• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Merkez Bankası ne yapabilir? CAHİT SÖNMEZ

Merkez Bankası ne yapabilir?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.11.2016, 00:00

Merkez Bankası tam bir yol ayrımında...
Yavaşlayan ekonominin biraz olsun momentum kazanabilmesi amacıyla faizleri mümkün olduğunca aşağı çekmeye çalışıyor.
Diğer bir deyişle para politikasını gevşeterek finansman maliyetini düşürüp hem tüketimi hem de yatırımları desteklemek istiyor. Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var; güçlenme eğilimine girmiş dolar...
Bir taraftan FED'in faiz artırımına hazırlanması ve ne yapacağı henüz belli olmayan Amerika'nın yeni başkanı, diğer taraftan iç siyasi gelişmeler ve sınırımızdaki jeopolitik riskler doların ateşini yükseltiyor.
Doların değerli bir para birimi haline gelmesi ne yazık ki birçok faktöre bağlı olarak Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiriyor.
Neden derseniz?

ZORUNLU İTHALAT

Birincisi zorunlu ithalatımız var ara mal ve hammadde olarak.
Belli bir vade için bağlanmış olan ithalat sözleşmeleri dahil yeni ithalatlar doların TL karşısında değer kazanmasından etkilenecek. Eğer ithalatçı firmalar ileri kuru belli bir seviyeden sabitleyen vadeli işlem ve opsiyon gibi finansal teknikler kullanmamışlarsa.
Örnekle somutlaştıralım; 1000 dolar değerinde ithalat yapan bir firma birkaç ay önce borcu için 2950 lira ayırması gerekirken şimdi 3350 lira ile ancak 1000 dolar alabilecek. 400 lira daha pahalıya elde etmiş olacak üretimi için geren girdisini...
İkincisi kısa vadeli dış borçların çevrilmesi... Orijinal vadesini göz ardı ettiğimizde 1 yıl ya da daha kısa süre içinde geri ödenmesi gerek 168 milyar dolar dış borç bulunuyor. Bunun %52 dolar, %30'u euro ve kalan diğer para birimlerinden oluşuyor. Borçlu banka ve banka dışı şirketlerin iki seçenekleri var; ya TL ile dolar alıp borçlarını ödeyecekler ki pek mantıklı değil ya da dolar ile borçlanıp eski borçlarını kapatacaklar.
Zaten yaptıkları da bu... Ancak eski borcu söz gelimi %1 ile almışlarsa, şimdi dolara %2 ile ulaşacaklar. Borç çevirme maliyeti katlamış olacak.
Uzatmayayım... Pahalı ithalat ile enflasyonun yukarı yönlü baskı altına girmesi, fiyatlamada dolara endekslemelerin başlaması, TL'nin alım gücünün gerilemesi gibi dolaylı etkileri de kısaca geçelim.
Sadece halkı ve dolarla uğraşanları değil Merkez Bankası'nı da cari açığın finansmanı ve dolarizasyon açısından ilgilendiriyor.

HANGİ ARAÇLAR?

Peki Merkez Bankası ne yapmalı?
En klasik yöntemden başlayalım.
TL faiz oranlarını yükseltebilir.
Yakın geçmişte iki örnek var. 2011 ve 2014 başı...
2011'de 1,58'lerden 1,86'lara çıkmış. Merkez Bankası hemen politika faiz oranını %9'dan %12,5'a çıkarmış. Kısmen ateşi düşürebilmiş. 2014 Ocak ayında ise dolar 1,93'lerden 2,26'lara tırmanmış. Faizi %7,75'den %12'ye çıkarmış.
Ama dolar buna rağmen 2,42'lere kadar ulaşmış. Sonuçta küresel nedenler geçerli olduğundan etkinin zayıf kalması aynı zamanda büyümeyi köstekleyeceğinden hemen bu silahını kullanmak istemeyecek Merkez Bankası...
Diğer aracı rezerv opsiyon katsayısında ayarlama yaparak piyasaya dolar bırakması. 17 Kasımda ROK'da indirim yaparak 700 milyon dolar piyasalara kalmış oldu. Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında da 620 ile 670 milyon aralığında doları bırakmıştı piyasalara... Anlaşılan o ki bu silahını mümkün olduğunca kullanacak.
Bir de döviz ihalesi ya da doğrudan satışı yapabilir. Belli bir kısmı kesin kalanı opsiyonlu olarak günlük 100 milyon dolara kadar ödemesi olan bankalara satış yapabilir.
Merkez Bankası önlem aldıkça değerlendirmeye devam edeceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA