• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Boşanmalar artıyor çünkü:

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.04.2013, 00:00
Hande Ataizi, "Kadın para kazandı mertlik bozuldu" demiş. Boşanmalarla ilgili bir soruya, "Dedelerimizin zamanında kadınlar şimdiki gibi kapıyı çekip gidemiyorlardı. Ama artık kadınlar da paralarını kazanıyor, kendilerine bir standart oluşturuyorlar. Bu da boşanmaları artırdı" yanıtını vermiş. Haklı mı? Evet. Ama öyle bir sunulmuş ki, muhafazakar kesimin, başka bir deyişle kadının çalışmasına karşı olanların ekmeğine öyle bir yağ sürülmüş ki.
Kimileri bunu şöyle okumak istiyor çünkü: Boşanmalar artıyor çünkü kadınlar çalışıyor. Çalışan kadın kocaya minnet etmiyor ve aile birliğini bozuyor. Evliliklerin kurtulması için kadının çalışmaması gerekir.
İşte bu tuzağa düşmemek gerekir. Evet, kadınlar eskiden mutsuz da olsa, kocaları onlara kötü davransa, aralarında bir ilişki olmasa dahi, gidecek yerleri olmadığı için mutsuz bir yaşama boyun eğiyorlardı.

ÇİLEYE DEVAM
Ayrıca, aileleri boşanmalarına karşıydı. Kadının bir geliri olmadığı için boşandığı zaman baba evine dönmekten başka bir seçenekleri olamıyordu. Aile de onları yanlarına istemediği için, özellikle çocuklarıyla beraber kabul etmediği için kadınlar koca evinde çile çekmeye devam ettiler.
Kadın çalışmaya, daha doğrusu para kazanmaya başlayınca kendine çocuklarıyla beraber bir yaşam kurma imkanı bulabiliyor. Yine zorluklar yaşanıyor ama en azından kocaya minnet etmek zorunda kalmıyor, "azıcık aşım, kaygısız başım" diyerek yaşayıp gidiyor.
Arzusu bu mu kadının? Hayır. Kadınlar, hele ki çocukları varsa, sevdikleri adamla birlikte ömür boyu birlikte yaşamaktan yana olduklarını söyleyebiliriz. Acısıyla tatlısıyla birlikte yaşlanmayı seviyorlar. Ama karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile. Koca karısına saygı gösteriyorsa, kadın da kocasına, ailede demokrasi varsa, sorunlar aile içinde kavgasız gürültüsüz çözülüyorsa, niye boşanmak istensin ki?

KUTSAL EVLİLİK AMA!

Bizdeki sorun hem evliliğin kutsanması, yetişkin her bireyin evlenmeye zorlanması, özellikle kadınların, hatta çocuk yaşta bile karşı çıkılmaması ama evlilikte mutlu olmak için ne yapılması gerektiğinin bilinmemesi. İkili ilişkiler konusunda zayıfız. Aile ilişkileri yok. Kimse kimseyi dinlemiyor, anlamıyor, anlamaya çalışmıyor. Sadece yapılması, uyulması gereken kurallar var. Ve bu kurallar o bireylere, günümüz yaşam koşullarına ne kadar uyuyor, kimse kafa yormuyor.
Kadınla erkek ergenlikten çıkar çıkmaz evlendiriliyor. Akraba evlilikleri son derece yaygın h Kardeş çocukları ile evlendiriliyorlar. İki aile birbirleri ile dünür oluyor. İki kardeş birbirleriyle geçinemezken, gelin-görümce, elti kavgaları meşhurken varın gerisini siz düşünün. Dedikodu, kavga, incir çekirdeğini oldurmayacak konularda anlaşamama sürüp gidiyor.

GELENEKSEL ROLLER

Bir de kadına ve erkeği biçilmiş roller var. Erkek eve para getirecek, kadın da her işi yapacak. Olmuyor. Bu hem ereğe hem kadına haksızlık. Evlilikte her şey paylaşılması. Görevler de sorumluluklar da.
Ayrıca hayat artık sadece o evle veya köyle sınırlı değil. Televizyon sayesinde insanlar başka hayatları, başka yaşam biçimlerini görüyor. Elindekiyle yetinmek istemiyor. Büyüyüp, olgunlaştıkça kendini tanımaya, ne istediğini anlamaya başlıyor. Evlilik tek seçenek değil günümüzde. İstenilen hayatı seçmek herkesin elinde. Para kazanmaya gelince, yaşamak için çalışmak zorundayız günümüz şartlarında. İster köyde yaşayalım, ister şehirde, üretecek, satacak ve karşılığını alacağız.
Kısacası kadının çalışması sorun değil, bizim sorunumuz birey olamamak. Büyüsek bile çocuk kalmakta ve hayatı anlamamakta direnmek.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA