Bir siyasi parti düşünün ki, kuruluşunun üzerinden 13 yıl geçmiş.
Bunun neredeyse tamamında iktidar...
Ve bu parti tarihinde ilk kez olağanüstü kongre yapıyor...
"Recep Tayyip Erdoğan, köşke çıktıktan sonra AK Parti bölünür" diyenler dünkü kongreyi ve salona hakim olan atmosferi görseydi eminim bu önyargılarını değiştirirdi.
Yerel seçimden sonra aralarında İzmir'in de olduğu 26 il ve 235 ilçe teşkilatını değiştirdi AK Parti.
O teşkilatlarda görev yapıp, dünkü kongrede delege olarak oy kullanan çok sayıda partili vardı.
Buna rağmen genel başkan seçiminde sandıktan sadece 4 geçersiz oy çıktı.
Ahmet Davutoğlu 1386 delegeden 1382'sinin oyunu alarak AK Parti'nin yeni genel başkanı seçildi.
Fire, çatlak, bir yerlere mesaj vs. bekleyenler bir kez daha hayal kırıklığı yaşadı.
Dünkü kongrede ortaya çıkan çok net bir mesaj var:
Bu parti kolay kolay bölünmez...
Siyaset stratejisini AK Parti'nin zayıflaması, parçalanması olasılıkları üzerine kuran muhalefet acilen yeni bir eylem planı oluştursun.
Çünkü AK Parti kalesinde surlarda bir gedik açılma ihtimali pek görünmüyor.
Erdoğan'ın verdiği mesaj...
Siyaset bir sonuç alma sanatıysa, ki öyledir; Recep Tayyip Erdoğan bu işin ustası...
2002'den beri girdiği her seçimi kazandı...
Milletin seçtiği ilk Cumhurbaşkanı oldu...
Köşke çıkarken de aşkla ve tutkuyla bağlı olduğu partisine veda etti.
Erdoğan'ın köşke çıkması, Türk siyasetindeki ve AK Parti'deki gücünün, etkisinin azalacağı anlamına gelmiyor.
Tersine bugünden itibaren Türkiye'de yeni bir dönem başlıyor.
Yeni dönemde seçilmiş Cumhurbaşkanı'nın farkını ve siyasette kendiliğinden gelişecek kaçınılmaz değişimleri hep birlikte göreceğiz.
Erdoğan'ın dünkü konuşmasında kalın çizgilerle altı çizilmesi gereken bölümler var:
Birincisi ve en önemlisi "AK Parti 29 Ekim 1923'te kurulan Türkiye Cumhuriyetini büyütmeye, yüceltmeye, onun davasını muhafaza etmeye ve yaşatmaya çalışan bir partidir" cümlesi...
İkincisi "77 milyonun her bir ferdine bir kez daha elimi uzatıyorum. Diyorum ki; Biz sizi çok iyi anlıyoruz. Sizin yaşam tarzlarınızı, değerlerinizi anlıyoruz. Taleplerinizi, arzularınızı biliyoruz. Sizin de bizi anlamanızı istiyoruz" ifadeleri...
Erdoğan'ın bu sözlerinden yeni dönemde kendisine bugüne kadar mesafeli duran kesimlere yönelik önemli adımlar atacağı sonucunu çıkarmak mümkün.
Bu ülkede yaşayan 77 milyonun tamamı aslında aynı şeyi istiyor...
Birbirini anlayan, birbirinin hak ve özgürlüklerini kısıtlamayan, yaşam tarzlarının güvence altına alındığı, hoşgörünün ve demokrasinin hayatın her alanında hakim olduğu bir Türkiye'yi...
Bunu fazlasıyla hak ediyoruz...