Otuz bin kişi başvuru yapmış, gözetlenme programı için. Bir dönem memleketi kasıp kavuran, herkesin onlarla yatıp kalktığı, yarışmacıların birbirini yediği, bitirdiği program silsilesini bir defa bile baştan sona dek izlememiştim. İşim gereği bakıyordum tahammül sınırlarım içinde; dedikodu, boş konuşma, bir yere varmayan/varamayacak olan tartışmalar, sığ sularda yüzen 'bir şey olabilme' veya 'yırtabilme' çabasındakiler...
TAHAMMÜLÜM YOK!
Bana göre değildi. Oradaki genç insanların müzik, sanat, edebiyat, sinema, spor konuşmalarını isterdi gönlüm; böyle bir donanımları yoktu. Bakalım bu defa başvuru yapan 30 bin arasından seçilecek, seçilmiş arkadaşlar nasıl bir oyun sergileyecekler. Reytingi kavga, dövüş, aşk, entrika ve Bizans oyunlarında arayan kanallar için bulunmaz fırsat; bir odaya altyapısız insanları doldur ve izle. Şöyle hayal ediyorum, orada mesela birlikte kitap okusalar, bir roman tartışsalar, romandaki karakterleri tahlil etseler; izleyen olur mu? Şakacıyım değil mi?
Ekran kaynıyordu, her kanalda kendi gözetleme programı vardı. Bir odaya gençleri tıkmak yetmiyordu, gelin/kaynanaları işin içine soktular. Sahte aşklar yarattılar, yarattıkları sahte hayatlar ölümle sonuçlandı. Ahu Tuğba ve peşinden koşan sarışın iri yarı adamı hatırlasanıza; bugünkü evlenme programlarına şükredersiniz. Kuşum Aydın'a oldu olan o dönem, her şey yasaklandı; sanki Aydın sebepti olup bitene. Yeni kurulan düzende, abukluklarda Aydın'a yer vermediler ve ekran temizlendi! Öyle mi?
SEVİYESİZLİK YARIŞI
Eğlence programlarını severim, yarışmaları severim; 'Big Brother' bir eğlence programı mı? Bilmiyorum, beni eğlendirmediği kesin.
Otuz bin kişi başvurmuş, bir o kadar da katılmak isteyip de üşenen vardır. İçinden "Ben orada olsam kesin birinci olurum" diyen bir elli bin kişi çıkar memleketten. Hani "benim hayatım roman" klişesine inanan. Otuz bin başvuruyu duyunca bir tweet attım dün, yukarda anlatmak istediklerimi özetleyen, bir uyanıktan cevap geldi, "Elif Hanım, biz ekmeğimizin derdindeyiz, ne diye dalga geçiyorsun"...
Ekmeğin derdinde olmak? Dalga geçmek? Peki beni şaşırtın dostum, programdan bakalım bir sosyal sorumluluk projesi çıkacak mı? Katılanların yazdıkları tezler üzerine konuşulacak mı? Evrensel anlamda hanginiz, hangi ekmeğin peşinde olduğunuzu anlatabileceksiniz. Göreceğiz. Tanımadığı, tanıma ihtimali olmayan ve olmamasının daha hayırlı olduğu insanların manasız konuşmalarını dinlemek, yırtma çabalarına tanık olmak için ekran başına geçenlere selam olsun! Sokaklar aç çocuklarla, hayvanlarla dolu, memlekette kitap okunmuyor, diş fırçalama ortalaması dünya standartlarının çok altında; ama siz boş verin, bakın bakalım sarışın kız, esmer oğlanı sevecek mi; kim kimi ezecek, silip süpürecek. Az önce 'seviyesizlik' yazdım ya, unutun onu; seviyemizi gösterecek bu yarışma. Bakın oradaki sizsiniz, o kadarsınız...