmaya fırsat olmadı yani. Grup olarak baktığımızda 10 bin 500 çalışanımız var. Yurtiçi, yurtdışı yapılarımız, 'call center'larımız var. Sürekli yatırım yapıp, istihdam yaratıyoruz. Telefonda satış gibi yeni iş kapısı açan alanlara giriyoruz. Teknoloji ilerledikçe, bazı iş alanları kapanabiliyor ama bazı iş alanlarında da yeni fırsatlar çıkıyor.

ÇALIŞMA TEMPOSU
- Çalışma temponuz nasıl?

- Turkcell'deki görevimin yanı sıra PERYÖN Derneği başkanıyım. Bu görevi de severek yapıyorum. Nasıl yapıyorum? Bir kere çok uyuyan bir insan değilim. Gece yarısı yatıp, sabah erkenden kalkabiliyorum. Sabah 7.00'de çıkarım evden. 8.00'de işe başlarım. 8.30'da eve gidiyorum. Eşim ve oğlumla beraber hayat tempomuz böyle. Oğlum bebekken de geç yatardı, geç kalkardı. Şimdi de okulu eve çok yakın. Geç kalkıyor arkadaşlarına göre, o yüzen de geç yatıyor.
- Kaç yıllık evlisiniz?
- Evleneli 16 sene oldu, oğlum 13 yaşında. Ev ve iş yaşamını birbirinden ayırmıyorum. Hayatın bütünlüğü içinde işlerimi dengelemeye çalışıyorum. Boş alanlar yaratmaya, fırsatları değerlendirmeye çalışıyoruz. Denizci ve yelkenci bir aileden geliyorum. Eşimi de alıştırdım denize. Küçük ve mütevazı bir teknemiz var. Hafta sonu ailece teknede birlikte oluyoruz. 'Bu kadar koşturuyorsun, beş yıldızlı otele gidip, ayaklarını uzatıp dinlensene!' diyenler oluyor ama üçümüz bir arada yelken toplayıp, yemek yapmayı, birlikte olmayı seviyorum. Oyun gibi geliyor bana. Pratik yemekler yapmak, şık kağıt tabaklarda misafir ağırlamak.
- Yemek yapmayı seviyor musunuz?
- Severim. Erken gidiyorsam, sevdiğim şeyleri yaparım. Bahçeyle uğraşmayı severim. Hobi bahçemiz var, domates, biber yetiştiriyoruz. Eşim de meraklıdır yemek yapmaya. Birlikte yaparız. Benim pilavım güzeldir. O balık yapar, ben salata. Çalışmak beni yormaz. Sonuç alamamak yorar. Kararlar alınıp verilmiş ama çözülmüyor, efor sarf ettim ama sonuç alamadım, bunlar beni yorar. Sonuç aldığımı gördüğüm her şey beni besliyor.

KADIN YÖNETİCİ
. Turkcell olarak kadın-erkek ayrımcılığı yapmadığımız gibi pozitif ayrımcılık da yapmıyoruz. Fırsat ve doğru kaynak neredeyse oraya gidiyoruz. Eğer kadın istiyorsa ve becerikliyse her pozisyona gelebilir.
. 11 genel müdür yardımcısı var, ikisi kadın. Onlara bağlı pek çok kadın müdür var. Hatta sayı olarak erkeklerden fazla.
. Kadın yöneticilerin sayısının artmasını insan faktörünün önemsenmesine bağlıyorum. Eskiden bilgiye kolay erişilmediği için erişen değerliydi ve bunlar da genellikle erkekler oluyordu. Şimdi bilgi her yede, artık onu iyi özümseyen ve değerlendiren önem kazanıyor. Bu yüzden kadınlar da öne çıkmaya başladı.
. İkinci kritik nokta, eskiden kadın eğitimli olsa bile, evde kalmayı, erkeğin olmayı tercih ederdi. Şimdi böyle bir resim yok. Kadın-erkek yan yana.
. Üçüncüsü de böyle bir trend başladı ve kabul görüyor. Kadınların başarılı olması da bunu pekiştirdi. Kadıların belli noktalarda titiz olmaları, daha çok sahiplenmeleri, belli alanlarda sabırlı ve dinleyici olmaları yönetimde fark yaratan noktalar oldu.

ÇOCUK VE KARİYER
Doğru zamanda olsaydı 2. çocuğu da yapardım ama artık gözüm yemiyor. Hamilelik ve annelik sorun yaratmadı işimde. Çünkü doğurdum diye işten 6 ay ayrı kalmadım. Ama 6 ay sütümü verdim.
Turkcell'de kadın çalışan sayısı çok fazla. Hamile de çok var. Günümüz çalışma koşullarında işini iyi yapmak, sorumluluğunu yerine getirmek önemli. Teknoloji bu imkanı veriyor.
Biz çalışanımızın işe kaçta gelip gittiğine bakmayız. Önemli olan işini iyi yapması. Ama bazı poziyonların sorumlulukları var. Geç gelip, erken çımak olmuyor.
"Bilgiyi hemen akıtmayı seven birisiyim. Toplantıların ardından mail atıp, ekibi yönlendiririm. 'Aklımdayken" diye mail alırlar benden. Sonra geri dönüp bakarım, hangi noktadayız diye. Gerektiği noktalarda detaya inerim. Sabırlı değil, tez canlıyım. Sabır konusunda bazen dengelemeye çalıyorum kendimi ama sabırsız olmak da bazen çok yararlı oluyor."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA