• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Suça iştirak etmek

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 20.01.2014, 00:00
Gel de kadın yöneticinin farkını fark etme. Boşuna demiyorum "kadınlar yönetimde olmalı. Karar mekanizmalarında yer almalı" diye. Her ne kadar bazen sisteme uyup yanlış demeçler verseler de (Bakınız yeni bakan Ayşenur İslam) kadın duyarlılığı bir başka. Siyaset ve iş dünyası gibi medyada da kadınlar yönetimde yoklar. Sayıları artsa pek çok şeyin değişeceğine inanıyorum. Ne diyordu cumartesi günkü yazısında, Genel Yayın Yönetmenimiz Şebnem Bursalı: "Toplumda pek çok 'normalleştirme' 'dil'de başlıyor. Gazete ve görsel medya aracılığıyla her gün milyonlarca insana ulaşıyoruz. Ve kullandığımız haber dili, milyonlar üzerinde etkili oluyor." Örneğin "seyircisiz maç" tabiri... Erkeklerin yönetimde olduğu bütün medya "kadın ve çocukların" gittiği maça "seyircisiz maç" demekte bir sakınca görmez ve bunun yanlış olduğunun fakına bile varmazken başında bir kadın yayın yönetmeninin bulunduğu Yeni Asır bu söyleme karşı çıktı. Ve, "Eğer biz haberlerimizde; çocuk ve kadınlara rağmen 'seyircisiz maç' ifadesini kullanmakta ısrar edersek; bir süre sonra kadın ve çocuğun 'hiç'leştirildiği, yok sayıldığını" normalleştirmiş oluruz (hiç istemesek bile)" diyerek tavrını ortaya koydu.

ÇOCUK TECAVÜZÜ
Ve günlerdir konuştuğumuz "çocuk gelinler" konusu. "Yeni Asır'da bundan sonraki haberlerde bir daha 'çocuk gelin' ifadesini görmeyeceğinizin sözünü verdim" dedi sevgili Şebnem. "Kimilerine göre bu bir; pedofili, sapıklık, sübyancılık, çocuklara yönelik tecavüz idi ama bizim haber dilinde tercih edeceğimiz ifade; 'çocuk veya küçük yaşta zorla evlendirilen' şeklinde olacak" diyerek yine farkını ortaya koydu. Evet bana göre de bu bir pedofili. Kerli ferli adamların küçücük kızları koyunlarına almak istemeleri sapıklık, sübyancılık ve çocuk tecavüzü. Bu yüzden "çocuk" ile "gelin" kavramlarını yan yana getirmek doğru bir ifade değil. Çünkü; Bu bir suç. Bir çocuğun zorla evlendirilmesi bir "cinsel istismar" suçudur. "Gelenek, göreneklerimiz" diyerek bu suça seyirci kalamayız. Kalmamalıyız. Kız çocuklarının başlık parası ile alınıp satılmasını, berdel ile takas edilmesini anlamaya ve bunu makul görmeye hele masumane bulmaya çalışmamalıyız. "Annelerimiz, anneannelerimiz de küçük yaşta evlenmişlerdi" diyerek bunun üzerine güzellemeler yapmamalıyız. Hele hele televizyon programlarına çıkarıp "bakın ne kadar mutlular!" propagandası yapmamalıyız.

TECAVÜZ TÖRENİ

Bakın ne diyor avukat Hülya Gülbahar: "Bir kız çocuğu zorla evlendirilirken toplum ona gelin muamelesi yapıyor. O çocuk giydirilip, kınalar yakılıp, evlendirilip, düğünde oynatılırken, akraba, konu-komşu pastalar yiyip limonatalar içiyor. Orada düğüne katılanların da yargılanması gerekiyor. Çünkü suça iştirak ediyorlar." Yani diyor ki, "Bu bir düğün değil. Bu bir tecavüz töreni. Ve toplum düğünle kız çocuğuna tecavüzü kutluyor. Aslında resmi nikah kıyılmadan dini nikah kıyılması Türk Ceza Kanunu'na göre suç. Dolayısıyla imam nikahına ve sonrasında düğüne iştirak eden herkes bu suça ortak olmuş oluyor. TCK'da bu konuda suça azmettirmek, iştirak etmek, suçu ve suçluyu övmek gibi sayısız ceza maddesi var. Din görevlileri resmi nikah cüzdanını görmeden imam nikahı kıyarsa 6 ay hapisle cezalandırılır. 219. madde ise din görevlilerinin vazife ve sorumluluklarına aykırı durumlarda ayrıca ceza getiren bir maddedir. Çünkü çocuğun cinsel istismarına onay vermek, göz yummak gibi ağır bir suç söz konusudur. 279. maddeye göre de olayı öğrenmesine, duymasına rağmen ihbarda bulunmayan tüm kamu görevlilerinin 2 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor. Ama...
Yarın bu konuya yine devam edelim.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA