Gazeteciliğin en keyifli yanlarından biri meslektaşlarınıza haber atlatmaktır.
Dün açıklanan CHP'nin yeni MYK'sını, Türk basınında okuyucularına ilk duyuran gazete Yeni Asır oldu.
Cumartesi günü bu köşeden duyurduğumuz MYK listesi bir isim hariç aynen atandı.
Biz Seçim ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı için Levent Gök'ü yazmıştık, onun yerine Aydın'dan Bülent Tezcan geldi.
MYK'da kimin hangi göreve atanacağına dair tespitlerimizde de büyük oranda isabet sağlamışız.
PM'de 8 isimle temsil edilen İzmir'e MYK'da kontenjan ayrılmadığını "Yeni MYK'nın sürprizi İzmir olabilir" diye Cumartesi gününden yazdık.
Öyle de oldu...
Bu kadar reklam yeter diyelim ve geçelim MYK'nın şifrelerine...
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin tek ve tartışılmaz hakimi olduğunu gösteren bir ekip seçmiş kendine.
Parti içi iktidar mücadelesinin hiç eksik olmadığı CHP'de, daha önce Baykal'ın karşısına genel başkan adayı olarak çıkan Umut Oran ve Haluk Koç'u yönetime almak her babayiğidin harcı değildir.
Baykal'a yakınlığıyla bilinen Bihlun Tamaylıgil ve Önder Sav'ın prenslerinden Bülent Tezcan da listede.
Bütün bunlara ek olarak CHP'nin Kılıçdaroğlu'ndan sonra sokakta en çok karşılığı olan adamı Gürsel Tekin de kısa bir aradan sonra yeniden MYK'da...
Ancak gücünü örgütten alan ve kendine güveni tam olan bir lider böyle bir ekiple çalışmaya cesaret edebilir.
Örgüt demişken, CHP'nin en büyük kazanımlarından biri olan Adnan Keskin'e değinmemek olmaz.
MYK açıklandıktan sonra telefonla arayıp tebrik ettim eski kurdu.
Sesinden ne kadar mutlu ve gururlu olduğu çok net bir şekilde anlaşılıyordu.
Bu görevin siyasi hayatının en büyük onuru olduğunu söyledi ve delegelere teşekkür etti.
Yeni dönemde kimseyi dışlamadan, parti içi demokrasiyi çalıştırarak örgütleri ayağa kaldıracağını anlattı.
CHP'de hiç eksik olmayan kırgınlıklar ve küskünlükleri sona erdirecek formül bizatihi Adnan Keskin'in kendisidir.
Kılıçdaroğlu'nun en doğru kararlarından biri oldu örgütleri Adnan Ağabey'e emanet etmesi.
MYK'daki diğer Egeli Bülent Tezcan ise yönetime gireceğini Pazar akşamı öğrenmiş.
Onun için de sürpriz olmuş bu görevlendirme.
Tezcan siyaseti iyi biliyor. Yeni vekil olmasına rağmen Meclis çalışmalarında CHP'nin öne çıkan isimlerinden biriydi.
Kürsü hakimiyeti ve hitabeti ile grup başkanvekilliğine de göz kırpıyordu ama kısmet MYK'ya imiş.
Kılıçdaroğlu kadın ve gençlikten sorumlu genel başkan yardımcılıklarına atama yapmadı.
Seçimle kadın ve geçlik kolları başkanı koltuğuna oturan Hilal Dokuzcan ve Emre Doğan MYK'nın doğal üyeleri olarak partinin en üst karar organında yer alacaklar.
Oy hakları olmayacak ama kendi alanlarındaki politikaları bizzat onlar belirleyecek.
Kurultay öncesinde partinin 2 ve 3 numaralı koltuklarında oturan Erdoğan Toprak ve Nihat Matkap ikilisinin tenzil-i rütbeye uğradıklarını söylemek mümkün.
Özellikle Matkap'ın partiyi SHP'lileştirme çabaları tabandan büyük tepki alıyordu.
İZMİR'İN CEZASI
Kılıçdaroğlu'nun MYK seçimindeki en dikkat çekici ayrıntı İzmir'e kestiği ceza oldu.
Kentteki siyasi parçalanmanın daha da derinleşmesine müsaade etmedi.
Bir anlamda PM seçiminde belirleyici olan ekibe 'bulunduğunuz yerden bir adım geri atın ve diğerleri ile eşitlenin' mesajı verdi.
Önümüzde yerel seçim var.
CHP belediye başkan adaylarını ön seçimle değil merkez yoklaması ile belirleyecek.
Yani kimin aday gösterileceğini MYK tespit edecek, PM onaylayacak.
Ve İzmir karar mekanizmasında söz sahibi olamayacak.
80 öncesini bilmem ama partinin yeniden açıldığı 1992'den bu yana İzmir'in temsil edilmediği tek MYK bu olacak.
Emeği geçen herkese teşekkür etmek mi lazım kızmak mı karar sizin!