• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
SEDA KAYA GÜLER

Çocuk “sanatçı”lar ve küçük yaşta evlilik

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26.06.2014, 00:00
Küçücük çocukların acı/ızdırap/umutsuzluk/çaresizlik içeren buram buram arabesk kokan şarkılar söylemesi hoşumuza gidiyor mu? Çocukların küçük yaşta müzikle ilgilenmeleri, enstrüman çalmaları, yeteneklerini geliştirmeleri güzel bir şey elbette. Spor da müzik de yetenek işi ama aynı zamanda eğitim. Eğitim ve egzersiz de küçük yaşta başlar. Ama onlardan star yaratmaya kalkışmak veya onları bu işe heveslendirmek ne kadar doğru bilemiyorum. "O Ses Çocuklar" yarışmasına katılan çocukların çoğunun hayali "sanatçı" olmaktı. Bir-iki arabesk şarkı ezberleyerek sanatçı olunmayacağını küçücük çocuklara anlatmak zor.
***
Önlerinde öyle örnekler var ki, ister istemez onlar da "sanatçı" olarak köşeyi dönmenin hayalini kuruyorlar. Ressam veya yazar veya avukat-mühendis olarak zengin olmalarının mümkün olmadığını düşünüyorlar zira. Görüyorlar da. Sesin varsa şansın da var.
O yüzden en çok para kazanan isimlerin şarkılarını ezbere biliyorlar. O şarkılar da hüzün/çaresizlik ve acı dolu. Ve küçücük çocukların ağzından bu yılgınlığı duymak bana iyi gelmiyor.

NEŞELİ ŞARKILAR
Umut veren şarkılar olmalı. "Sev Kardeşim" gibi, dostluk içeren şarkılar olmalı "Arkadaşım Eşek" gibi. eğlenceli şarkılar olmalı "Domates biber patlıcan" gibi. Çocuklara bu şarkıları söylemek yarışır. Belki de bu yüzden bir çocuk tekerlemesi olan "Yatçaz kalkçaz hop ardayım" yılın şarkısı seçildi.
Geçtiğimiz hafta basında yer alan haberlerden beni en çok etkileyenlerden biri de 8 yaşında nişanlandırılıp 12'sinde evlendirilen ve 18'inde evli bir adama kuma verilen 5 çocuk annesi kadının dramı oldu. Baba ölünce 6 çocuklu anne yeniden evleniyor. Muhtemelen üvey baba çocukları bir an önce evden göndermek istiyor. Ve anne iki bilezikten oluşan başlık parasına 8 yaşındaki kızını nişanlıyor. 12 yaşına gelince de koca evine göndermek istiyorlar. Direniyor küçük kız. "Dağa kaçmakla" tehdit ediyor ailesini.
Bir yıl daha direnebiliyor. Sonrası koca evi. Koca evi dediysem nikah falan yok tabii. Bir erkeğin koynuna gönderiliyor.

İMAMLARIN YANLIŞI
Beni en çok yaralayan da her zaman muhafazakar olduğunu söyleyen ve bununla övünen toplumun iki yüzlü davranışı. Hangi yaşta olursa olsun bir kadının bir erkekle flört etmesine sıcak bakmayan toplum ve de devlet 12-13 yaşındaki bir kızın imam nikahıyla cinsel ilişki yaşamasına ses çıkarmıyor. Hatta onaylıyor. Örneğin nikahı kıyan imamlar.
***
Bu ikiyüzlülüğe ve küçücük kızların hayatının kararmasına göz yumuyorlar. Genç kadın anlatıyor işte: "Nikah için imam getirdiler, kabul etmedim." İmam ne yapıyor peki? Ses çıkarmıyor. Annenin vekaletiyle nikahı kıyıyor.
Görevini yapmanın huzurunu duyuyor demek ki. Oysa küçük kız o gece hayatının travmasını yaşıyor. Koca denilen adamın tecavüzüne uğruyor. Kaçıp eve geliyor. Ama işte ne aile ne anne ne toplum kadından yana. Birkaç sene sonra yine iki bileziğe kuma olarak gidiyor.
Orada da bir imam nikahı kıyıyor. Hem de yasal olmamasına rağmen. Yasalara göre suç işleniyor.
Ama kimin umurunda?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.