• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Rehavete kapılmamak

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.03.2011, 00:00
Geçtiğimiz salı günü örneklerini verdiğim genç kadınlarla dolu ülkemiz. Meslek sahibiler, okumuşlar, evlenip, çocuk sahibi olunca işlerini bırakmışlar. Kimi kendi isteğiyle, kimi mecbur kaldığı için.
İlk yıllar kadınlar çocuklar biraz büyüsün diye bekliyorlar. Bir-iki yaş derken çocuk büyüyor ama kadınlar işe dönemiyor. Bu arada eğer ikinci çocuk da yapıldıysa hiç dönemiyor. Çünkü insan evdeki rahatlığa alışıyor. Sabah erkenden evden çıkmak zorunda olmamak, yağmur, çamur, kar yağdığında işe gitmemek, camdan bakarak dışarıyı seyretmek, istenirse evden hiç çıkmamak veya istenildiği zaman alışveriş veya gezmek veya arkadaşlarla buluşmak için çıkmak insana keyifli geliyor.

BOŞLUK HİSSİ
Ama sonra? Sonra dünkü mektuplarda olduğu gibi işe yaramama, boşlukta yaşama duyguları sarıyor kadınları. Kendilerini giderek değersiz hissetmeye başlıyorlar. Bir şeyler yapmak istiyorlar ama cesaret edemiyorlar, harekete geçemiyorlar.

ÇABA DERNEĞİ
Bu rehavete kapılmamak gerekiyor. Yapılacak bir sürü şey var. Hemen arkadaşları, eski çevreyi arayarak girişimlerde bulunmak gerekiyor. Ve mutlaka bir sivil toplum kuruluşuna üye olmak, farklı bir çevre edinmek, başkaları için bir şeyler yapmak.
İnsan kendisi için bir şey yapamıyorsa başkaları için yapmalı. Hepimizin yapacağı bir şeyler var çünkü. Kimimizin parası, kimimizin eğitimi, kimimizin çevresi, kimimizin enerjisi. STK'lar da bu türden insanlarla herkes için bir şeyler yapıyor.
RENGARENK KIRMIZI sayesinde pek çok kadınla tanıştım. Bunlardan biri de ÇABA derneği. Hepsi iyi okullarda okumuş, varlıklı ailelere mensup, iş-güç sahibi kadınlar. Çoğu evli ve çocuklu. Ev ve iş sorumlulukları arasında koştururken, severek ve hiç yorulmadan kendi kurdukları ÇABA Derneği için çabalıyorlar.
Birbirleriyle yakın arkadaş olan bu kadınlar, Güneydoğu'ya yaptıkları bir geziden dönerken, havaalanında hayatlarını değiştirecek bir görüntü ile karşılaşırlar; sonradan kanser hastası olduğunu öğrendikleri genç bir kadın yerde yatmakta, küçük oğlu başında ağlamakta, kocası da görevlilere yalvarmaktadır.

YARDIM ETMEK
Çünkü yetkililer tedavi olmak amacıyla tüm paralarını yatırarak İstanbul'a gitmek için bilet alan aileyi, kadının durumunu riskli buldukları için uçağa almak istememektedirler.
Şahit olan herkesin yüreğini burkan bu durum karşısında sessiz kalamaz ve hemen duruma olaya el koyar, hatta deyim yerindeyse çıngar çıkarırlar. Bütün sorumlulukları üstlenerek kağıt imzalar, kadını ve ailesini uçağa bindirirler. Binmeden önce de tanıdıkları ünlü bir cerrahı arayıp, durumu bildirir, kadının yatacağı hastaneyi de ayarlarlar.
Aralarında para toplayarak, hastane, ameliyat, ilaç ve tüm masrafları karşılarlar. Birkaç ay sonra kadın iyileşip, memleketine döner. Daha önce de her biri çeşitli yardım faaliyetlerinde bulunmuşlardır ama bu olay hayatlarında dönüm noktası olur. Birazcık çabayla hayat kurtarabildiklerini görmek onları bu tür çabalar içine sokar. Derken bir dostları bu işleri yasal yollarla yapmalarını ve dernek olmalarını önerir. Hemen harekete geçer ve ÇABA (Çağdaş ve Bağımsız Yardımlaşma Derneği)'yı kurarlar.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA