• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

En başarılı sezon finali, net!

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18.06.2016, 00:00
Hayat, dizilerin sezon finallerine benzemiyor. Ve hayat aslında işinin ehli bir kalemden çıkan senaryoda olduğu gibi, dizilerin sezon finallerine bal gibi benziyor...
Yo, hiç karmaşık değil anlatmaya çalıştığım. Hayat final yapmaz çünkü son nefese kadar sürer, bir filmin finalindeki evlenme sahnesi benim için bir palavradan ibarettir. Çocukluğum boyunca Külkedisi'nin mutlu olup olmadığını düşündüm ben. Pamuk Prense acaba çocuk doğurdu mu, yakışıklı prens bir zaman sonra "aramızdaki aşk bitti" deyip, başkasıyla birlikte oldu mu?
Geçtiğimiz hafta boyunca ekranın reyting rekortmeni dizileri seyircisine veda etti. Yapımcı ve senaristlerde aynı kaygı ve istek vardı haliyle, merak uyandırmak ve seyirciyi üç ay adar oyalayacak bir belirsizlik yaratabilmek.
Bunu layıkıyla başaran tek bir yapım olduğunu söylemem lazım, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz...

BÜYÜK FARK ATTILAR

Konular dünyada da benzeşiyor, aşk, ihanet, entrika, çekişme, kavuşamama hali. Zaten daha ne olacak?
Bizde gelişmiş ülkelerden bir tık daha kısıtlı konular, gelenekler falan bir hayli belirleyici. Aslında konu çeşitliliği de olsa fark etmiyor. Neticede tek önemli olan inandırıcılık. EDHO bu anlamda tek ve benzersiz. Yapımcı Raci Şaşmaz, inanılmaz ekibiyle birlikte yüreğini ortaya koyarak yarattı diziyi. Aşka, kavgaya, tutkuya, nefrete inandırıcılık; hayata burada benziyor dizi işte. Yaşadığımız aşk, çektiğimiz acı; ekranda salınan pek bir yakışıklı oyuncuyla, saçlarının maşası asla bozulmayan kızcağızın aşkından daha şehvetliyse; ne yapalım o diziyi?
Aşık olduğun adam, sevgilin seni aldattığında ne hissediyorsun mesela, midene kramplar girmiyor mu; hayatının bittiğine inanmıyor musun? Aşk acısı yaşama sevincini öldürmüyor mu?
Veya neşe, sevinç, mutluluk; gerçek hayatta ayaklarını yerden keserken, ekranda sana mutlulukmuş diye yutturulan abidik gubidik diyaloglar nereye kadar inandırıcı olabiliyor?

KAYNARCA VE ÇAKIR

Oktay Kaynarca ve Deniz Çakır hikayeye o kadar teslim olmuşlar ki, oyunculuklarındaki ustalık Bahadır Özdener'in diyaloglarıyla buluşunca, final sahnesinde başka dizilerde de yazılabilecek bir vurulma sahnesi, seyircinin aklını başından almaya yetmiş. Bunu aynı ekibin eski dizilerinde Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı karakterin öldürülmesi sırasında da yaşamıştık. Sadık okuyucum hatırlayacaktır, ben de ekipteydim o sıra senarist olarak ve dizi karakterinin ölümü seyirciyi yasa boğmuştu. Yapımcının şirketine helva gelmiş, ülkenin çeşitli yerlerinde cenaze namazı kılınmıştı. Bir miktar abartı var elbette seyircinin tutkusunda ama asıl hikaye, masala inandırmak!
Gösterilen sonu, son olarak kabul etmiyor seyirci, gerçek yaşamda olduğu gibi; tıpkı evinden cenaze çıkmış gibi ağlıyor. Oktay Kaynarca ve Deniz Çakır, öyle güzel bir çift oldu, öyle yakıştı ve döktürdü ki; final sahnesi yine Türk dizi tarihine geçti.
Aşk anlatmak ve yaşamak öyle basit bir iş değil, senaristler bunu yine ve yeniden herkesin gözüne soktu; bıy bıy bıy bıy konuşan ergen tripli kızlarla, buruşmayan gömlekli oğlanlar, hangi aşkı anlatabilir acaba? Sanırım bıy bıy bıy konuşan ve hayatta tek dertleri gömleklerinin buruşması olan erkeklere... Bunu dışında hayatı dibine kadar yaşayan, hayattan zevk alan, gerçek seyirci için, yeni sezonu beklemek hem büyük bir işkence hem de zevk... O sahne unutulmazdı; aşkın tadını bilenlerin dudaklarının kenarında acı bir tebessüm olarak kaldı...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA