Eğitimine devam ederken, okuldan alınıp, başı örtülen ve 15 yaşında evlendirilen bir kadının "İlkokul öğrencisinin kendi isteğiyle başörtüsü takması gibi bir şey söz konusu olamaz" demesini önemsiyorum.
Olmaz çünkü. 15 yaşındayken de olmaz. Hele ki ailesinde herkes örtülüyse ve ailedeki kadın-erkek herkes bir kadının başını örtmesi gerektiğini düşünüyorsa, o kadının farklı bir karar vermesi de çok zor. Herkes karşıysa nasıl başa çıkabilir başını örtmeme kararıyla?
Önüne koşullar sürülecek sürekli. Okumak mı istiyorsun? Ancak başını örtersen! Çalışmak mı istiyorsun? Başını örtmek kaydıyla!
"Var olması" bir anlamda başını örtmesine bağlı. Aynı zamanda başını örtmesi varlığının ikinci planda kalmasını kabul etmesi anlamına da geliyor. Bir kadının başını örtmesi gerektiğine inananlar, kadınla erkeğin eşit olmadığına ve kadının haddini ve yerini bilmesi gerektiğine de inanıyorlar çünkü.
KİM KİMİN YANINDA?
Kadının yeri evidir, kadın anne olmak zorundadır, annelik kariyerden de, hayallerden de, her şeyden daha kutsaldır, deniliyor. Bunu bizzat başbakan söylüyor. "Kusura bakmayın ama sizin hayalleriniz, kariyer sevdanız yüzünden nüfus yaşlanacak" dedi, İstanbul'da yapılan kadın toplantısında.
Başbakan aynı zamanda başı açık kadınlara kızıyor, oların yanında olmadığımız, haklarını savunmadığımız için.
Ben de her ortamda başı kapalı kadınlarla bu konuyu tartışırken hep şunu söyledim onlara: "Peki siz benim başımı örtmeme hakkıma sahip çıkar mısınız? Ola ki bir yasa çıktı ve tüm kadınlar örtünecek dendi, benim örtünmeme kararıma destek olur musunuz?"
Okuyoruz, duyuyoruz, görüyoruz çünkü gerek İran'da, gerekse Afganistan'da, iktidarın kadınlara yönelik baskılarının en sıkı takipçisi kadınlar olabiliyor ve başını açanları ihbar eden onlar oluyor.
KADIN DAYANIŞMASI
Üstelik kadın dayanışması sadece örtmek veya örtünmemekle ilgili olmamalı. Başını örtmenin temelinde yatan nedenden dolayı Türkiye'de kadınların önünde pek çok engel var. Kadın ve erkeğin farklı ama eşit olduğuna inanılmadığı için kadınlar şiddete uğruyor, öldürülüyorlar.
Yani kadın özgürlüğü sadece başını örtmesiyle gerçekleşecek bir durum değil. Pek çok sorunu var kadının özgürleşmesiyle ilgili. Ama özellikle erkeklerin, bu sorunları hiç umursamazken sadece ve sadece başını örtme hakkıyla ilgilenmelerinin altında ne yatıyor?
Neden başı örtülü kadınlar, kadının "öldürülmeme" hakkına sahip çıkmıyorlar? İstanbul'da yapılan toplantıda, başbakan konuşurken, feminist kadınların aile içi şiddete maruz kalarak öldürülmesini protesto etmeleri üzerine salondan çıkarılmalarına alkışla destek veren başı örtülü kadınlara ne demeli peki?
Benim Mustafam
Bugün Ata'mızın ölüm yıldönümü. Geçen sene onunla ilgili yazdığım yazıyı yine bu köşeye almak istedim. Atatürk benim için çok önemli. Şu yüzden önemli...
1- Çünkü benim gözümde Mustafa rafine sevkleri olan bir erkek. Güzel giyinmeyi seviyor, her zaman şık. Kendine özen gösteren, dış görünümüne önem veren, kendine saygısı olan biri. Bunu anlamak için Şişli'deki Atatürk Müzesi'ni gezmek yeterli. Elbiselerine görünce modayı takip ettiğini, çağa ayak uydurduğunu anlıyorsunuz. Sadece dış giyime mi? İç giyimine de özen gösteren nadir erkeklerden. İpek çamaşırlarını görmelisiniz. Tüm eşyalarını da. Bir erkeğin şık, temiz ve bakımlı olması çok önemlidir. Bunu öne çıkarırdım.
2- Kendine güveni olan bir erkek. Bu nedenle kadınlardan korkusu yok. Kadınla erkeğin farklı ama eşit olduğunu düşünüyor. Kadınları seviyor, onlara değer veriyor, onlarla birlikte olmaktan hoşlanıyor. Etrafında sadece erkekler değil, kadınlar olsun istiyor. Kadınlar yol arkadaşı olarak görüyor. Her alanda... Kadın-erkek ayrımı yapmayan her erkek benim başımın tacıdır.
3- Çevre ve hayvanları seviyor. Bu da benim için çok önemli. Kendinden başka her canlıya önem veren bir erkekten kimseye zarar gelmez. Değil midir ki bir insan kedi ve köpeklerle yaşar, bir ağacın kesilmesine üzülür, ağaçlar zarar görmesin diye evi taşıtır, kurak topraklara çiftlik kurar, bunu herkes bilsin isterim.