• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Ekonomide neler olur? CAHİT SÖNMEZ

Ekonomide neler olur?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 09.06.2015, 00:00
Ekonomi aktörlerinin denkleminde yer alan kritik faktörlerden birisi olan genel seçimler sonuçlandı. İki olasılık üzerinde duruluyordu. Birincisi mevcut hükümetin devam etmesi... İkincisi koalisyon hükümetinin kurulması... İlk senaryo olasılığı daha yüksek görüldüğü için piyasalar bunu mümkün olduğunca fiyatlamayı tercih etmişlerdi. Ancak ikinci senaryo gerçekleşince hem piyasalara hem de ekonomiye yönelik belirsizlikler ön plana çıkmış durumda... Zaten şu an kurların ve faizlerin yükselmesi, aynı zamanda borsanın gerilemesi risk algısının bir yansıması...
Karşımıza çıkan siyasi sonucun kısa vadeli piyasalara yansımasını yukarıda özetlediğim gibi birkaç gündür izliyoruz. Uzun vadeli etkisi ise ekonomi üzerinde olacak. Öncelikle ekonomiye yansımalarını ve bu bağlamda geçerli senaryoları değerlendirelim.
Gerçek şu; ekonomi dümeninde kimin ya da hangi partinin oturacağından öte hangi yol haritasının izleneceği merakla bekleniyor ekonomi aktörleri tarafından... Çünkü ekonominin olmazsa olmaz koşulları var. Bunlardan asla taviz verilmemesi gerekiyor. Dolayısıyla ekonomi aktörleri yeni hükümetin bu kurala ne kadar uyacağını görmek istiyorlar.

TAVİZ VERİLMEMELİ!
Peki, taviz verilmeden uygulanması gereken ekonomi programının sacayakları neler?
İlki mali disiplin... Yani faiz dışı bütçe fazlası nominal çapasının ne olursa olsa devam ettirilmesi. Bu arada hatırlamamızda fayda var... Bütçe giderlerinden faiz ödemelerinin çıkarılması sonrası bütçe gelirlerinin daha fazla olması şekilde tanımlıyoruz faiz dışı bütçe fazlasını... 2001 krizi sonrası milli gelirin yüzde 6,5'i ile başlayan çapa borç stoku eridikçe aşağı çekilmişti. Bu sayede borç stokunun milli gelire oranı yüzde 40'ların altına kadar indi.
Ekonomi programının diğer sacayağı Merkez Bankası'nın doğrudan enflasyon hedeflemesi rejimi ile fiyat istikrarı ana amacını koruması. Tabi Merkez Bankası'nın bağımsızlığından taviz verilmemesi de hayati önem taşıyor. Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ile başlayan ve günümüze kadar gelen net iç varlıklara göre likidite, net dış varlıklara göre rezerv yönetimi yine hangi siyasi oluşum olursa olsun süregitmeli...
Üçüncü sacayak ise yapısal reformların kaldığı yerden devam ettirilmesi... Göz ardı edenlerinin de zaman kaybetmeden başlatılması yeni ekonomi programının vazgeçilmesi olmalı... Örneğin yenilenebilir enerjiye ulaşılması, orta ve yüksek teknolojili ürünlerin üretilmesi için gerekli zeminin hazırlanması, üretimde katma değer yaratılması gibi reformların öncelik listesinde yer alması ihmal edilmemeli...
Gelelim piyasalara...
Kısa vadeli etkisi piyasalar üzerinde hemen seçim akabinde başladı bile... Borsa düştü, kur ve faizler yükseldi. Ama dikkat ederseniz kurlar ve faiz zirvenin ardından aşağı, borsa ise yukarı yönlü harekete dönüş yaptılar. Yani piyasalara etkisi oldukça sınırlı oldu. Siyasi oluşum somutlaştıkça piyasaların daha da normalleşmesini bekleyebiliriz. Bu noktaya gelmişken şu naçizane öneri ile yazıyı sonlandırayım. Panikleyerek borsadan çıkmayı ya da TL'den dövize geçmeyi tercih etmeyin. Bekle gör politikası sanırım en uygun strateji bu aşamada...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA