Komplo teorilerine meraklı bir milletiz.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümünün üzerinden neredeyse 20 yıl geçti.
Rahmetlinin eceliyle mi yoksa bir suikast sonucu mu öldüğü sorusuna hala bir cevap bulamadık.
Enteresandır, eşi ve oğlu dışında o dönemde yakın çevresinde kim varsa, hepsi Özal'ın bu dünyadan eceliyle göçtüğüne inanıyor.
Semra ve Ahmet Özal ikilisi nedense rahmetlinin 1988'de yaralı olarak kurtulduğu suikastı hiç gündeme getirmiyor.
Kartal Demirağ, bundan tam 24 yıl önce, 18 Haziran 1988'de Özal'ı öldürmek istedi.
Neredeyse başarıyordu, elinden yaraladı.
Mesele Özal'la ilgili sır perdesini aralamaksa işe bu suikasttan başlamak gerekiyor.
Tetikçi hala yaşıyor ve içerde.
Dönemin İçişleri Bakanı, Ankara Emniyet Müdürü ve Ankara Valisi hayatta.
Suikast girişimden sonra tetikçi Demirağ'ın ilk sorgusunu yapan Emniyet Müdürü kim dersiniz?
Halen Aydın Yenipazar Cezaevi'nde yatan Mehmet Ağar...
Darbeleri Araştırma Komisyonu, 28 Şubat'la ilgili Ağar'ın da bilgisine başvuracak.
Aydın'a gittiklerinde kendisine mutlaka Özal suikastını de sorsunlar.
Dönemin İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli anılarında o günü anlatırken bakın hangi notları düşmüş:
"Mehmet Ağar, saldırganı konuşturacaklarından, onların tabiriyle çözeceklerinden emindi.
Ancak iki veya üçüncü gün ne olduysa oldu, daha yasal gözaltı süresi dolmadan tahkikat DGM'ye geçti.
Nusret Demiral ve ekibi olayı devraldılar.
Bundan sonra biz İçişleri Bakanlığı olarak takip edemez olduk."
Kalemli anılarında, Özal'a Emniyet Genel Müdürü, Ankara Emniyet Müdürü ve Vali'yi görevden alacağını ve kendisinin de istifa edeceğini söylediğini ancak kabul ettiremediğini yazıyor.
Özal'ın o gün görevden almadığı Kalemli, uzun yıllar bakanlık ve TBMM Başkanlığı yaptı.
Ağar, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ardından siyasete atıldı ve bakanlık koltuğuna oturdu.
Emniyet Genel Müdürü Saffet Arıkan Bedük milletvekili oldu!
Ağar, Komisyona 28 Şubat'ın dışında belki bu suikastla ilgili bildiklerini de anlatır.
Bizi de sahici suikast ortada dururken çakmasını konuşmaktan kurtarır.
Vekilime bu maaş da yetmez
Emekli milletvekillerinin üye olduğu Türk Parlamenterler Birliği'nde (TPB) yönetim değişti. Eski ANAP'lı Hasan Korkmazcan'ın yerine halen aktif vekil olan Nevzat Pakdil geldi. "TPB ne iş yapar?" diye soranların merakını hemen giderelim. 2 yıl parlamentoda görev yapan vekillerin ömür boyu ballı maaş almasını sağlayan 'kıyak emeklilik' düzenlemesi bu TPB'nin bize bir armağanı-kazığı- dır.
Korkmazcan ve ekibi giderayak bir yasa teklifi hazırlamış. TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in masasındaki o teklif kabul edilirse, milletvekilleri parlamenterlik görevleri bitse dahi Meclis üyelerine tanınan tüm haklardan faydalanacak ve maaşları 16 bin lira olacak. Yani ölünceye kadar milletvekili maaşı almaya, VIP'i kullanmaya, Türkiye'nin her yerinde sağlık hizmetlerinden bedava yararlanmaya ve özel pasaport kullanmaya devam edecek. TPB üyeleri yönetimi değiştirerek hata etmiş. Türkiye gerçeklerine bu kadar uygun, vatandaşın kahir ekseriyetinin gözünü kırpmadan onay vereceği, böylesine dört dörtlük bir yasa teklifini hazırlamak öyle kolay iş değil. Sonra bu teklifin de bazı eksiklikleri var. Düşünün, 4 yıllık görevin ardından 40, bilemedin 50'li yaşlarda emekli olmuş bir vekilsiniz. Elinize ayda 16 bin lira geçiyor. Bu parayla geçinmek kolay mı? TPB'nin yeni yönetimi mutlaka eskilerle işbirliği içinde çalışmalı. Bu yaz kafa kafaya verip, Ekim'de Meclis'e gelecek 2013 bütçesine hazırlansınlar. Bütçede emekli vekilleri rahatlatacak iyileştirmeleri ancak güç birliği yaparak sağlayabilirler. Maazallah bu parayla geçinemeyen bir vekil emeklisi zora düşerse, bunun vicdani sorumluluğunu hiçbirimiz kaldıramayız!