• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Stephen Hawking'in arkasındaki güçlü kadın

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19.03.2015, 00:00
Üzerinden zaman geçti bir miktar ama 'Her Şeyin Teorisi' filmiyle alakalı söylemek istediğim bir iki şey daha var. Umarım izlemişsinizdir; fizik profesörü Stephen Hawking'in hayatından bir bölümü anlatan film, çok çarpıcı sahneler içermekte. Oscar dahil birçok ödül kazanan Eddie Redmayne tarifsiz bir oyunculuk sergiliyor, ancak filmde karısını canlandıran Felicity Jones'dan neden söz edilmiyor anlamış değilim. Jones, en az Redmayne kadar başarılı. Hawking, hastalığına teşhis konulduktan sonra, kız arkadaşı Jane'den uzaklaşıyor. Ancak Jane onu evlenmeye ikna ediyor ve üç çocukları oluyor. Ona inanan ve seven bir kadın var.
***
21 yaşında ALS oluyor Hawking. Motor nöronların zamanla yüzde seksenini öldürerek sinir sistemini felç eden; ancak beynin zihinsel faaliyetlerine dokunmayan bu hastalık, Hawking'i tekerlekli sandalyede yaşamaya mahkum ediyor. Öyle bir an var ki, Hawking ölmek üzere ve yaşaması karısının dudağından çıkacak iki kelimeye bağlı! Jane Hawking yaşatıyor kocasını. Muhteşem bir karakter ve Felicity Jones da şahane oynamış.
Klişedir ama her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır derler ya, aynen öyle. Stephen Hawking kadar büyük bir bilim adamının arkasında da kendinden daha büyük bir kadın varmış, öğrenmiş oluyoruz filmi seyredince. Kocasının aksırmasına, öksürmesine, en ufak bir hastalığına laf eden kadınlar var; en küçük kriz anında adamlara kapıyı gösteren kadınlar var. Ben çok etkilendim kadından. Söylemeden edemeyeceğim, Jane Hawking kocası için onca çırpınırken, çok ünlü bir bilim adamı olmak yolunda ilerleyen Stephen Hawking'in, terapistine aşık olması da ayrı bir tartışma konusu... Erkeklerden soğumak için binbir neden diye bir kitap yazacağım en sonunda, göreceksiniz.

Bir ayrılık, üç gazete, üç haber


Ebru Şallı ve Sinan Akçıl'la alakalı aynı gün farklı üç gazetede üç 'özgün' haber vardı. Ayrılmalarına sebep olarak bir gazete Sinan Akçıl'ın Şallı'dan borç aldığı paraları ödememesi gösterilmişti. Bir başka gazete ihanetten söz ediyordu. Üçüncü gazeteye göre ayrılık sebebi Şallı'nın bir basın açıklamasıyla aşkının bittiğini ilan etmesiydi. Magazin basını beni bunca zamandır medyanın içinde olmama rağmen şaşırtmaya devam ediyor. Ben okuyunca bu kadar şaşırıyorsam olayı bizzat yaşayanlar nasıl şaşırıyordur tahmin etmek zor değil. Olayı köpürtmek adına yapılan numaralar bakalım ne boyutlara gelecek.

Hugh Jackman'dan


* Adam ünlü, adam Hollywood starı, adam çok yetenekli. Bir de kalkıp karısına olan aşkından bahsediyor. Ona "çok seksi bir oyuncusunuz" diyen muhabire, "benim seksiliğim çöpü dışarı çıkarana kadar" diyebiliyor.
* Sahnede inanılmaz, çok güzel şarkı söylüyor çok güzel dans ediyor. Bir ara eğilip karısını öpüyor. Ona bakıp aşk şarkıları söylüyor. Karısı da her şarkıya eşlik edip oturduğu yerden dans ediyor.
* İzlemeye gelen oyuncular acaba Hugh Jackman'a bakıp, iç geçirmediler mi? "Bu adam oyuncuysa biz neyiz, bu adam yetenekliyse biz neyiz" gibi... Ben oyuncu olsam zinhar sahneye adım atmazdım Jackman gösterisini izledikten sonra. Aynı şeyi Madonna konserinden sonra da hissetmiştim. Kadın öyle bir şov yapmıştı ki, arkasına yarı çıplak beş dansçı alıp da kıvrana kıvrana şarkı söyleyen bir popçu olsam kendimi keserdim diye düşünmüştüm.
* Nasıl mütevazı, nasıl sıcak, nasıl özgüvenli, nasıl gerçek! Kaşı gözü iki günde oynayan, bir yıl veya bir sezon içinde bambaşka bir karaktere bürünen bizim jönlerimiz acaba Hugh Jackman'a bakıp, "ezik" falan mı diyorlar? Hava atmıyor, karı/kızla işi yok... Erkeklerin yüz karası falan mı diyorlardır içlerinden...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA