CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun şu an içinde bulunduğu durumu en iyi özetleyecek cümle kesinlikle "Kendim ettim, kendim buldum" olmalı.
Muhaliflerin kurultay restine 'kurultayı ben toplarım' restiyle karşılık vermesi özgüveninin yüksekliğinden değil mecburiyetten...
Hiç olmadık zamanlarda hiç olmayacak adımlar attığı için mecbur kaldı kurultayı toplamaya...
Kusura bakmasınlar ama ne Kılıçdaroğlu ne de siyasi gelecekleri ona bağlı olan MYK üyeleri siyasetten hiç anlamıyor...
Siyasette 'risk aldım, gereğini yaparım' gibi tehlikeli cümleler kurarsanız sonuçlarına katlanırsınız.
Hele de CHP'de...
Kurultay delegeleri Kılıçdaroğlu'nun yanındaymış, il başkanları ardı ardına genel merkeze destek açıklamaları yapıyormuş...
Hepsi hikaye...
O açıklamaların hangi telkinlerle, vaatlerle yaptırıldığını herkes çok iyi biliyor.
Bu saatten sonra CHP'de maç ortadadır...
Ve Kılıçdaroğlu'nun koltuğu ciddi şekilde sallanmaktadır...
Bir kere karşısındaki cephe çok kuvvetli...
Deniz Baykal, Önder Sav, Muharrem İnce, Emine Ülker Tarhan, ulusalcı cephe ve hatta dış kulvardan Metin Feyzioğlu...
İster misiniz Kılıçdaroğlu'na inat bir çatı da onlar kursun...
Öyle Ekmel Abi'nin çatısına benzemez bu çatı...
Adayları muhtemelen Deniz Baykal olur ki; sadece kurultay günü kürsüden yapacağı konuşmayla bile işi bitirebilir...
Kendisi de bir çatı aday olan ve 2010'da büyük bir koalisyonla CHP'nin başına getirilen Kılıçdaroğlu'nun gidişi yeni bir çatı projesiyle mi olacak dersiniz?
Sen eşini ikna et delegeyi bana bırak
CHP'de şu sıralar herkes eline kalemi, kağıdı almış delege hesabı yapıyor...
Yaygın kanaat 1180 delegenin büyük bölümünün Kılıçdaroğlu'nun kontrolünde olduğu yönünde...
Eğer bu iddia doğruysa Kılıçdaroğlu'ndan korkmak lazım...
Çünkü 4 yıl öncesine kadar delege ile arasında en küçük bir bağ yoktu.
2010'da genel başkanlığa aday olması gündeme geldiğinde en büyük korkusu da buydu.
Kendisine aday olması için baskı yapan Önder Sav'a "Nasıl olur, benim arkamda bir tane delege yok ki" dediği biliniyor...
Peki sonra nasıl mı karar verdi genel başkan olmaya?
Tabii ki Önder Sav'dan garanti alarak...
"Sen eşinle görüş, onu ikna et gerisini bana bırak" demiş Sav...
Hikayenin sonrasını zaten biliyorsunuz...
İşte o Önder Sav, bugün Kılıçdaroğlu'nun tam karşısında...