Herhalde şu ana dek hiçbir derbide G.Saray ilk üç dakikada iki net gol pozisyonu vermemiştir. Bitmedi, G.Saray netliği sabit kalmak üzere 13. dakikada 3., 23. dakikada ise 4. pozisyonu verdi. Ve bu pozisyonların ikisinde, bir de 28. dakikada Muslera bu pozisyonları savuşturmak için kalesini terk etti. Niye olduğunu sanırım biliyorsunuz. Çünkü Muslera da artık önündeki dörtlüye artık pek güvenmiyor.
Sadece kalesini savunmaya çalışır bir görüntü çizen G.Saray maalesef bunu da fazlasıyla başaramıyor. Aslında oyun dizilişi, oyuncu tercihi ve yedek kulübesi her şeyi net bir şekilde belgeliyor.
Kulübede üç sağ bek varken Riekerink'in son iki haftadır stoperlerini bu bölgeye çekmesi G.Saray'ın içinde bulunduğu durumu gözler önüne seriyor. Yani bunun anlamı şu:
"Sağ bekim var ama orada oynayacak kadar yeterli değil." En azından benim anladığım bu.
İyi de madem hep stoperler oynayacak o zaman kulüp niye her sene bu bölge için bu kadar masraf yapıyor. Gelelim değişikliklere. Maç 0-0, Riekerink'in oyuna aldıkları ise Sabri ve mecburen Koray. Biri sağ bek, diğeri stoper. Zannedersiniz şampiyonluğa oynayan G.Saray ve alacağı 1 puan yetecek. Oysaki taraftarın haftalardır bir kıpırtı beklediği tek maç bu. Kıpırtıdan kastım üst düzey futbol değil elbet. Kazanmayı unutmuş bir takımın bir maçlığına çehresini değiştireceğini ve şov yapacağını kimse ummuyordu zaten. Ancak en azından kazanmaya çalışır diye umuluyordu. Sen tek golcünü kulübede tutup, Muslera'nın gayretinden medet umarsan sadece seyirci olursun. Evet ilk yarıda Podolski'nin attığı golde hakem hatalı gözüküyor. Fakat gerçek şu ki F.Bahçe girdiği pozisyonlarla belki de tarihi bir farkı kaçırdı. Skora bakıp buna inanmak güç biliyorum ama ben G.Saray'ın bir derbide rakibine bu kadar teslim olduğunu hatırlamıyorum.
Üstelik kendi sahasında. Benim asıl merak ettiğim başka bir şey. Acaba Antalya maçında kim sağ bek oynayacak? Neyse boşuna kafa yormayalım. Nasıl olsa yine bilemeyeceğiz.